Operasyon Gunnerside : Norveç Ağır Su Savaşı

Atom bombası üretiminin önünü açan Vemork Hidroelektrik Santrali’ndeki ağır su üretiminin durdurulması ve insanlığı etkileyecek bu planın engellenmesi için, tesise yönelik gerçekleştirilen Gunnerside Operasyonu’nun ağır su sabotajına yönelik tüm detaylarına yer veriyoruz.

Vemork Hidro Elekrik Santrali ve Ağır Su

Vemork, Norveç’in Tinn kentindeki Rjukan şelalesinden elektrik üretmek için kurulan bir hidroelektrik santralidir. Tesis Norsk Hydro tarafından inşa edilip dünyanın en büyük santrali olma sıfatıyla 1911’de açıldı. Asıl amacı, yapay gübre üreten bir fabrikaya elektrik sağlamaktı. Norsk Hydro bir proje geliştirerek Rjukan’daki Vemork tesisinde yüksek konsantrasyonlarda ağır su üretmek için bir ünite inşa etti ancak bu ünitenin hangi amaçla kullanılacağı belirtmedi.

Ağır Su Nedir?

Ağır su formülü, (D2O) ‘dir.  Nükleer reaktörlerde kullanılan hidrojen yerine ağır hidrojen (döteryum) izotopuna sahip yoğunluğu yüksek sudur. 1932 yılında Hugh Taylor tarafından keşfedilmiştir. Üretimi oldukça maliyetlidir. 2. Dünya Savaşı esnasında,  atom bombası geliştirmek için kullanılmıştır.

Ağır Su Üretim Tesisi

Tesis ağır su üretimine, Aralık 1934’te başladı. 1940’ta Fransız Hükümeti, o zamanlar mevcut olan tüm ağır su stokunu Norveç’ten satın aldı. Almanlar da satın almayı teklif etmişti; ancak Norveç Hükümeti olası, askeri kullanımı hakkında bilgilendirildi. Çünkü, Londra ve Washington’da iki Alman atom fizikçisinin nükleer fisyon üzerinde çalıştığı biliniyordu. Hitler’in gizli bir silahı olma ihtimali varsayılarak; ağır su, onu İngiltere üzerinden Fransa’ya kaçıracak bir ajana verildi. Weserübung Harekatı ile Almanlar’ın Norveç’i işgal etmesinin ardından, tesis Naziler’in himayesine girdi. Böylelikle; Hitler, atom bombası hayallerine bir adım daha yaklaşmıştı. İnsanlık tarihine etkileyecek bu plan, durdurulmalıydı. Londra’daki Norveçliler, Rjukan’daki Vemork elektrik santralindeki ağır su ünitesini sabote etme planlarına yardım etti. Tesisin fotoğrafları ve eskizleri, tesisteki Norveçli temaslardan alınan bilgiler, özellikle de ağır su ünitesinin yöneticisi Jomar Brun tarafından Londra’ya gönderildi. Ağır su üretiminin, yeterince ciddi bir tehdit olduğuna karar verilerek tesise, beş ayrı operasyon düzenlendi.

Vemork Tesisine Yönelik Gerçekleştirilen Operasyonlar

18 Ekim 1942’de, dört Norveçli Özel Harekât ajanı ‘Grouse‘ kod adlı bir keşif ekibi paraşütle tesisin olduğu alana indirildi.  Keşif ekibi bölgeyi iyi bilen ve eğitilen Norveçliler’den oluşmaktaydı. Hiçbirinin askeri geçmişi yoktu ancak bu operasyon için özel olarak eğitilmişlerdi. Görevleri, bölgesel keşif gerçekleştirmek ve daha sonra gerçekleştirilecek hava operasyon için planörlere iniş alanı saptamaktı. Bölgeye inişlerinin ardından ekip fırtınaya yakalandı ve hayatta kalabilmek için büyük çaba gösterdi.

İkinci operasyon; mahsur kalan Grouse’u kurtarmak ve yarım kalan operasyonu tamamlamak için 19 Kasım 1942’de “Freshman” ismiyle gerçekleştirildi. İngilizler tarafından RAF ve Ordu’yu içeren ve her biri bir planör çeken iki Halifax bombardıman uçağı kullanılarak Birleşik Operasyon şeklinde gerçekleştirildi. Bu uçaklardan üçü düştü. Hayatta kalanlar ise Almanlar tarafından yakalandı, sorgulandı ve idam edildi.

Gunnerside Operasyonu

İlk iki operasyon beklenen başarıyı gösteremeyince; daha sonraları “dünyanın ilk özel harekat operasyonu” olarak anılacak üçüncü operasyon için Şubat 1943’te adım atıldı. SOE’nin ‘Gunnerside’ Operasyonu, ‘Grouse’dan dört keşif ekibi ile güçlerini birleştirmek için bölgeye altı Norveçli ajanı daha paraşütle gönderdi. Bölgeye inen ajanlar, tesisin arazisine yaklaşamıyordu. Çünkü bu alan mayınlarla kaplıydı. Tesise ulaşmanın bir yolu, asma köprüydü ancak burası yoğun bir şekilde Alman askerleri tarafından korunmaktaydı. Sabotajcı grubu, asma köprüyü kullanamadıkları için vadinin hemen altındaki nehri geçmek zorunda kaldı. Grup lideri Joachim Rønneberg, devam etmeleri gereken tek şeyin 4.000 metre yükseklikte çekilmiş bir hava fotoğrafı olduğunu ve bunun uygulanabilir olduğunu düşündü. Grup, ancak Claus Helberg’in bölgede birkaç keşif yapmasının ardından, imkansız görünen geçitten tırmanma görevinin denenebileceğine karar verdi. Operasyon tam da bu noktadan başlatıldı. Norveçli ajanlar, 28 Şubat-1 Mart 1943 gecesi Vemork elektroliz tesisine başarılı bir şekilde giriş yaparak saldırıyı gerçekleştirdi. 500 kg ağır suyu ve tesisin ağır su bölümünün bir kısmını tahrip ettiler. Almanlar ne olduğunu anladıklarında ve Alman askerleri Vemork fabrikasına savunma için geldiklerinde, sabotajcılar Rjukan’a giden demiryolu hattının çok aşağısındaydı. Yoğun kar fırtınası ve karanlık ile izlerini kaybettirmişlerdi. Dağ platosuna geri döndüklerinde grup ayrıldı. Patlayıcı timi, tamamen silahlı ve üniformalı olarak Doğu Norveç vadilerinden İsveç‘e gitti. Diğerleri platoya yayıldı. Almanlar binlerce askerle kapsamlı bir arama yaptı, ancak sabotajcılardan hiçbirini bulamadı. Operasyon, tesise beklenilen hasarı vermemişti. Almanlar, 5-6 ay içerisinde tesisi onararak yeniden ağır su üretimine başlamıştı. Dördüncü operasyon kaçınılmazdı.

16 Kasım 1943’te tesise yönelik bir Amerikan hava saldırısı gerçekleştirildi. Binaya en büyük hasarı bu saldırı vermiştir. Ancak, binanın temelinde bulunan elektroliz bölümü yani ağır su tesisinin olduğu bölüm, bu saldırıdan oldukça az etkilenmişti.

SF Hydro Feribotu

Almanlar, kısa aralıklar ile gerçekleştirilen operasyonlar ve saldırılar neticesinde, tesisi başka yere taşıma kararı aldırlar. Mevcut ağır suyu taşımak için çeşitli alternatif yollar üretildi. Müttefik birliklerinin, sivil hayatını üstün tutacağı inancı ile halka açık bir feribotla ağır su stokunun nakline karar verildi. Şubat 1944’te, son operasyon gerçekleştirildi. Norveç’in başarılı bir saldırısı ile Almanya’ya ağır su sevkiyatı yapan, “SF Hydro” feribotu içerisinde yer alan sivillerle batırıldı. Böylelikle, Hitlerin atom bombası üretim hayalleri engellenmiş oldu.

Gunnerside Operasyonu’nun Ardındaki Tarihsel Gerçeklik

2004’te kurtarılan bozulmamış bir varilin analizinin ve 2008 yılında Norsk Hydro’daki üretim kayıtlarının incelenmesinin ardından, varillerin yüksek konsantrasyonlarda D2O içermediği görülmüştür. Çoğu varil yalnızca yüzde 0,5-1,0 oranında ağır su içeriyordu ve bu da Gunnerside Operasyonu’nun yüksek saflıkta ağır suyu yok etmedeki başarısını doğrulamıştı. Almanların bir nükleer reaktörü çalıştırmak için yaklaşık 5 ton ağır suya ihtiyacı olacaktı, sevk edilmesi planlanan ise sadece 500 kg ağır su stoku olduğu saptandı. Naziler’in nükleer silahlanması  hakkındaki tarihsel fikir birliği ise şu yöndedir, ağır su maksimum oranda üretilip sevk edilmesi planlan oranın, bir nükleer bomba yapımına yaklaşamayacak ölçüde olduğudur.

Popüler Kültürde Ağır Su Sabotajı

John D. Drummond’un  “But For These Men” kitabı ağır su sabotajını ve Hydro’ya yönelik gerçekleştirilen operasyonu konu edinmektedir.

Ray Mears’ın “The Real Heroes of Telemark: The True Story of the Secret Mission to Stop Hitler’s Atomic Bomb” kitabı Norveçli keşif ekibin, hayatta kalma mücadelesini tüm gerçekliği ile anlatmaktadır.

1948 Norveç yapımı “Operation Swallow: The Battle for Heavy Water” da operasyona katılan isimler de yer almaktadır ve ilk olarak Swallow ardından Grouse adıyla anılan ekibin hikayesi anlatılmaktadır.

1965 İngiliz yapımı “The Heroes of Telemark” filmi yine ağır su sabotajını anlatmaktadır ve Kirk Douglas ve Richard Harris başroldedir.

Vemork Hidro Elektrik Santrali

2005 yapımı “Hitler’s Sunken Secret” belgeseli, Tinn Gölü’ndeki batık SF Hydro’yu araştıran sualtı arkeologlarının çalışmalarını ve operasyonun katılımcıları ile gerçekleştirilen röportajları içermektedir.

BBC News Gunnerside ekibinin lideri ve hayatta kalan son üyesi Joachim Rønneberg ile Gunnerside Operasyonunun 70. yıldönümü için 2013’te röportaj yapmıştır. Altı bölümlük bir TV mini dizisi olan Ağır Su Savaşı (İngiltere’deki Sabotajcılar) sabotajı oldukça geniş planda ele almaktadır.

Atakan Büyükdağ’ın Hesaplaşma isimli kitabı sabotaj sürecinin öncesini ve sonrasını konu edinen bir araştırmadır.

Gunnerside Operasyonu olmasaydı, Almanların nükleer silahlarla ne yapacağı sadece tahmin edilebilirdi. Nükleer silah kullanımı, Almanların elinden alınmıştı ancak bu nükleer silah kullanımını tamimiyle engelleyemeyecekti. 1945 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Amerika, Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki kentlerine nükleer saldırı gerçekleştirdi.

Bu tarz içerikler ilginizi çekiyorsa; sitemizde yer alan “Alman Köylü Savaşı: Bundschuh İsyanı” yazısını da inceleyebilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler