Optik İllüzyon Çeşitleri ve Optik Sanat

Bazen bir dergide bazen internette sörf yaptığımız sitenin belirsiz bir köşesinde veyahut doğada gördüğümüz bazı görüntülerde bize normalden biraz daha farklı ve akıl karıştırıcı gelen özellikler bulunabilir. Optik illüzyon ya da halk arasında göz yanılsaması, görünen ile gerçekte olan şey arasında ki farkların tanımıdır. Peki optik illüzyon ile nerelerde karşılaşırız? Optik illüzyon çeşitleri nelerdir? Bu yazımızda inceliyoruz.

Optik İllüzyon Nedir?

Optik illüzyon, görsel algılarımızın beynimize gerçeklik ile uyuşmayan bir şeyi algılaması için yaptığı bir oyundur. Bu herhangi bir şekil olabildiği gibi bir renk, boyut veya bir hareket algısı da olabilir. Bunlar bir nesneyi görünür yapan özellikler olmalarına rağmen aslen gerçekte olmayan özelliklerdir. Görsel algımız beynimize sinyaller gönderir ve gerçek olmayanı algılatmaya çalışır. Görsel algı, bilimsel olarak bakıldığında insan gözünün algılayabildiği elektromanyetik dalgaların (ışık) yardımıyla çevreyi yorumlayabilme becerisidir. Optik illüzyonlar karşımıza genellikle üç şekilde çıkmaktadır:

1- Değişmez Optik İllüzyonlar

2- Fizyolojik Optik İllüzyonlar

3- Bilişsel Optik İllüzyonlar

Optik illüzyon çeşitlerini kısaca inceleyelim.

1- Değişmez Optik İllüzyonlar

23 Ekim 1892 tarihli bir Alman mizah dergisinden

Bu illüzyon türünde temsil edilen nesneyle algılanan nesne arasında farklar mevcuttur. Örneğin, yukarıdaki fotoğrafta bir ördek mi yoksa bir tavşan mı görüyorsunuz? İlk olarak 23 Ekim 1892‘de bir Alman mizah dergisinde “En çok hangi hayvanlar birbirine benziyor?” (Welche Thiere gleichen einander am meisten?) başlığı ile yayınlanan bu görselin kişinin psikolojik, sosyolojik veyahut biyolojik yapısına göre değişik algılanma kapasitesine sahip olduğu düşünülmektedir. Temelde, görselin solda kalan kısmını gaga olarak düşünürseniz bir ördek, kulak olarak düşünürseniz bir tavşan görürsünüz.

 

2- Fizyolojik Optik İllüzyonlar

Ayırt etmede genellikle fiziksel gerekliliğe ihtiyaç duyulan fizyolojik optik illüzyonlar, nesnenin parlaklık, renk, kontrast, hareket, boyut gibi özelliklerini içinde bulundururlar. Ve bilinçli düzenlenmiş görüntülerden oluşmaktadırlar. Görsel algı aracılığıyla beyin üzerinde aşırı bir uyarılma yaptığı düşünülmektedir. Teoriye göre göz kanalları aracılığıyla görüntü beyne aktarılır. Görüntünün sahip olduğu aşırı illüzyon sebebiyle de kişinin fiziksel halinde, görmesinde değişimler saptanabilir.

Yukarıdaki örnekte olduğu gibi “Dönen yılanlar” denen bu fiziksel optik illüzyonda kullanılan renklerin birbirine zıt renkler olması ve yuvarlak olacak şekilde düzenlenmesi sebebi ile bu adı almaktadır. Yuvarlakların belli yerlerinde sanki yılan dilini andıran çıkıntılar da vardır. Gözümüz birinin üzerinde takılı kaldığında sanki diğerleri dönüyormuş izlenimi verirler. Çok dikkatli bir şekilde bakıldığında hipnoz olmuşuz gibi bir etki yaratabilmektedir.

3- Bilişsel Optik İllüzyonlar

Üçüncü ve en son tip optik illüzyon olan bilişsel optik illüzyonlar, daha çok kişisel çıkarımlar sonucu oluşan görülerdir. Bir yanılsama olabildiği gibi kurmaca bir algıda olabilmektedir. Bu durum kişinin nesnel algısına yani çevresinde olan bitene karşı ne kadar açık olduğuna bağlıdır. Bütün optik illüzyon çeşitlerinin içinde günlük hayatımızda en çok karşılaştığımız optik illüzyon bilişsel olanlardır. Son zamanlarda ortaya çıkan ve bilimsel olarak sanrı olarak adlandırılan, bakılan yerlerde yüzler görme durumu da bir optik illüzyon örneği olarak kabul edilebilir. NNT Communication Science Laboratory, Tokyo’da Dr. Norimichi Kitagawa tarafından yürütülen bir deneyde bu durumun insanın kişilik özellikleri ve duygusal durumundan kaynaklı ortaya çıkabileceği kanıtlanmıştır.

Bilişsel optik illüzyonlar kendi içlerinde dört gruba ayrılmaktadır:

1- Belirsiz Görüntü

Belirsiz görüntü, nesnelerin öznel yorumlara tabi tutulduğu grubu oluşturmaktadır. En çok karşılaşılan örnek Rubin Vazosu olarak bilinen ve 1915 yılında Psikolog Edgar Rubin tarafından oluşturulan illüzyondur. Kişinin görsel algısına bağlı olarak yarı vazo yarı profilden insan silueti içerir. Fakat bakan kişi hiçbir zaman ikisini aynı anda göremez. Bu da mekan-şekil-algı arasına çekilen ince çizgiden kaynaklıdır. Çünkü biri diğerine her zaman üstün gelmektedir.

2- Geometrik veya Deforme Yanılsamalar

Nesnenin boyut, durduğu yer ya da eğrilik/doğruluk gibi genellikle fiziksel durumunu etkileyen illüzyonlar geometrik optik illüzyon olarak adlandırılırlar. İnsan gözü baktığı şeyde içsel olarak doğru olanı aradığı için bu tip illüzyonlar tıpkı dönen yılan örneğinde olduğu gibi gerçek anlamda yanılsama oluşturmaktadır. En bilinen geometrik optik yanılsama kafe duvarı yanılsamasıdır. İlk kez 1898 yılında Kindergarten yanılsaması olarak ortaya çıkmış, 1973’te Richard Gregory tarafından yeniden kurgulanmıştır. Gregory bu yanılsamayı bir çalışma arkadaşı tarafından, adından da belli olacağı üzere bir kafeterya duvarında gözlemlenmesi üzerine geliştirmiştir.

 

Bu örneği gerçek bir kafe duvarı üzerinden göstermemizin nedeni hem esin kaynağını buradan almış olması hem de tesadüfi bir hamle olarak geliştirilmesidir.

3- Paradoks Yanılsamalar

Şimdi aklımıza İnception filmindeki merdiven sahnesini getirelim. Her ne kadar merdivende basamaklardan çıkılsa da aslında hiç yükselmediklerini sahnenin sonunda ki paradoks açıklamasıyla netleştirmiş oluruz. İşte paradoks yanılsamalar bu tip imkansızlıklardan beslenir.

Paradoks yanılsamaların en önemli temsilcisi Hollandalı ressam ve grafik sanatçı olan M. C. Escher’den başkası değildir elbette. Geliştirmiş olduğu çeşitli paradokslar ile evrene başka bir taraftan bakma imkanı buluruz.

4- Kurmaca Yanılsamalar

Kurmaca yanılsamalar başlığı altında incelenen ve bilişsel optik illüzyonların sonuncusu olan bu tür tamamen öznel görüler içermektedir. Kişi gördüğü yanılsamalarda bilinçli bir şekilde uyarılmaz fakat göz yanılsaması dediğimiz durum kendiliğinden gerçekleşmiş olur. Sanrı durumu da bu grup içerisinde örneklendirilebilmektedir.

Optik illüzyonlar ya da bir diğer deyişle göz yanılsamaları, hayatımızın her alanında dikkatimizi celp etmeye çalışan küçük çaplı optik oyunlardır. Buna sanat da dahildir. Tıpkı M. C. Escher gibi birçok zeki sanatçı eserlerinde optik illüzyona yer vermişlerdir. Op Art olarak adlandırılan bu akım ismen yeni gibi dursa da tarihini 1400’lü yıllara kadar dayandırmak mümkün. Bu da optik illüzyonun aslında ne kadar uzun süredir hayatımızda var olduğunun bir diğer kanıtı niteliğindedir.

Sanatta Optik İllüzyon

Bir Rönesans sanatçısı olan Andrea Mantegna, İtalya’da bulunan Ducal Sarayı’nın tavan süslemesi olarak zamanının epey ilerisinde bir çözüm yolu bulmuştu. Camera degli Sposi ismini verdiği bu esere bakıldığında yapıldığı yerden de kaynaklı olarak sanki gökyüzüne açılan bir tavan izlenimi vermektedir. Optik illüzyona sebebiyet veren ilk eserlerden bir tanesidir. Buna yakın zamanda tarihlenen ve bir değişmez optik illüzyon örneği olan Guiseppe Arcimboldo‘nun The Fruit Basket isimli tablosu gayet normal bir meyve sepetini bize yansıtmaktadır. Fakat resmi ters çevirip baktığınızda bir gariplik olduğunu fark edersiniz: meyvelerin düzenlenişi sanki bir portre izlenimi vermektedir. Salvador Dali, Marcel Duchamp, Charles Allan Gilbert gibi pek çok sanatçının Op Art akımına mensup işleri bulunmaktadır. En yakın tarihle örneklenen eser ise 2006 yılında İngiliz sanatçı Banksy tarafından yapılan Sweeping it Under the Carpet (Halının Altına Süpürmek) isimli iştir.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler