Süregelen tarihi araştırmalarda Vikinglerle ilgili belli başlı özellikler ortaya koyuluyor olsa da yeni yapılan araştırmaların, keşfedilen bulgularla bilinenleri değiştirme gücüne sahip olduğunu görebiliyoruz. İçeriğimizde Viking olmanın nasıl bir yaşayış biçimi olduğunu ve Vikinglerin genetik özelliklerinin sadece İskandinav genleriyle sınırlı kalmadığı açıklıyoruz.
İskandinavya’nın, Vikinglerin var olduğu çağdan çok daha öncesinde Avrupa’nın güneyi ve Asya ile etkileşimde bulunmuş bir bölge olduğu kanıtlandı. İskandinav geni olarak adlandırılabilecek genetik kod çeşitli olduğundan Vikinglerin klasik sarı saç, mavi göz dış görünüş algısı yıkılmış oldu ve Vikinglerin büyük çoğunluğunun kahverengi saçlı olduğu ortaya çıktı. Günümüzdeyse, İngiltere’nin nüfusunun yaklaşık %6’sının Viking genlerine sahip olduğu biliniyor.
Vikingler Gerçekte Kimler ve Nasıl Yaşadılar?
Norslar, daha iyi bilinen adlarıyla Vikingler 8.-11. yüzyıllar arasında yaşamış; savaşçı, işgalci, korsan diye tanınan kavimlerdir. Tarih araştırmalarından yola çıkılarak acımasız olarak tanımlanan Vikingler hazine elde etmek amaçlı gittikleri her yeri yakıp yağmaladıkları için çoğunlukla gittikleri topraklardaki insanları asimile etmiş bir toplumdur. Bu sebeple ilk zamanlarda fethe gittikleri yerler ile aralarında maddi kazanç dışında pek bir etkileşim olmamıştır.
Genel anlamda deniz yoluyla keşifler ve fetihler yapan Vikingler Karadeniz’e ve İran’a kadar uzanmışlardır. Fetih için gittikleri Fransa, İngiltere gibi yerlerde farklı hiyerarşik yapıyı ve yaşayışı gören Vikingler, ister istemez bu güçlü krallıklardan etkilendiler. Bu durum bazı Viking gruplarının buralara yerleşip, o dönemin modern dünyasına daha çabuk uyum sağlamalarına sebep oldu denebilir. Yapılan arkeolojik incelemeler de Vikinglerin sadece belli bir bölgede yaşayıp kalmadıklarını doğrulamış oldu. Dolayısıyla gen değişimi bir noktada, kendi yaşayış değişimlerinden ötürü kaçınılmazdı.
Zenginliklerinin çoğunluğunu işgallerden elde etmiş olan Vikingler, kendi toprakları içinde daha çok ticaretle uğraştılar. Savaşçı gruplarıysa genelde belli kişilerden oluşuyordu. Ölen gruptaki savaşçılar -çoğunlukla kardeşler- beraber gömülüyordu.
En belirgin kültürel özelliklerinden biriyse cenaze törenleriydi. İlk zamanlarında, bir kayığa koydukları ölülerinin üstlerini toprakla kapatırlardı ve sonra yakarak denizde uzaklaşmasını izlerlerdi. İşgale gittikleri yerler ve orada kalma süreleri artınca, belli cenaze alanlarına ölülerini gömmeye başladılar. Bu sayede Nature’da yayınlanan, Vikinglerin sahip olduğu genlerin doğruluğunu gösteren arkeolojik çalışma, İskoçya’daki ve Avrupa’yla Grönland içerisinde yer alan yaklaşık 400 iskelet üzerinden yapılabilmiştir.
Vikinglerin DNA’sı Nereden Geliyor?
Arkeolojik kazılar sonucunda özellikle Güney Avrupa olmak üzere Grönland ve çevresinde de Vikinglerle etkileşim sonucu onların yaşam biçiminin bir kısmını sahiplenmiş olan iskeletler de bulundu. Vikinglerin ölülerini Hristiyan Avrupa’daki insanlar gibi gömmeye başlaması ortaya Viking ve Hristiyan inanışlarının karması olan belli mezar çeşitlerini çıkardı. Bu sebeple İskoçya’dan gelen Vikinglerle Avrupa’da insanlar bir nevi ortak bir kültür oluşturdular.
O tarihlerde Avrupa’daki ülkelerin denizaşırı yaptığı seferler Asya’ya kadar uzandığı için, Asya’dan getirilen köleler de Avrupa’da yaygındı. Yani Vikinglerin Asyalı ırklarla nasıl etkileşim sağladığını bu durum açıklamış oluyor.
İtalya ve hatta Ukrayna’da bile Viking yerleşke kalıntılarına rastlanmıştır. Polonya’da da izlerine rastlanan Vikingler, araştırma sonucunun da gösterdiği üzere sadece İskandinav sayılamaz. Toplu yaşamların var olduğu her yerde insanların farklı dine, etniğe vb. sahip gruplarla karşılaşmaları en olası durumdur. Yapılan bu arkeolojik araştırma da Vikinglerin sahip olduğu farklı ırklara ait genleri ortaya sererek bu durumu en iyi şekilde tekrar dünyaya kanıtlamış diyebiliriz.
İskandinav tarihiyle ilgili daha fazla bilgi öğrenmek isteyenler için de bir diğer içerik olarak “İskandinav Runik Yazısı Elder Futhark Alfabesi” yazımıza ulaşabilirsiniz!