Altın çağını Rönesans döneminde yaşayan “üç kanatlı resim” anlamındaki Triptych, sanatın varoluşundan bu yana farklı duygu ve düşünceleri değişik biçimlerde ifade edebilmek için geliştirilen formlardan biridir. Biz de yazımızda Triptych’in özelliklerine, Rönesans ve sonraki dönemlerde yapılmış ünlü örneklerine yakından bakacağız.
İçerik Başlıkları
Triptych (Triptik) Nedir?
Birbirleriyle ilişkili ve yan yana kompoze edilmiş üç bölümden oluşan panel şeklindeki sanat eserlerine Triptych (Triptik) denir. “Tri” (üç) ve “ptyx” (katlama) kelimelerinden oluşmuş Yunanca kökenli bir terimdir.
Triptych, 14. yüzyılın sonlarında paneller üzerine resim yapılmaya başlanmasıyla ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkışında tabloların katlanarak menteşelerle birleştirilme düşüncesi ve yan yana ilişkili iki resmi ifade eden diptych formu etkili olmuştur. Rönesans döneminde altın çağını yaşayan Triptych, çoğunlukla kiliselerin sunak ya da altar denen dini yapıları için tasarlanmıştır.
Triptych formundaki eserler genellikle birbirine menteşe ile tutturulmuş, katlanarak kapatılabilen veya açık şekilde sergilenebilen üç panel üzerine boyanan veya basılan resimlerdir. Ayrıca duvara asılarak da sergilenebilir.
Triptych fotoğraf, video ve heykel gibi sanatın diğer dallarında da tek bir birime entegre edilmiş üç parçalı eserleri ifade etmek için kullanılabilir. Özellikle 20. yüzyıla gelindiğinde Triptych’in kullanım alanı genişleyerek farklı boyutlar kazanmıştır. Geleneksel olarak sunakların arkasına yerleştirmek için yapılmış dini konulu eserler anlamına gelen altarpiece olmanın ve menteşeli tabloların ötesine geçmiştir.
Triptych’in Özellikleri Nelerdir?
- Triptych’i oluşturan üç kanatlı resimlerin yani panellerin boyutu sanatçının tercihine göre değişiklik gösterebilir. Tipik ve geleneksel olarak orta panel daha büyük, yandaki iki panel ortadakinin yarısı büyüklüğündedir. Bu özelliği sanat eseri için işlevsel açıdan katlanabilirlik ve taşıma kolaylığı sağlar. Ayrıca yine geleneksel olarak dikey biçimde ve soldan sağa doğru tasarlanır.
- Sanatçının neyi ve nasıl aktarmak istediğine göre panelleri kullanım şekli değişebilir. Triptych’te paneller birbiriyle ilişkili olarak tek bir sahne oluşturabilir ya da üçü de ayrı birer resim olabilir.
- Triptych formundaki eserlerde görsel tutarlılık sağlanması için üç resmi birbiriyle ilişkili kılan bir unsurun yerleştirilmesi önemlidir.
- Triptych birbirleriyle ilişkili üç unsuru sergilemek, bir temayı üç bölüm boyunca sürdürmek ve çoklu perspektifle incelemek amacıyla tercih edilen bir formdur. Ayrıca bir anlatının başlangıcında, ortasında ve sonundaki halini aktarmak için de sıklıkla kullanılır.
Resim Sanatında Triptych’in En Ünlü 5 Örneği
1. The Garden of Earthly Delights (Dünyevi Zevkler Bahçesi)
Dünyevi Zevkler Bahçesi, Rönesans’ın önde gelen sanatçıları arasında yer alan Hollandalı ressam Hieronymus Bosch tarafından 1503-1504 yılları arasında yapılan bir Triptych’tir.
Yapıldığı dönemde de büyük ilgi toplayan ünlü eserin sol panelinde cennet sahnesi, orta panelinde dünyevi zevkler bahçesi, sağ panelinde ise cehennem sahnesi resmedilmiştir.
Dini fantastik bir şekilde ele alması ve üç yüzden fazla figürün estetik biçimde kompoze edilmesiyle dikkat çeker. Ayrıca rölyef kabartma dış paneller kapatıldığında görülen saydam küre tanrının dünyayı yaratışını betimler.
2. Annunciation Triptych/Merode Altarpiece
Müjde, Orta Çağ ve Rönesans sanatında ortak bir temadır. Müjde Triptych’i olarak da anılan bu eserin 1427-1432 yılları arasında Robert Campin tarafından resmedildiği bilinir. Eserin boyutlarının küçük olmasından dolayı kilise için değil, bireysel olarak sipariş edildiği düşünülür.
Eserde Triptych formuna uygun olarak Cebrail’in Meryem Ana’ya tanrı tarafından çocuğunun annesi olarak seçildiğini müjdelemesi işlenir. Sol panelde bahçede dua eden bağışçılar, orta panelde müjde anı, sağ panelde ise Aziz Joseph’in gündelik işlerle uğraşı ve şehir manzarası görülür.
Aynı zamanda bu eser dini sembolizmin birçok unsurunu barındır. Orta paneldeki vazonun içinde yer alan ve Meryem Ana’nın saflığını simgeleyen zambaklar, pencereden gelen ve Kutsal Ruh’u temsil eden ışık huzmeleri önemli sembollerdendir.
3. Portinari Triptych/Portinari Altarpiece
Hugo van der Goes tarafından 1475 yılında resmedilen bu tablo, Santa Maria Nuova hastanesindeki bir kilise için yapılmıştır. Eserde meleğin çobanlara Mesih’in doğum haberini müjdelemek için gelişi konu edilir.
Orta panelin ön planında çobanların Meryem Ana’nın karşısında Mesih’e tapınma sahnesi yer alırken sağ panelin arka planında çobanlara müjde sahnesi görülür.
Triptych’lerin çoğu özel günler dışında açılmadan muhafaza edildiği için Dünyevi Zevkler Bahçesi’nde olduğu gibi eserin dış kısmında müjde sahnesinin dekoratif tasvirleri bulunur. Dini sembollerle dolu olan bu eser, 15. yüzyılın Flaman sanat eserleri arasında en çok çalışılan tablo olmuştur.
4. Departure (Ayrılış)
Departure, Yeni Nesnellik hareketi içinde yer alan Max Beckmann tarafından 1932-1935 yılları arasında resmedilmiştir. Eserde yarı gerçekçi yarı alegorik bir dünya dikkat çeker.
Tablonun orta panelinde Yunan mitolojisinde adı geçen Kharon görülür. Yan panellerde ise ilkelliği ve acımasızlığı sembolize eden imgeler yer alır. Çağdaşlarının uğradığı işkence, cinayet ve sürgün gibi insanlık dışı davranışlar onda kötümserlik ve yıkım hissi yaratmıştır. Ancak orta panelde Kharon’un ağına takılan balıkların sembolize ettiği gibi umudunu kaybetmemiştir.
Beckmann’ın Departure’de olduğu gibi eserlerinde alışılmış alegoriler yerine tarihsel ve mitsel verilerden yararlanması eserlerine güçlü bir etki kazandırmıştır. Görüldüğü üzere Triptych 20. yüzyılda dini bir altarpiece olmanın ötesine geçerek çağın temalarını görsel tutarlılık ve süreklilikle aktarmanın yollarından biri olmuştur.
5. Triptych August 1972
Francis Bacon’un Triptych’leri arasında yer alan bu eser, soyut dışavurumculuğun ilginç ve güçlü örnekleri arasında değerlendirilir. Bununla birlikte Orta Çağ ve Rönesans sanatındaki Triptych formunun 20. yüzyıldaki kullanılışına önemli bir örnek oluşturur.
Triptych 1972, Bacon’un sevgilisi George Dyer’ın intiharına verdiği tepkilerin bir nevi kaydı olan kasvetli resimler serisinden biridir. Eseri kişisel kılan bu detayla birlikte sanatçının hassas duygularına dokunan ve karamsar bir hava sezilir.
Bacon’un insan vücudunu ele alış şeklinden dolayı resimlerin psikolojik, kişisel ve duygusal yanı ön plana çıkar. Üç tabloda da figürler sade, soyutlanmış ve izole edilmiştir. Sağda ve solda yer alan tablolar kendi portresi olarak anlamlandırılırken ortadaki karmaşık yaratık ise sevgilisiyle birleşmesinin tasviri olarak yorumlanır.
Son olarak bu içerik ilginizi çektiyse sitemizde yer alan “Brut Art Nedir? Brut Art Tekniğiyle Yapılan 4 Sanat Eseri” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.