Yunan mitolojisinin ilgi çeken karakterlerinden biri olan Medusa hakkında, pek çok inanış mevcuttur. Kimilerine göre kötü ve lanetli olan bu yaratık, kimilerine göre ise de iyi ve haksızlığa uğramış bir kişiliktir. Bu yazımızda, bu düşüncelerin hangisi asıl olan konusuna değineceğiz.
Göz göze gelindiğinde karşısındakini taşa çeviren bu lanetli kadının, aslında hikayesinin bambaşka olduğunu söyleyebiliriz. Kadınlık ve dişillik kavramlarının hoş görülmediği ve geri plana itildiği ataerkil toplumlarda ve zamanlarda anlatılan pek çok hikaye gibi, Medusa miti de zamanındaki anlatımının yanı sıra günümüzde farklı bir bakış açısıyla yorumlanmış ve zalim rolünden mağdur rolüne evrilmiştir. Karmaşık ve farklı versiyonları olan bu hikaye M.Ö. 8. yüzyılda yazıya geçirilmeden önce de bilinmesiyle, çok eski bir geçmişe sahiptir.
Medusa’nın Gorgon’a Dönüşmesi
Zalim, vahşi ve korkunç anlamına gelen Gorgon kelimesi ile bilinen üç kız kardeşten biri olan Medusa, diğer kardeşleri Stheno ve Euryale’nin aksine tek ölümlü olan kardeştir. Kendini tanrılara adamış ve Athena‘nın tapınağında yaşamaya başlamıştır.
Güzelliği ile pek çok kişiyi etkilemiş ve tanrıların ilgisini çekmiştir. Tanrıların ilgi odağı olmasının yanında, tanrıçalar tarafından da kıskanılan Medusa, Athena’nın büyük aşkı Posedion tarafından özellikle ilgi görmüştür. İçten içe Medusa’ya aşık olan Poseidon, bir ölümlüye aşık olduğu için küçük görülebileceğinden bu aşkı içinde saklamış ve gizli yaşamıştır.
Aşkını ve şehvetini daha fazla içinde tutamayan Poseidon, Athena’nın tapınağında Medusa’ya zorla sahip olmuş ve onu hamile bırakmıştır. Geçen zamanda tapınakta yaşamaya devam eden Medusa’nın bu durumu gün yüzüne çıkmıştır.
Olayları öğrenen Athena, sevgilisini kıskanarak bir krize girmiş, tapınağını kirlettiğini ve bu durumun ona bir saygısızlık olduğunu öne sürerek, küçük düşmesinin intikamını Medusa’dan almaya ant içmiştir.
İntikamını almak için yemin eden Athena sadece Medusa’yı değil aynı zamanda iki kız kardeşini de Gorgon denilen yılan saçlı, korkunç dişli yaratıklar haline getirmiştir.
Ayrıca güzelliğinden eser kalmayan Medusa’yı yüzüne bakan herkesi taşa döndürmesiyle de lanetlemiştir. Medusa aslında sadece güzelliğini değil, artık yaşamının büyük bir değişime girmesiyle can güvenliğini de kaybetmiştir.
Medusa’nın Öldürülmesi
Yaptıkları ile içi hala soğumayan ve Medusa’yı öldürmeyi kafaya koyan Athena, Perseus ile konuşur. Perseus’un annesi Danae ile evlenmek isteyen Kral Polydektes ise o sırada bir söylenti ile evleneceğini duyurarak Perseusu düğününe davet eder.
Hediye olarak basit bir şey götürmek istemeyen Perseus kendini kanıtlamak ve Athena’nın isteğini yerine getirmek amacıyla Medusa’nın başını Kral’a getireceğini söyler.
Perseus’un annesi Danae ile arasındaki en büyük engelin Perseus olabileceğini düşünen Kral Polydektes’in bu teklifi kabul etmemesi ihtimal bile değildir. Hediyeyi getirene kadar annesini rehin tutacağını söyleyen Kral aynı zamanda bu durumun Perseus’un ortadan kalkması için bir fırsat olabileceğinin farkındadır.
Bu zorlu görev için Athena ile konuşan Perseus, aldığı tavsiye ile Graiai olarak bilinen üç bilge cadının gözünü çalar. Geri vermek için bazı şartları olan Perseus, bu yolla istediği bilgilere ulaşır.
Farklı anlatılara göre istediği şeyler değişen Perseus’un, Medusa’nın nerede olduğunu bilmek, görünmezliği sağlayan Hades’in şapkası ya da kanatlı sandaletleri alacağı su perilerinin nerede olduğunu bilmek gibi şeyler istediği söylenmektedir. Ayrıca kafasını kestiği Medusa’nın başını koyacağı kibisis adı verilen çantayı da istediği bilinmektedir.
İsteklerini aldıktan sonra Hermes’ten de özel bir kılıç alan Perseus, bronz bir kalkanı da ayna olarak kullanarak Medusa’nın başını keser. Medusa’nın ölümü ile Poseion’dan olma çocukları Pegasus ve dev Krysaor doğar. Derisi, kafası ve kanı daha sonralarda kullanılan ve mitlere konu olan ögeler olarak karşımıza farklı hikayelerde çıkar.
Masum Medusa
Güzelliğinin yanında sade ve tanrılarla ilahi bir yaşam isteyen Medusa, geçmişte yaşanan bazı olaylar ve mitlerde olduğu gibi aslında kadın olmanın ve güzel bir kadın olmanın cezasını hayatını kaybetmek ile ödemiştir.
Yüzyıllardır ataerkil toplumlarda olan inançların ve inandırmaların yanı sıra aslında hep kötü ve vahşi tasvir edilen Medusa’nın suçsuz ve günahsız bir maktul olduğu hikayesi devir değiştikçe ve ataerkil toplumdan sıyrılmaya başladıkça değişerek öne çıkmıştır.
Günümüzde bile bakanları taşa dönüştürdüğü gerçeği ile bilinen, dizilere ve filmlere konu olan ya da en azından yardımcı karakter rolü oynayan Medusa hakkındaki inançlar olumsuz yönde devam etse de, medya aracılığı ile onun farklı bir yanı gösterilmiş ve sevilen bir yaratık olmasına yardımcı olunmuştur.
Toplumun ve insanlığın çoğunluğu tarafından olumsuz olarak görülen bu mağdur kadının aslında masum olduğu öne çıkarılmıştır.
Ayrıca bu tarz içerikleri okumaktan keyif alıyorsanız sitemizde bulunan ”Yunan Mitolojisinde Toprak Ana Gaia Kimdir?” adlı içeriğimize göz atabilirsiniz.