İstanbul’un Birbirinden İlginç Cadde ve Sokak İsimleri

Şehirler, sadece tarihi eser ve yapıları ile değil, cadde ve sokak isimleri ile de büyük bir mazinin ve kültürün parçası olurlar. Bu yazımızda, İstanbul’un 10 sokak ve caddesinin isminin nereden geldiğine; kimi rivayetlere konu olmuş kimi başarıları ile onurlandırmak istenilen şahısların adlarını yaşatmak amacıyla isimlendirilen sokak ve caddelerin, isim kökenlerini ayrıntılı olarak inceliyoruz.

İstanbul gibi köklü bir tarihe sahip şehrin, sokaklarının ve caddelerinin isimleri de ilgi çekici ve eski bir geçmişe sahip. İstanbul’un birbirinden ilginç, 10 cadde ve sokak isimlerini, hikayeleri ile sizler için derledik.

1. Ahım Şahım Sokak

Ahım Şahım Sokak
Ahım Şahım Sokak

Ahım Şahım; beğenilen, göz hoş gelen, değer verilen şeyler için kullanılan bir söz öbeğidir. İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer alan Ahım Şahım Sokak, ismini; zamanında o bölgede yer alan ve muhteşem manzarası ile insanları mest eden bir mezarlıktan almaktadır.

2. Akaretler Yokuşu – Süleyman Seba Caddesi

Akaretler - Beşiktaş
Akaretler – Beşiktaş

“Akar” kelimesinin çoğulu “akarat”tır. “Gelir Getiren Mülk” anlamına gelen kelime, zamanla Akaretler olarak yuvarlanmıştır.  Akaretler ilçesinde bulunan Süleyman Seba Caddesi, halk arasında Akaretler Yokuşu ismi ile de anılmaktadır.

Beşiktaş Spor Kulübü’nün de etkisiyle ilk olarak Spor Caddesi, ardından da Beşiktaş Spor Kulübünün efsane başkanı Süleyman Seba’ya saygı amacıyla, “Süleyman Seba Caddesi” olarak resmi kayıtlarda geçmektedir.

İstanbul’un diğer cadde ve sokaklarından farklı olarak; sıra evler olarak adlandırılan toplu konut tipinin en önemli örneklerini bünyesinde barındıran cadde de, 1875 yılında yapımına başlanılan evlerin mimarı, Beyler Beyi Sarayı’nın da mimarı olan Sarkis Balyan’dır.

3. Bahariye Caddesi – General Asım Gündüz Caddesi

Bahariye Caddesi - Kadıköy
Bahariye Caddesi – Kadıköy

Kadıköy’de bulunan Bahariye Caddesi; resmi adını Milli Mücadele döneminde batı cephesi kurmay başkanlığı da yapmış,  General Asım Gündüz ‘den almakta ve resmi olarak bu isimle anılmaktadır.

Halk arasında ise “Bahariye Caddesi” ismiyle bilinen cadde; havasının güzel olması sebebiyle, bahar aylarından, Kadıköy halkının uğrak yeri olarak “baharlık” manasında “bahariye” isminden dolayı bu isimle anıldığı söylenmektedir.

İsme yönelik bir diğer rivayet ise; Osmanlı devrinde, ilk baharda Bostancılar’ın ve Yeniçeriler’in yazlık ve baharlık kıyafetlerin dağıtılacağı dönemde; Hıdrelleze denk geldiği düşünülen, eğlence ve törenlerin “bahariye törenleri” ismiyle bu bölgede yapılmasından ileri geldiği söylenmektedir. İstanbul’un 100 Cadde ve Sokağı isimli kitapta da adı geçen cadde, sadece Kadıköy halkının değil, birçok İstanbullu’nun uğrak yeridir.

4. Cibali Sokağı

Cibali Kapısı
Cibali Kapısı

Fatih ilçesinde yer almakta olan sokak, aynı ismi taşıyan bir semtin bünyesinde yer alır. İstanbul’un 60 kapısından birisi olan Cibali Kapısı geçilerek bu semte giriş yapılmaktadır. Yazar, Orhan Kemal’in de evi bulunan semtte; Muammer Karaca’nın Cibali Karakolu isimli eserine de kaynak olmuştur. “Cibali” ismine yönelik birçok farklı görüş vardır.

Kimi kaynaklar, İstanbul’un fethi zamanında Cebe Ali ismiyle nam salmış eski bir Bursa Subaşı’nın isminden devşirme olduğunu söylemektedir. Bu rivayete göre; Subaşı Ali, “cebe” adı verilen su geçirmez cepkenini çıkartıp Haliç’e atlamış, yüzerek surlara ulaşmış ve sur kapısından içeri girmeyi başarmıştır.

Sonrasında, Osmanlı askerlerinin şehre girmesine yardımcı olmuştur. Cebe Ali, Cebe Ali denilirken, zamanla Cibali ismi halini almıştır. Cebe Ali’ye ait olduğu söylenilen türbe de yine aynı bölgede bulunmaktadır.

İsme yönelik olarak söylenen bir diğer rivayet ise, Fatih Sultan Mehmet’in ordusunda derviş olarak bulunan Cibali Baba veya Cebe Ali ismindeki evliyadan söz edilir. İstanbul’un kuşatılması esnasında, elindeki postu denize atıp üzerine çıkmış, müritleri de aynı şeyi yaparak, denizden yol alıp haliç surlarına ulaşmışlardır. Rivayetten öte gelmeyen söylemlerin hangisi doğrudur bilinmez ancak renkli ve kendine özgü mimarisi ile mütevazi bir semt ve caddedir.

5. Gümüşsuyu Caddesi

Gümüşsuyu Caddesi - 1938
Gümüşsuyu Caddesi – 1938

Özgün adının, “gömüş suyu” olduğu bilinen cadde; Taksim’in ismi ile de paralellik göstererek bu isimlendirilmiştir. III. Ahmed döneminde, Boğaziçi kıyısında artan nüfus ile birlikte; yerleşim yerlerinin su ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Taksim (bölme, dağıtma) su dağıtım şebekesinin inşaatına başlanmış ancak Patrona Halil isyanı neticesinde durdurulan inşaat, I. Mahmud döneminde  tamamlanarak, İstanbul’a su sevkiyatı yapılmaya başlanmıştır.

Bu suların depolama yeri ise, Gümüşsuyu mevkii olmasından ötürü; gömülen, depo, hazne manasına gelen Gömüş, su deposu anlamında Gömüş Suyu olarak bölge anılmıştır. Zamanla da dilden dile evirilerek Gümüşsuyu denilmeye başlanmıştır.

6. Halaskargazi Caddesi

Halaskargazi Caddesi - 1930'lı Yıllar
Halaskargazi Caddesi – 1930’lı Yıllar

Cumhuriyet’in ilanı öncesinde, 31 Mart Vakası sırasında öldürülen Kurmay Binbaşı Muhtar Bey’in adını yaşatmak için Şehit Muhtar Bey Caddesi olarak anılmakta olan caddenin; Taksim Meydanı’ndan Harbiye Müzesi’ne kadar olan kısmına, Cumhuriyet Caddesi; Müzeden Şişli Cami’ne kadar olan caddeye ise, Halaskargazi Caddesi denilmektedir.

Arapça “halas” ‘kurtuluş’ anlamına gelmektedir. Farsça ‘-kar’ ekiyle oluşan “halaskar” kurtaran, kurtarıcı anlamında kullanılmaktadır. 1918-1919 yılları arasında, şu an Atatürk Müzesi olarak ziyarete açık evde Mustafa Kemal Atatürk’ün kalmış olmasından kaynaklı olarak “Kurtarıcı Gazi” anlamında, “Halaskargazi Caddesi” denilmiştir.

7. Karyağdı Sokak

Karyağdı Türbesi
Karyağdı Türbesi

İstanbul’un Eyüp ilçesinde yer alan ve Piyer Loti tepesine yakın olan Karyağdı Sokak ismini, cadde üzerinde bulunan bir tekkeden almaktadır. Bu tekke, bir rivayete göre 16, başka bir rivayete göre ise 19. Yy’dan kalma bir Bektaşi tekkesidir.

Halk arasında, Karyağdı Baba ya da Karyağdır Tekkesi olarak anılmaktadır. Rivayete göre; şiddetli kuraklığın hüküm sürdüğü bir yaz ayında, halkın talebi doğrultusunda dua edip üzerlerine kar yağmasına vesile olan Karyağdı Baba’nın da türbesi aynı cadde üzerinde olması sebebiyle bu isimi almıştır.

8. Kulaksız Sokak

Kulaksız Sokak
Kulaksız Sokak

Hikayesi 16. yüzyıla dayanan Kulaksız Sokağın ismi; bir savaşta kulaklarından birini kaybeden asker Ahmet Efendi’den gelmektedir. Ahmet Efendi, savaşın ardından bu sokağa yerleşmiş ve böylelikle sokak, Kulaksızın oturduğu sokaktan dile dolanarak Kulaksız Sokak olarak anılmaya başlanmıştır.

9. Merkep Bağırtan Yokuşu

Merkep Bağırtan Yokuşu
Merkep Bağırtan Yokuşu

Bu sokak, Fındıklı’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi‘nin kampüsünün yakınlarında bulunmaktadır.  Tepeli Şehir olarak ün salan İstanbul’un adıyla müsemma yokuşlarından birisidir Merkep Bağırtan Yokuşu.

Yük taşıma ve dayanıklılık meziyetlerine rağmen yokuşu çıkarken zorlanan merkep yani eşekleri de zorladığı için bu dik yokuş, bu isimle anılmaktadır.

10. Taktaki Sokağı

Taktaki Sokağı
Taktaki Sokağı

Çukurcuma’da bulunan sokak, zamanında ayakkabı üretici ve tamircilerinin dükkanlarının bulunduğu bir sokaktı. Tamirciler, ellerindeki çekiçlerle ayakkabıları tamir ederlerken “tak tak” sesleri çıkardıkları için sokak Taktaki Sokağı ismini almıştır.

İstanbul ile ilgili içerikler ilginizi çekiyorsa; İstanbul’a imzasını atan “Alexandre Vallaury Kimdir? İstanbul Eserleri Nelerdir?” isimli yazımıza göz atabilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler