Gece Tüketilen Atıştırmalıkların İş Motivasyonuna Etkileri

Atıştırmalıkların bir şey olmaz diyip ertesi gün kendimizi kötü hissettigimiz, bir an tuzlu şeyler yerken bir an da canımızın tatlı abur cuburlar çekmesi gibi anlamlandıramadığımız olaylar hakkında yapılan çalışmaları bu başlıkta topladık.

Hayatta en sevdiğimiz şeylerden biri şüphesiz atıştırmalıklardır. Ancak ne kadar hoş olsalar da fiziksel, sosyal ve psikolojik etkileri de elbette ki mevcut. Yakın zamanda yapılan araştırmalar da gece tüketilen atıştırmalıkların iş performansımız üzerindeki etkilerini araştırmış ve bize sunmuştur. Bu yazı sonrası atıştırmalıkların iş hayatımız üzerindeki etkileri, atıştırmalık tercihlerimiz ve atıştırmanın sinir bilimi üzerine çeşitli bilgilere sahip olacaksınız.

Gece Tüketilen Sağlıksız Atıştırmalıkların İş Performansımız Üzerindeki Etkileri

Daha önce yapılmış araştırmalar yetersiz egzersiz ve uyku süresinin iş performansına etkisini araştırsa da  gece tüketilen besinlerle ilgili North Carolina Eyalet Üniversitesi profesörü Seonghee Cho, bu konuda ilk kez araştırma yapanlardan biridir. İki sorun üzerinde durarak “Sağlıklı bir yaşam tarzı önemli mi? Evde sağlıksız yemek yeme ve işteki davranışsal sonuçlar” adlı çalışmasını gerçekleştirmiştir:  Sağlıksız besin tüketimi sonraki günler iş performansını etkiliyor mu, etkiliyorsa neden etkiliyor?

97 çalışan üzerinde yapılmış bu çalışmada çalışanların, 10 günlük bir süre boyunca her gün işten önce, iş gününün sonunda ve yatmadan önce yeme, içme eylemleri hakkında sorulara yanıt vermeleri istenmiştir. Sağlıksız beslenme aşırı miktarda abur cubur tüketimi ve gece geç saatte atıştırmalık yeme olarak tanımlanmıştır. Sağlıksız yeme davranışı sonucu rahatsızlık çekmenin en çok iş günü sabahı yani gece atıştırması sonrası iş günü olduğunu bildirmişlerdir. Sorunlar mide ağrısı, bulantı, ishal, yeme sonrası suçluluk hissetme, gerginlik gibi fiziksel ve duygusal belirtileri kapsıyor ve iş gününde davranış değişimlerine neden oluyordur.

Ayrıca sağlıksız beslenme sonucu sorumluluğunuz olsun ya da olmasın bir iş konusunda, arkadaşa yardım etme konusunda düşüş yaşandığı ve işle ilgili durumlardan kaçınma oranının yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmayı yapan Seonghee Cho, sağlıksız beslenmenin yalnız sağlıksız ürünler tüketmekle olmadığını, size uygun olmayan diyet kullanımı, yeme miktarı, zamanın da bunun üzerinde etkisi olduğunu söylemiştir. Bunlar doğrultusunda şirketler iş performansını arttırmak için çalışanlarına destek verebilir ve sağlıklı beslenme konusunda programlar uygulayabilirler. Ayrıca abur cuburlar dışında alkol ve kafein tüketiminin de araştırılması bu konuda firmalara katkı sağlayacaktır.

 

Atıştırmalık Tercihlerimiz Nasıl Değişiyor?

Geçtiğimiz aylarda Dana M. Huvermann , Christian Bellebaum ve Jutta Peterburs tarafından gerçekleştirilmiş “Seçici Devalüasyon” adlı çalışması ile tatlı ( şeker, jelibon gibi), tuzlu (kraker, cips gibi) ve nötr ( pirinç patlağı, galeta gibi) atıştırmalıkların tüketimi üzerine bir araştırma yapılmıştır. Araştırmaya 34 katılımcı, 6 saat aç bir şekilde deneye gelirler. Bir oturumda deney öncesinde deneklerin en sevdiği atıştırmalıklar televizyon izleyebilecekleri bir ortamda onlara sunulur( televizyon yeme isteğini daha çok arttırıyor) ve istedikleri kadar yiyebilecekleri söylenir. Diğer oturumda ise atıştırmalık verilmeden teste sokulurlar. Daha sonra EEG cihazları ile beyin aktivitesinin ölçüldüğü bir bilgisayar programını test ederler.

Bu program deneklerin yüksek, orta ve düşük istek olarak değerlendirdikleri atıştırmalıklarını bir kapı seçerek bulmaya çalışmalarına dayanan bir şans oyunudur. Kapılar ardında en fazla buldukları atıştırmalık deney sonunda onlara verilecektir. Kişilerin en çok tercih ettiği atıştırmalık için üç kategoride de aynı bulgulara ulaşılmıştır.

En sevilen atıştırmalık türü deneyden önce yemeye izin verilen deneklerde sevilen atıştırmalığa karşı ilginin düştüğünü, deneyden önce herhangi yiyecek bir şey verilmeyen deneklerde ise hangi atıştırmalığı seçtiyse yine ona karşı ilgisi olduğu bulunmuştur. Yani yalnızca bireysel tercihlerimizin beyin fonksiyonları üzerinde etkili olmadığı, anlık motivasyonun da beynin ödül-ceza merkezlerinde uyarıma yol açtığı görülmektedir. Araştırmacılar bu çalışma sonucunda yeme bozuklukları ve obezite gibi rahatsızlıklar için önceden tüketim sonucu beynin verdiği tepkileri ölçüp, bunları sağlıklı tüketim için sinirsel uyarılara çevirerek tedavi üretilebilmesi konusunda  umutlu olduklarını söylüyorlar.

Neden Sürekli Atıştırmalık Tüketmek İstiyoruz?

Fareler üzerine yapılmış araştırmalar beynimizin yeme davranışları üzerine güdülenmesini sağlayan sinir yapıları keşfetmişlerdir. Yani yemek yemiş dahi olsak tokluk hissi yaşayamıyor ve yeniden yemek yemeye motive oluyoruz. Bu sinirsel yapı AGRP nöronları olarak adlandırılıyor. Ayrıca SFO nöronları adı verilen sistemin de içme davranışında aynı etkiyi yarattığı bulunmuştur. Bu yapılar tokluk ve susuzluk bölgelerini ketleyici nörotransmiter madde salınımına neden oluyorlar.

Howard Hughes Tıp Enstitüsü araştırması bu sinir hücrelerinin ilkel yapıda olduğunu ve hayvan beyninin fiziksel ihtiyacını karşılamaya yönelik bir motivasyon sistemi olduğundan bahsediyor. Fakat tıpkı “Yaşlanma nasıl önlenir? başlıklı yazımda belirttiğim gibi bu araştırma da fareler üzerinden gerçekleştirilmiştir. Farelerle sinirsel yapılarımız biraz farklı olduğundan insan üstü deneylerle bu sinir hücrelerinin işlevlerini durdurup tokluk hissi yaşamayı sağlayacak ilaçlar üretilerek, obezite gibi yeme hastalıklarının da önüne geçilebilir.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler