Sağlık İçin Tüketilmesi Gereken 10 Şifalı Bitki

Sağlıklı olmak için tüketilmesi gereken 10 şifalı bitkiye yer verdiğimiz rehberimizde, bu bitkilerin sağlığa faydaları, özellikleri, yetiştirme koşulları ve bu bitkilerden yapabileceğiniz şifalı tariflerden bahsediyoruz. Bu kapsamlı listemizde bu değerli şifalı bitkiler hakkında birçok bilgi bulacak tarifleri evinizde kolaylıkla deneyebileceksiniz.

Çağlar boyunca bitkiler insanın hayatta kalması için çok sayıda kullanım amacına hizmet etti. İnsanların bitkilerle etkileşimini çok yönlü olarak araştıran etnobotanik bilimi, tarımsal geleneklerin incelenerek bize farklı kültürlerin; bitkileri beslenme, barınma, giyinme ve tedavi etmek gibi temel ihtiyaçları nasıl kullandıklarına dair zengin kanıtlar sağlamıştır.

Günümüzde artan sağlık problemleri dolayısıyla insanlar daha ekolojik bir yaşam anlayışını benimsiyorlar. Bunun bir getirisi de sağlık ve şifa için daha doğal yollarla elde edilmiş ilaç kullanımı…

Sağlık kavramı kapsamındaki süreç değişimi bitkisel ürün kullanımının artmasının en büyük nedeni. Bilhassa sentetik ilaç tüketiminin artması reçetesiz satılan kimyasal ağırlıklı ilaçların doktor gözetimi olmaksızın tüketilmesiyle birçok hastalığı da beraberinde getiriyor. Örneğin nedeni bilinmeksizin oluşan baş ağrısı semptomunun eczanelerde yaygın olarak satılan reçetesiz antihistaminiklerle giderilmeye çalışılması uzun vadede büyük sağlık sorunlarının habercisi.

Dolayısıyla bilinçlenen birçok insan hem reçetesiz hem de reçeteli sentetik ilaçlardan uzaklaşıyor ve çareyi alternatif tıpta arayarak daha doğal maddeler kullanmak istiyorlar. Ayrıca bilimsel araştırmalar da birçok bitkisel tedavi yönteminin doğru uygulandığında sentetik ilaç kullanımına nazaran daha etkili olduğunu destekliyor.

İçerik Başlıkları

Organik Bitki Çayının Sağlığa Yararları

Otları kullanmanın birçok harika yolu vardır. Çoğu bitki uzmanı, tercihen doğadan toplanan veya organik olarak yetiştirilen otların taze veya kurutularak kullanımını önerir. Bu bitkileri tek başına kaynatarak veya bir formülasyon dahilinde karıştırarak kullanmak mümkündür. Ancak çoğumuz için; bu bitkileri-dağlarla çevrili ve bitki örtüsü oldukça zengin kırsal bir bölgede yaşamıyorsanız-doğal yollardan elde etmenin imkanı yoktur. Bu nedenle zararlı kimyasallarla işlem görmemiş otları, güvenilir bir aktardan satın almak daha uygundur. Bunun dışında birçok eczane ve süpermarkette bitkisel tentürler, kurutularak paketlenmiş bitki çayları ve bitkisel uçucu yağları bulmak mümkündür.

Bitki Çayının Sağlığa Faydaları

Özellikle her yerde kolaylıkla bulunabilen ıhlamur, papatya, rezene ve lavanta gibi bitkilerden elde edilen çaylar içerisinde tanen ve kafein gibi zararlı maddeler bulunmaz. İster harmanlanmış poşet çay şeklinde isterseniz de aktarlardan organik olarak kurutulmuş şekilde temin edebilirsiniz.

Sağlığa birçok faydası olan bitki çayları; kardiyovasküler sistemi destekleme, kanser riskini azaltma ve bağırsak florasını normalleştirme gibi özelliklere sahiptir. Bunun dışında pek çok bitki çayı yatıştırıcı ve kas gevşeticidir. Örneğin ılık bir banyo sonrası demlenerek ve kaynatılarak içilen papatya çayı sakinleşmenizi ve uyumanızı kolaylaştırabilir. Ayrıca bir fincan nane çayı mide ağrısını yatıştırırken bir fincan zencefil çayı mide bulantısını azaltabilir. Ayrıca iyi demlenmiş bir bardak mürver çayı sizi soğuk algınlığı ve gripten koruyabilir.

Bitki Çaylarının İnfüzyon (Demleme) ve Dekoksiyon (Kaynatma) Yöntemiyle Hazırlanması

Bitkisel infüzyon yapmak; taze veya kuru bitkileri uzun süre sıcak suyla demleyerek tüketilmesidir. Bazı bitkilerden ( çiçekler, yapraklar ve tohumlar ) çay yapmak için demlenmesi gerekir. Çünkü bu tür bileşenler sıcak suya batırıldıkları anda uçucu yağlarını kolayca serbest bırakırlar ve kaynatıldıklarında mineral değerlerini yitirirler. Keyifli bir bitki çayı için nane ve ahududu yapraklarını 5 dakika kadar demleyebilirsiniz. Ancak tıbbi amaçlar için kullanılacak bir bitki çayını en az 20 dakika gibi uzun süreler boyunca demlemelisiniz. Tadı hoş olmayabilir ancak oldukça etkilidir.

Bitkileri dekoksiyon yani kaynatarak tüketmek ise her bitki türü için uygun değildir. Bu yöntem bitki kökleri ve bitki kabukları içindir. Bu bitki parçaları yaprak ve çiçeklerden daha sert ve daha lifli bir yapıya sahip olduğundan mineral ve tıbbi niteliklerinin ortaya çıkması için kaynar suda kaynatılması gerekir.

Bitkisel Tentür Nedir, Nasıl Yapılır?

Bitki çaylarına nazaran daha etkili ve doğal bir alternatif olan bitkisel tentürler; bitkilerin kök, gövde, çiçek ve yapraklarından elde edilen bitkisel bir ilaç veya preparattır. Tentürler, bitkilerin tıbbi özelliklerinin ortaya çıkması için belirli bir bitkinin alkol bazlı, bitkisel bir ajanla birleştirilmesiyle elde edilir. Çünkü alkol sağlığa en faydalı bitki özlerini açığa çıkarabilir. Ancak alkol duyarlılığı olanlar ve çocuklar için gliserin bazlı tentürler iyi bir alternatiftir.

Uzun bir raf ömrüne sahip olan tentürler kolayca taşınabilir ve seyahat edenler için oldukça faydalı bitkisel bir ilaçtır.

Bitkisel Yağ ve Merhem Tarifleri

Bitkisel yağlar ve bitkisel merhemler birçok kas ve eklem ağrısı, cilt tahrişi, morluklar ve birinci derece yanıklarda rahatlatıcı etkiye sahiptir. Evde kolayca yapılabilir ve aktarlardan temin edilebilir.

Örneğin arılar tarafından bal peteği yapımında salgılanan balmumu ve zeytinyağından harika bir merhem yapabilirsiniz. Bunun için balmumunu ve zeytinyağını cam bir kaseye koyup benmari usulü eriterek homojen bir kıvam alıncaya kadar karıştırın. Tamamen eriyen karışıma 10-15 damla lavanta veya yasemin yağı ekleyin. Daha sonra küçük kapalı bir kavanozda birkaç saat donmasını bekleyin. Pişik, kuru cilt çatlakları, egzama gibi birçok cilt probleminde faydalı.

Sağlık İçin En Faydalı Şifalı Bitkiler

Günümüzde tıbbi nitelikleriyle tanınan birçok popüler bitki vardır. Burada listelediğimiz şifalı 10 bitki, özellikle sağlığa faydası kanıtlanmış bitkiler arasında en iyi bilinenleridir. Ayrıca kullanım kolaylığı ve yaygınlığı açısından ve şaşırtıcı derecede birçok hastalığı tedavi etmek için uzmanlar tarafından önerilmektedir.

1. Aynısefa ( Portakal Nergisi )

Aynısafa ( Portakal Nergisi ) çiçeği

Latince adı Calendula olan Aynısafa veya portakal nergisi yıllık bir bitkidir. Çok yönlü bir bitki olması neticesinde tıpta, gündelik hayatta ve kozmetikte sıklıkla kullanılır. Genellikle merhem yapımında ve boya imalatında kullanılır. Aynı zamanda cilde çok faydalı gelen portakal nergisi güçlü bir iyileştirici etkisine sahiptir. Çiçeklerinin yenilebilir, parlak renkli ve aromatik yapraklara sahip olduğundan taze veya kurutularak salatalara, çorbalara ve keklere eklenebilir. Kurutulmuş ve öğütülmüş nergis safran için ikame edilebilir.

Portakal Nergisi Bitkisinin Tarihteki Yeri

Eski Romalılar aynısefayı ilk olarak parlak yaprakları ve rengi nedeniyle süs olarak kullanmışlardır. Daha sonra tıbbi niteliklerini keşfettiler ve akrep ısırıklarına karşı bir çare olarak yetiştirmeye başladılar. Ortaçağ zamanlarında nergis çiçekleri çorba, salata, puding ve şarapta kullanıldı. Hekimlikte sıklıkla kullanılmasına rağmen aynısafa bitkisi hiçbir zaman şifalı bitki olarak görülmedi. Bunun yerine, halk arasında büyülü nitelikleri olduğuna inanıldığı için saygı gördü. Calendula’dan iksirler yapılarak içildi ve içenlerin perileri gördüğüne, kısmetlerinin açıldığına inanıldı.

Aynısafa ( Portakal Nergisi ) Bitkisinin Özellikleri

Büyümesi kolay, uzun çiçekli yıllık bir bitkidir. Güneşi seven bir bitki olmasının yanı sıra çiçeklerinin durumundan hava durumunu tahmin edebileceğiniz söylenir. Sabahın erken saatlerinde çiçekleri açılmazsa hava muhtemelen yağmurludur. Portakal nergisi genellikle 15 ile 45 cm boyunda uzar ve Haziran’dan Ekim’e kadar çiçek açar. Çiçeğin merkezleri farklı renklerde olmakla beraber bazıları açık renkli bazıları koyu renklidir. Bu nedenle bahçede yetiştirmek isteyenler için görünüm açısından harika bir kontrast yaratır.

Aynısafa ( Portakal Nergisi ) Bitkisinin Sağlığa Faydaları

Antibakteriyel, antifungal, antiviral ve bağışıklık uyarıcı özellikleri ile aynısafa cildi yatıştırmak ve iyileştirmek için mükemmel bir tercihtir. Sayısız cilt hastalıkları için tentür olarak kullanılabilir. Aynısafa bitkisi kesikleri, vücutta oluşan morlukları, deri döküntülerini, egzamayı, hemoroidleri, yanıkları ve diğer hafif veya kronik cilt hastalıklarını tedavi etmek, iyileşmeyi hızlandırmak ve cilt iltihaplarını gidermek için kullanılabilir. Aynı zamanda Almanya E Komisyonu ( Alman Sağlık Bakanlığına bağlı bir kuruluş ) antiviral etkili fitoterapötikler kapsamında portakal nergisinin kullanımını destekliyor.

Bazı bitki uzmanları ayrıca yaraları ve diş eti iltihaplarını tedavi etmek için aynısafa bitkisinin ağız gargarası olarak kullanımını tavsiye ediyor. Bunlar dışında çay olarak da tüketilebilen aynısafa bitkisi mide asidi üretimini dengeleyerek mide ekşimesini ve ülser oluşumunu engeller.

Yatıştırıcı Nergis Cilt Kremi Tarifi

Hafif yanıkları, morlukları, kesikleri ve deri döküntülerini yatıştırmak ve iyileştirmek için kullanılan yatıştırıcı nergis cilt kremi oldukça etkili formülüyle tüm cilt sorunlarınıza çare olacak.

Cilt Kremi Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 su bardağı ( 238 ml ) aynısafa yağı, 56 gr rendelenmiş balmumu, 4-10 damla lavanta esans yağı, E 200ıu e vitamini kapsülü.

Cilt Kremi Tarifinin Hazırlanışı: Balmumu ve aynısafa yağını benmari usulü cam bir kasede eritin ve homojen bir karışım elde edinceye değin karıştırın. Ardından soğuyuncaya kadar bekletin. Karışım soğuduktan sonra lavanta yağı ve E vitamini kapsülünün içeriğindeki tozu ekleyip karışımı iyice karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı küçük kaplara koyarak bekletin. Merhem soğudukça katılaşacaktır. Daha sert bir kıvam için karışımı buzdolabında bekletin.

Portakal Nergisi Bitkisinin Zararları Nelerdir?

Saman nezlesi olan kişilerin özellikle doğrudan tüketildiğinde bu bitkiye karşı alerjik reaksiyon gösterebileceği bilinmektedir. Bir kişinin herhangi bir kaşıntı veya başka bir rahatsızlığın ilk belirtisinde onu almayı bırakması tavsiye edilmektedir. Bunun dışında aynısefa bitkisinin normal dozlarda kullanıldığında bilinen herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır.

2. Papatya ( Matricaria chamomilla )

Papatya ( Matricaria chamomilla ) çiçeği

Papatyagiller familyasından Latince adı Matricaria chamomilla bir diğer adıyla Matricaria recutita olan ve halk arasında mayıs papatyası olarak bilinen papatya ülkemizin birçok coğrafi bölgesinde yetişen yıllık bir bitkidir. Bitkisel bir yatıştırıcı olarak kullanılan papatya genellikle mide ve bağırsak problemlerini gidermek için kullanılır. Taze veya kurutulmuş yaprakları demlenerek sıcak çayı yapıldığında tüketilirse kas gevşetici özelliği sayesinde vücutta dinginlik sağlar. Fazla tüketildiğinde bağımlılık yapıcı etkisi nedeniyle sıklıkla tüketilmemelidir. Mayıs papatyası hakkında bilinmesi gereken bir diğer etken ise bu bitkinin her türünün tüketilmemesi gerektiğidir. Ülkemizde papatyaların bazı türleri ciddi zehirlenmelere yol açabilmektedir. Ayrıca papatya Türkiye’de zehir danışma merkezlerine gelen vakaların başında gelir ve bazı türleri böcek ilacı yapımında kullanılmaktadır. Bu nedenle bilinçsiz bir şekilde doğadan toplanılmamalı güvenilir aktarlardan veya bitkisel marketlerden satın alınmalıdır.

Mayıs Papatyasının Tarihteki Yeri

Eski Mısırlılar Sıtma kaynaklı titreme ve ateşi tedavi etmek için papatya kullanmışlardır. Yunanlılar ve Romalılar baş ağrısını, böbrek, karaciğer ve mesane rahatsızlıklarını tedavi etmek için kullandılar. Ayrıca ortaçağda hoş kokusu nedeniyle oda parfümü olarak kullanılmıştır.

Papatya ( Mayıs Papatyası ) Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Matricaria chamomilla olarak da bilinen papatya Güney ve doğu Avrupa’ya özgü Asteraceae familyasının bir üyesidir. Günümüzde bu bitki tüm kıtalarda bulunabilir. 15-70 cm’ye kadar büyüyebilen papatyanın dallı, dik ve pürüzsüz bir gövdesi vardır.

Papatya ( Mayıs Papatyası ) Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Papatya sinir ve sindirim sistemleri üzerinde yatıştırıcı ve rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Papatya, uykuya yardımcı olmasının yanı sıra yüzyıllardır halk arasında mide spazmlarını, ülserleri, adet kramplarını ve artriti tedavi etmek için kullanılmıştır. Ayrıca mide asidi üretimini dengeleyerek mide ekşimesi ve hazımsızlığa iyi gelir.

Antiinflamatuar (Antienflamatuvar) özellikleri nedeniyle hafif yaralanmaları iyileştirmek için de kullanılır. Demlenmiş çiçeklerle yapılan kompresler ve banyolar tahriş olmuş ve iltihaplanmış cildi yatıştırarak rahatlık verir. Ayrıca mayıs papatyasından yapılan topikal cilt kreminin dermatiti önemli ölçüde azalttığı keşfedilmiştir. Birleşik Devletler Gıda ve İlaç Dairesi( FDA ) tarafından tüketilmesi güvenli olarak kabul edilen fitoterapötikler arasındadır.

Yatıştırıcı Papatya Banyosu Tarifi

Papatyalarla yapılan sıcak bir banyo, stresli bir günün ardından sakinleşmek için birebirdir. Ayrıca bu tarif 8 banyoya kadar etkisini kaybetmez. Eğer bir küvetiniz varsa mutlaka denemelisiniz!

Yatıştırıcı Papatya Banyosu Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 2 su bardağı kuru papatya çiçeği, 1 su bardağı kuru lavanta çiçeği, yarım su bardağı kuru şerbetçiotu çiçeği, yarım su bardağı kuru çarkıfelek ( Passiflora ) bitkisi.

Yatıştırıcı Papatya Banyosu Tarifinin Hazırlanışı: Tüm malzemeleri birleştirin ve yarı geçirgen kumaş keselerine koyun ve keselerin ağzını sıkıca bağlayın. Küveti sıcak suyla doldururken keseyi küvetin içine bırakın ve suyla temas etmesini sağlayın.

Papatya Bitkisinin Zararları Nelerdir?

Tüm şifalı bitkilerde olduğu gibi papatyanın da kullanan kişiye bağlı olarak bireysel reaksiyonları olabilir. Özellikle saman nezlesi ve kanarya otu alerjisi olanlar papatyaya karşı alerjik reaksiyon gösterebilir.

3. Ekinezya ( Echinacea )

Ekinezya (Kirpi Otu) çiçeği

Kirpi otu veya mor koni çiçeği olarak da bilinen ekinezya, papatyagiller familyasına ait çok yıllık, tıpkı papatya gibi bir kır çiçeği türüdür. Farklı tıbbi özellikleri için kullanılmış en az üç ekinezya türü vardır. Amerika’ya özgü olmasına rağmen, ekinezya’nın güçlü bir bağışıklık güçlendirici olarak tıbbi etkinliği Almanya’da kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bağışıklık sistemi üzerine güçlü iyileştirici etkisi bulunan ekinezya içerisinde bulunan antimikrobiyal ve antiviral maddeler sayesinde birçok mikrop ve bakteriyel hastalıklarda tedavi edici ve bağışıklık güçlendirici olarak kullanılır.

Ekinezya ( Mor Koni Çiçeği ) Bitkisinin Tarihteki Yeri

Amerika kıtasına özgü bir bitki olan ekinezya en çok Kızılderililer tarafından kullanılan şifalı bir bitkiydi. Ovalarda yaşayan Kızılderililer böcek ve yılan ısırıklarından kaynaklı acıyı yatıştırmak, yaraları temizlemek, kabakulak ve çiçek hastalığı semptomlarını tedavi etmek için ekinezya bitkisini kullanmışlardır. 1880’li yılların sonlarına doğru yılan ısırığına iyi gelen bir ilaç olarak tanıtılan ekinezya alternatif tıpta kendine oldukça iyi bir yer edindi. Bilimsel tıpta kullanımı üzerine Alman bilimsel araştırmaları 1950’li yıllarda başladı ve bugün de devam ediyor. Ayrıca tüm araştırmalar şimdiye kadar olumsuz bir sonuç vermedi.

Ekinezya ( Mor koni Çiçeği ) Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Amerika’ya özgü bu bitki dokuz farklı yabani türe sahip olup nemli ya da kuru ovalarda yetişir. Çok yıllık bir bitki olduğundan olgunlaşması uzun yıllar sürer. Tam olgunluk döneminde boyu 30-60 cm arasındadır. Ekinezya türüne bağlı olarak mor veya pembe rengini alır. Çiçeğin merkezinde dikenli bir koni şeklinde tohum kafası bulunur. Bu çiçeğin 3 farklı yaprak rengi bulunur. Bunlar; koyu mor, soluk mor ve beyazdır. Ekinezyayı çay, kurutulmuş bitki veya kapsül şeklinde satın alabilirsiniz.

Ekinezya Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Ekinezya antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahip bir bağışıklık sistemi güçlendiricisidir. Enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücrelerini ( Akyuvarlar ) güçlendirir; soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkları önlemeye yardımcı olur ve hastalık durumunda semptomların süresini ve şiddetini azaltır. Avrupa’daki bilimsel araştırmalar, ekinezyanın hastalık belirtisinin ilk görüldüğü anda alınması sonucunda etkisinin daha fazla olduğu sonucuna varmıştır.

Ayrıca ekinezya çay olarak tüketildiğinde ortakulak iltihabı, idrar yolu ve vajinal kandidiyaz olarak bilinen vajinal mantar enfeksiyonu tedavisinde yardımcı olabilir.

Ekinezya Kök Çayı Tarifi

Soğuk algınlığı ve gribin ilk belirtisinde bu çayı tüketmeye başlayın. Bir bardak içtiğinizde dilinizde biraz karıncalanma hissederseniz bilin ki çay etkisini göstermeye başlamıştır.

Ekinezya Kök Çayı Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 tatlı kaşığı kuru veya taze ekinezya kökü, 1 su bardağı su, isteğe bağlı olarak bal.

Ekinezya Kök Çayı Tarifinin Hazırlanışı: Ekinezya kökünü ve suyu bir tencerede kaynatın. Kaynadıktan sonra 20 ile 30 dakika kadar pişirin. Pişirme işlemi bittikten sonra suyu süzün ve isteğe göre bal ile tatlandırarak sıcak bir şekilde için.

Ekinezya Bitkisinin Zararları Nelerdir?

Ekinezya tüketimi hafif sindirim yan etkilerine sebep olabilir. Önerilen dozlarda tüketilmesi sağlık açısından bir tehlike oluşturmaz. Papatyagiller familyasındaki çiçeklere alerjisi olanlar alerjik reaksiyon yaşayabilir. Eğer böyle bir durum söz konusuysa alerjik reaksiyon belirtilerinin ilk görüldüğü andan itibaren ekinezyayı kullanmayı bırakın. Ayrıca ekinezya, lupus, multipl skleroz ve romatoid artrit dahil olmak üzere otoimmün hastalıkların semptomlarını kötüleştirebilir. AIDS hastalarının da bu bitkiyi kullanması önerilmez.

4. Sarımsak ( Allium sativum )

Sarımsak ( Allium sativum ) bitkisi

Orta ve Batı Asya steplerine özgü bir bitki olan sarımsağın çok eski kültür bitkileri arasında oldukça önemli bir yeri vardır.

Sarımsak geleneksel tedavi amacıyla yüzyıllardan beri, özellikle Uzak Doğu olmak üzere dünyanın her yerinde kullanılmaktadır. Sarımsak üzerine ilmi olarak yapılan çalışmalar neticesinde kalp-damar hastalıklarında, kan basıncını düzenleyici, kan şekeri ve kolesterol düşürücü, antibakteriyel, antifungal, antiviral ve antiparaziter etkinliği kanıtlanmış, immun sistemi güçlendirici, antitümör ve antioksidan özelliği olan harika bir fitoterapötiktir. Tıbbi önemi büyük olan bu bitki; keskin kokulu, iştah açıcı özelliği ile hem ilaç olarak hem de yemeklerde çeşni olarak kullanılır.

Son zamanlarda sık kullanılan bir kelime haline gelen antioksidan terimi, vücut hücrelerine zarar verme potansiyeli olan oksidasyon ajanlarına ve serbest radikallere karşı korunmamızı sağlayan C, E, A vitaminleri, beta karoten, bioflavonoidler, ve selenyum gibi maddeleri içermektedir. Sarımsakta bir antioksidan olduğundan ve bolca sülfihidril içerdiğinden oldukça faydalıdır.

Sarımsak Bitkisinin Tarihteki Yeri

Sarımsak kullanımının kanıtları M.Ö 3000’li yıllara kadar uzanıyor. İlk olarak Sümer çivi yazısı tabletlerde bahsedilen bu şifalı bitki Yunanlılar bağışıklıklarını güçlendirmek için Eski Mısırlılar piramit inşaatçılarını beslemek için ve çok sayıda tıbbi rahatsızlığın tedavisinde kullandılar. Sentetik antibiyotiklerin keşfinden önce sarımsak suyu enfekte edilen yaralar tercih edilen bir ilaçtı. İkinci Dünya Savaşı sırasında antibiyotik kıtlığını önlemek için askerleri sarımsakla desteklediler. Hatta bu durum sarımsağa bir ünvan dahi kazandırdı. Rus Penisilini… Sarımsak demetlerini mutfağa asma geleneği yalnızca pratik bir anlayıştan öte eski dönemlerde kötü ruhları uzak tutmak içindi. Hatta Bram Stoker’ın Dracula adlı romanında vampirlerin sarımsak demetlerinden tiksindiği ve sarımsak bulunan yere yaklaşmadığı algısı da bu dönemlerden esinlenilmiştir.

Sarımsak Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Sarımsak 30-95 cm yükseklikte, yeşilimsi beyaz veya pembe çiçekli, otsu kök, gövde, yaprak, diş ve çiçek kısımlarından meydana gelen bir kültür bitkisidir. Sarımsak 200’den fazla kimyasal bileşik içermekte olup bunların en önemlileri kükürt ihtiva eden bileşiklerden oluşan uçucu yağlar ve enzimler, karbonhidratlar, mineraller, aminoasitler, A, C ve B vitaminleridir.

Sarımsak Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

En çok bilinen faydası kanser tedavisine olan etkisidir. Tıp literatüründe bir anti-kanser ajanı olarak kabul edilen sarımsak, immün sistemi dengelemeye yardımcı olduğundan , tümör oluşumunu başlatabilecek olan karsinojenler, immün sistemin güçlenmesi sayesinde yok edilebilmektedir. Aynı zamanda şeker metabolizmasını regüle etme kabiliyetine sahip kükürt ihtiva eden bileşikler sarımsakta yeteri kadar bulunduğundan düşük kan şekeri vakalarında oldukça etkilidir.

Pişmiş Sarımsak Tarifi

Bir baş sarımsağı pişirmek dokusunu ve tadını yumuşatır. Ekmeğe veya fırınlanmış patatese sürülen sarımsak oldukça lezzetlidir. Aynı zamanda doğal antioksidan özellikleri sarımsak piştiğinde daha etkilidir.

Pişmiş Sarımsak Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 baş sarımsak, zeytinyağı.

Pişmiş Sarımsak Tarifinin Hazırlanışı: Sarımsağın püsküllü kısmını düz duracak şekilde kesin. Sarımsağın dış kabuklarını soymadan alüminyum folyoya yerleştirin ve sarımsağın üzerine zeytinyağı gezdirin. daha sonra folyoyu iyice sarımsağa sararak önceden ısıtılmış bir fırında 175 derecede 1 saat veya yumuşayıncaya kadar pişirin. Sarımsak istenilen kıvama geldikten sonra fırından çıkarın ve soğumaya bırakın. Sarımsak soğuduktan sonra folyoyu çıkarın. Kavrulmuş kabukların kolayca soyulduğunu göreceksiniz.

Sarımsak Bitkisinin Zararları Nelerdir?

Sarımsak tüketiminde herhangi bir sağlık tehlikesi veya yan etki yoktur. Ancak midesi hassas olanlar için sarımsak yutmak gastrointestinal rahatsızlığa neden olabilir. Hipertansiyon hastaları için çok fazla sarımsak tüketimi ani tansiyon düşmesine neden olduğundan oldukça zararlıdır. Sarımsağın pıhtılaşma önleyici etkisi, kan pıhtılaşma bozukluğu olanlar için sorunlara neden olabilir.

5. Zencefil ( Zingiber officinale )

Zencefil bitkisi kökü

Anavatanı Çin olan zencefil bitkisi, Zencefilgiller familyasından boyu 1 metreye ulaşabilen ince ve uzun yapraklı, sarı ve kırmızı renklerde çiçekler açan ve kökleri ilaç ve baharat yapımında kullanılan çok yıllık bir bitkidir. Zencefil sağlıkla ilgili pek çok konuda vücudumuzun dostudur. Bulantı, hazımsızlık, kardiyovasküler sistem ( Dolaşım sistemi ) sorunları gibi pek çok rahatsızlığa iyi geldiği bilinmektedir. En çok bilinen faydalarından biri de hamilelik ve yolculuğun neden olduğu bulantıyı gidermesidir. Güçlü mide bulantısı etkileri ve romatoid artrit tedavisi için zencefil kökleri doğal bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bilimsel olarak faydası kanıtlanmıştır.

Zencefil Bitkisinin Tarihteki Yeri

Zencefil yüzyıllardır hem ilaç hem de yiyecek olarak kullanılmıştır. Hatta Yunanlılar zencefilli kurabiyenin ilk orijinal tarifini bulmuşlar, akşam yemeğinden sonra, sindirime yardımcı olması için Yunanlılar ekmeğe sarılı zencefil tüketmişlerdir. Asya medeniyetleri mide rahatsızlığını önlemek ve mide bulantısını gidermek için zencefil kullanmışlardır.

Zencefil Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Zencefil tropikal çok yıllık bir bitkidir. Tıbbi nitelikleri dolayısıyla zencefilin köksapı ve yeraltında kalan kısmı hem kozmetikte hem de ilaç yapımında kullanılır. Bunun dışında pişmiş gıdaların lezzetini artırma da ve çay olarak da tüketilebilir.

Zencefil Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Zencefil bir çok farklı alanda tedavi edici özelliklere sahiptir. Özellikle sağlık için birçok faydası olan zencefil çeşitli şekillerde tüketilebilir. İnflamasyonu önemli derecede azaltır. İçeceklerde, salatalarda ve çeşitli yemeklerde toz halinde tüketilebildiği gibi kök haliyle de kullanılabilir. En yaygın kullanım şekli ise bal, limon ve zencefil karışımıyla elde edilen bitki çayıdır.. Halk arasında oldukça yaygın olan bu bitki çayı doğal bir antioksidan olduğundan içerdiği özel maddeler sayesinde hastalıklardan koruyucu bir etkiye sahiptir. Manganez, Potasyum, magnezyum, fosfor, kalsiyum ve demir açısından oldukça zengin olan zencefil yüksek lif oranı sayesinde bağırsak dostudur. Ayrıca zencefil yüksek oranda folat, bakır, çinko sodyum mineralleri ve C, E ve B6 vitaminlerini içerir. İçerdiği vitamin ve mineraller sayesinde birçok hastalığın tedavisinde destekleyici bir rol oynar. Tam bir şifa kaynağı olan zencefil kış aylarının vazgeçilmez şifalı bitkisidir.

Zencefil Çayı Tarifi

Doğal bir antibiyotik etkiye sahip olan zencefil keskin ve acımtırak tadıyla mide bulantısı ve hazımsızlık semptomlarını önemli derecede azaltır ve vücuda dinginlik verir.

Zencefil Çayı Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 su bardağı su, 1 çay kaşığı rendelenmiş veya toz zencefil, 1 yemek kaşığı bal, 1 tranş limon

Zencefil Çayı Tarifinin Hazırlanışı: 1 bardak sıcak suya rendelenmiş veya toz zencefili ekleyin. Bir kaşıkla karıştırın. Ardından bal ve tranş limonu ekleyin. Birkaç dakika demlenmesini bekleyin.

Zencefil Bitkisinin Zararları

Çok yoğun bir aromaya sahip olduğundan alerjik tepkimelere yol açabilir. Ayrıca Antikoagülan kullanan veya kanama sorunu olan kişiler zencefil kullanımını sınırlamalıdır. Aşırı zencefil kullanımı kan basıncını yükseltebileceğinden safra taşı olanlar için zararlı olabilir. Kemoterapiden kaynaklı mide bulantısını gidermek için zencefil alan kişiler için denetimli kullanım önerilir. Kişinin trombosit sayısı düşükse, zencefil gastrointestinal kanamayı teşvik edebilir.

6. Lavanta ( Lavandula angustifolia )

Lavanta ( Lavandula angustifolia ) çiçeği

Lavantanın dünya üzerinde Kuzey Afrika’dan Batı Arabistan’a kadar Akdeniz havzasını da içine alan bir yayılımı vardır. Hızla büyüyen ve çok yıllık bir bitki olan lavanta, yaz aylarında olgunlaşan ballıbabagiller ( Lamiaceae ) familyasından bir bitki türüdür. Aynı zamanda ülkemizde karabaş otu olarak da bilinen lavanta çiçeği bitkisinden elde edilen ürünler günümüzde kozmetikten gıdaya, sağlıktan peyzaja kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Derinlikli mor rengi ve son derece çağrıştırıcı kokusu lavanta çiçeğini yüzyıllardır bir favori haline getirmiştir.

Lavanta Bitkisinin Tarihteki Yeri

Lavanta eski zamanlardan beri parfüm yapmak için yetiştirilen bir Akdeniz bitkisidir. Lavanta aynı zamanda Eski Roma’nın halka açık hamamlarında ve Antik Mısır’da mumyalama sürecinde bir bileşen olarak kullanılmıştır. Ayrıca İngiliz kraliyet ailesinin favorisiydi.

Lavanta Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Lavanta çiçeği Lamiaceae familyasından Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere özgü güzel kokulu olması ve hoş bir görünüme sahip olması dolayısıyla yetiştirilen çalımsı bir bahçe bitkisidir. Çok yaygın bir kullanıma sahiptir. İngiliz lavantası ( Lavandula angustifolia ), Fransız lavantası ( L. stoechas ) ve yünlü lavanta ( Lavandula Lanata ) en yaygın olarak yetiştirilen türler arasındadır.

Lavanta Çiçeğinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Geleneksel tedavi yöntemi olarak kullanılan lavantanın sağlığa birçok faydası vardır. Kokusuyla ünlü olan lavanta ortamda ferah ve hoş bir koku bırakır ve ruh sağlığına oldukça iyi gelir. Sinir sistemine etkisiyle de bilinen lavanta, ağrı kesici özellikleri bakımından en çok tercih edilen şifalı bitkiler arasındadır. Lavanta çayı olarak tüketildiğinde ise kronik uykusuzluk çekenler için oldukça idealdir. Ayrıca sakinleştirici ve yatıştırıcıdır. İçerdiği çözücü maddeler sayesinde depresyona da iyi gelir. Günlük hayattan kaynaklı sinir ve stres gibi psikolojik sorunları önemli ölçüde azalttığı bilinmektedir.

Lavanta Çiçeği Çayı Tarifi

Yatıştırıcı ve sakinleştirici özellikleri dolayısıyla lavanta çayını aç karnına veya tok karnına tüketebilirsiniz. Kurutulmuş lavanta çiçeğinden elde ettiğiniz ay antiseptik özellikleri sağlık açısından oldukça faydalı etkilere sahiptir. Hoş kokusu ve hafif içimi sayesinde her yönüyle rahatlatıcı bir bitki çayıdır.

Lavanta Çiçeği Çayı Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 su bardağı sıcak su, 1 tatlı kaşığı kurutulmuş lavanta, 1 yemek kaşığı bal.

Lavanta Çiçeği Çayı Tarifinin Hazırlanışı: Kaynatılmış 1 bardak sıcak suya kurutulmuş lavanta eklenir ve ardından bal eklenerek karıştırılır.

Lavanta Çiçeğinin Zararları Nedir?

Uçucu yağ içeren ürünleri kullanan hassas kişilerde izole kontakt dermatit vakaları görülebilir.

7. Limon Otu ( Melissa officinalis )

Limon Otu ( Melisa )

Avrupa ve Akdeniz bölgelerine has bir bitki olan limon otu, melisa ve oğul otu olarak da bilinir. Nane ( Lamiaceae ) familyasından bir bitki türüdür. İsmi Yunanca olan Melissa kelimesinden gelmektedir. Bu kelime Yunanca da bal arısı anlamında kullanılmıştır. Limon balsamı olarak da bilinir. Bu ismi almasının sebebi arıları kokusuyla kendisine çekmesindendir. Bu nedenle Limon otu, arı kovanlarının önüne dikilir. Mikrop öldürücü özelliği dolayısıyla çay olarak tüketilir.

Limon Otu ( Melisa ) Bitkisinin Tarihteki Yeri

Tarihsel olarak, melisa baş ağrılarını, adet kramplarını, yaraları, sinirliliği ve kaygıyı tedavi etmek için kullanılmıştır. Romalılar bu bitkiyi birçok manastırın şifalı bitkiler yetiştirdiği bahçelerine faydası olduğunu Britanya Adaları’na tanıttığı bilinmektedir. Yunanlılar köpek ve akrep tarafından ısırılanları limon otuyla yatıştırmıştır. Ayrıca Amerikan kolonistleri için harika bir bitkiydi. Hatta Thomas Jefferson bu bitkiyi Monticello bahçelerinde yetiştirmiştir.

Limon Otu Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Limon balsamı, derin damarlı, açık yeşil yaprakları ve pembe ve beyaz çiçekleri olan çok yıllık bir bitkidir. Ortalama 90 cm yüksekliğe kadar ulaşabilir. Bahçede yetişmesi o kadar basittir ki kendi kendine tohumdan filizlenebilir. Bu nedenle yabani ot sanılabilir. Fakat güzel bir kokuya sahip olduğundan hemen fark edilebilir.

Limon Otu Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Limon otunun tatlı narenciye tadı ve aroması oldukça rahatlatıcıdır ve mide ağrılarına iyi gelir. Ayrıca günün yoğun stresinden bir bardak sıcak limon otu çayı ile kurtulabilirsiniz. Uykusuzluk için birebirdir. Nitekim kediotu ve limon otu kombinasyonuyla piyasadaki farmasötik uyku ilaçları kadar etkilidir. Sakinleştirici ve yatıştırıcı etkisinin yanı sıra antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir. Kaygı, adet krampları ve hafif sindirim sorunlarını giderir.

Tarçınlı Limon Otu ( Melisa ) Çayı Tarifi

Limon otu sindirimi güçlendirme, kan basıncını düşürme gibi özelliklere sahiptir. Mutfakta baharat olarak kullanılabildiği gibi salatalarınıza veya çorbalarınıza ekleyebilirsiniz. Ayrıca çay olarak da tüketebilirsiniz. Kaygı ve uykusuzluktan muzdaripseniz mutlaka denemeniz gereken tarçınlı limon otu çayı dertlerinize derman olacak.

Tarçınlı Limon Otu Çayı Tarifi İçin Gerekenler: 1 tutam taze kıyılmış limon otu, 1 adet çubuk tarçın, 1 su bardağı sıcak su.

Tarçınlı Limon Otu Çayı Tarifinin Hazırlanışı: 1 bardak sıcak suya limon otu ve tarçını ekleyerek karıştırın.

Limon Otu Bitkisinin Zararları Nedir?

Limon otu tiroid uyarıcı bir hormona müdahale edebileceğinden, tiroid sorunu olanların kullanmadan önce bir tıp doktoruna danışması gerekmektedir.

8. Nane ( Mentha × piperita )

Nane ( Mentha × piperita ) bitkisi

Nane ve türevleri en popüler bahçe bitkilerindendir. Keskin ve ferahlatan kokusuyla uyarıcı bir etkiye sahiptir. Ticari bir katkı maddesi olarak gıda sektöründe, ilaç sektöründe ve kozmetikte sıklıkla kullanılan bitkilerin başında gelir. Avrasya, Kuzey Amerika , Güney Afrika ve Avustralya’ya özgü olan bu bitki günümüzde dünyanın her yerinde yetiştirilebilir.

Nane Bitkisinin Tarihteki Yeri

Antik Mısır tabletlerinde adı geçen nane bitkisi, eskiden mide ağrılarını yatıştırmak için kullanılırdı. Yunanlılar ve Romalılar naneyi sütle karıştırarak sindirime yardımcı olması için kullanmıştır. Ayrıca 12. yüzyılda Alman başrahibesi ve bitki uzmanı Hildegard von Bingen, gut ve sindirim sorunları için bir tedavi olarak naneyi önermiştir. Hem Amerikan kolonistler hem de yerli sömürgeciler solunum hastalıklarını tedavi etmek için naneyi kullanmışlardır.

Nane Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Lamiaceae familyasının Mentha cinsini oluşturan nane, genellikle temmuz ve ağustos ayları arasında yaklaşık iki metre boyuna kadar büyüyebilen ve uçucu yağ bakımından zengin yapraklara sahip şifalı bir bitki türüdür.

Nane Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Naneden elde edilen mentol antispazmodik olması bakımından mide ağrılarını iyileştiren, sindirime yardımcı bir özelliğe sahiptir. Sindirim sistemi kaslarını gevşeterek hazımsızlığa iyi gelir. Ayrıca bilimsel çalışmalar nezdinde nane, mide ülserlerinin oluşumunu engelleyebileceği ve safra salgısını uyarabileceği kanıtlanmıştır.

Naneli Buhar Banyosu Tarifi

Soğuk algınlığı ve gripte oldukça etkili bir yöntem olan buhar terapisi başka bir deyişle buhar banyosu hem burun akıntısını giderir hem de grip semptomlarını azaltmaya yardımcı olur.

Naneli Buhar Banyosu İçin Gerekenler: 2-4 su bardağı kaynar su, yarım su bardağı kuru nane veya 4-5 damla nane yağı.

Naneli Buhar Banyosunun Hazırlanışı: Geniş metal veya cam bir kaseye kuru naneyi ekleyin ve 4 bardak kaynar suyu kaseye dökün. Karışımı iyice karıştırın ve başınızın üzerine bir havlu koyarak yüzünüzü kaseden çıkan buhara teneffüs ettirin. 10 dakika boyunca kaseden çıkan nane aromalı buharın yüzünüze teneffüs etmesini sağlayın.

Nane Bitkisinin Zararları Nedir?

Reflü problemi olanlar için nane tüketilmesi önerilmemektedir.

9. Sarı Kantaron ( Hypericum perforatum )

Sarı Kantaron ( Hypericum perforatum ) çiçeği

Dünyanın birçok bölgesinde doğal olarak yetişen bir bitki olan sarı kantaron, çiçeklenme döneminde tomurcuk ve çiçekleri toplanıp kurutularak yağ ve merhem olarak kullanılabilir. Elde edilen merhem topikal olarak cilde uygulandığında küçük yaraları ve ciltte oluşan tahrişleri iyileştirebilir. Ayrıca sarı kantarondan elde edilen yağın sağlığa birçok faydası vardır. Mide rahatsızlıklarını önleyerek gastrit oluşumunu engeller. Ağrı kesici özelliği sayesinde romatizmal ağrıları hafifletir. Bitkisel tıp ve alternatif tıp alanlarında adından sıkça bahsedilen sarı kantaron bitkisi bilimsel araştırmalara konu olmuş şifalı bir bitkidir. Bulması oldukça kolay olan bitki yağ olarak aktarlardan satın alınabilir Ayrıca içerisinde bulunan değerli bileşenler ve vitaminler sayesinde saçlar için faydalıdır.

Sarı Kantaron Bitkisinin Tarihteki Yeri

Bitki İngilizcede St.-John’s-wort olarak bilinmektedir. İlk Hıristiyanlar tarafından Vaftizci Yahya’nın onuruna bahşedilmiştir. Vaftizci Yahya’nın doğum günü olan Haziran ayında ilk çiçek açtığı ve azizin başının kesildiği tarihin yıl dönümünde kırmızı renkli yağını akıttığı söylenirdi. Sarı kantaron tarihte zehirli yılan ısırıkları ve sıtma tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca adet kramplarını ve ciltte oluşan yaraları tedavi etmek için kullanılırdı.

Sarı Kantaron Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Sarı kantaron 30 -90 cm yüksekliğe kadar büyüyebilen çok yıllık bir bitkidir. Parlak ve sarı renkte çiçekleri vardır. Sarı Kantaronun çiçekleri ışığa tutulduğunda gözle görülür miktarda mikro deliklere sahip olduğu görülür. Çiçekler ve açılmamış olan tomurcuklarını sıkarsanız kırmızı bir yağ üretir.

Sarı Kantaron Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Depresyon ve anksiyete için doktor tavsiyesi olan sarı kantaron, halk arasında genellikle çiçeklerinden elde edilen yağı kullanılmaktadır. Yemeklerde, salatalarda ve çorbalarda kullanıma uygundur. Ayrıca sivilce tedavisinde sıklıkla başvurulan bir yağdır. Dermatolojik olarak birçok faydası bulunan sarı kantaron yağı hücre yenileyici bileşenleri sayesinde ciltte oluşabilecek her türlü cilt problemini çözebilir.

Sarı Kantaron Yağı Tarifi

Zeytinyağıyla aşılanmış bu yağ ciltte oluşabilecek her türlü cilt problemini iyileştirebilir.

Sarı Kantaron Yağı Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 su bardağı kurutulmuş sarı kantaron yaprağı veya taze, solmuş sarı kantaron yaprağı, 1 su bardağı rafine zeytinyağı

Sarı Kantaron Yağı Tarifinin Hazırlanışı: Sarı kantaron yapraklarını bir kavanoza koyun ve üzerine 5-6 cm yüksekliğinde yer kaplayacak zeytinyağını ekleyin. Ardından kavanozu 2 hafta boyunca oda sıcaklığında kuru bir yerde muhafaza edin. Her iki üç günde kavanozu birkaç defa sallayın. Süre sonunda bir süzgeç yardımıyla kavanozdaki yağı süzün. Yağ kullanıma bağlı olarak serin ve karanlık bir yerde muhafaza edilebilir.

Sarı Kantaron Bitkisinin Zararları Nedir?

Sarı kantaron serotonin horomununu artırması nedeniyle hipertansiyon ve ciddi pulmoner hipertansiyona yol açabilir.

10. Kediotu ( Valeriana officinalis )

Kediotu ( Valeriana officinalis ) çiçeği

Kedi otu yoğun ve hoş bir kokuya sahip yaz aylarının vazgeçilmezi olan çok yıllık bir bitkidir. Avrupa ve Asya’ya özgü olan kedi otunun ham ekstratı kapsül şeklinde gıda takviyesi olarak satılmaktadır. Bunun dışında kedi otu kökü huzursuz geceler için adeta bir hayat kurtarıcı role sahiptir. Aynı zamanda sırt ağrısı ve adet sancısını giderir. Sıklıkla kedi nanesi ( Nepeta cataria ) ile karıştırılmaktadır. Ancak kedi nanesi ile aynı özelliklere sahip değildir.

Kedi Otu Bitkisinin Tarihteki Yeri

Ünlü Alman başrahip ve bitki uzmanı Hildegard von Bingen, 12. yüzyılda kediotunu sakinleştirici ve uyumaya yardımcı bir bitki olarak tavsiye etmiştir. Avrupalılar, vebadan epilepsiye kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlara kediotunu eklemiştir. Eski bir masal kahramanı olan Fareli köyün kavalcısı, kasabayı farelerden kurtarmak için bu bitkiyi bir hipnotik olarak kullanmıştır. Tarihte en çok sakinleştirici olarak kullanılmıştır.

Kediotu Bitkisinin Özellikleri Nedir?

Valerianaceae familyasına ait olan Kediotu yeryüzünde yüzlerce türe sahiptir. Ülkemizde bilinen 12 türü bulunmaktadır. Özellikle Doğu Anadolu Bölgesinde Erzurum civarında yetişen Kediotu yaklaşık 1985-2000m rakımlarda gözlenmiştir. Kediotu bitkisi 1.5 metreye kadar büyüyebilir. Uzun eğreltiotu benzeri pembe çiçekli yapraklara sahiptir. Özellikle güçlü ve yoğun bir kokuya sahip olan kökü, bitkinin tıbbi olarak kullanılan kısmıdır.

Kediotu Bitkisinin Sağlığa Faydaları Nelerdir?

Kediotu uykusuzluk ve stresten kaynaklı kaygı için en çok tercih edilen bitkilerdendir. Ayrıca adet kramplarını, adet döngüsüyle ilişkili baş ağrılarını, diğer kas kramplarını ve bağırsak rahatsızlıklarını azaltmak için kullanılır. Kediotunun içerdiği değerli bileşenler, uyku düzensizliği, kalp çarpıntısı, migren, huzursuzluk gibi strese bağlı hastalıkların çok yaygın olduğu günümüzde sakinleştirici etkisiyle öne çıkmaktadır. Ayrıca stres, kaygı ve depresyon gibi rahatsızlıklardan şikayetçiyseniz stresle baş etmenizi sağlayacak ve direncinizi artıracak adaptojenik bitkiler rehberimize göz atabilirsiniz.

Kediotu Kökü Çayı Tarifi

Kediotu bitkisinin köklerinden hazırlanan çay kaynatılarak hazırlanmaktadır. Beyinde yatıştırıcı tepkiyi aktive eden bir dizi fitokimyasallar içermesinden dolayı anksiyete, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir.

Kediotu Kökü Çayı Tarifi İçin Gerekli Malzemeler: 1 tutam kurutulmuş kediotu kökü, 1 su bardağı sıcak su, 1 tatlı kaşığı bal.

Kediotu Kökü Çayı Tarifinin Hazırlanışı: Sıcak suya kediotu kökünü ekleyin ve ardından tatlandırmak için balı da ekleyip karıştırın.

Kediotu Bitkisinin Zararları Nedir?

Uygun dozlarda alındığında herhangi bir yan etkisinin olmadığı bilinen kediotu bitkisi büyük dozlarda kullanıldığında mide bulantısı, baş ağrısı ve baş dönmesine neden olabilir. Ayrıca depresyondan muzdarip kişilerin uyarıcı etkisi nedeniyle uzun süreli olarak kullanmaması gerekir.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler