Osamu Dazai’nin hayatı, sıradışı bir edebi kariyerinin olması yanı sıra içsel mücadeleler ve trajik sonu ile dokunaklı bir öykü sunar. Bu yazıda, Osamu Dazai’nin edebi kariyerini etkileyen çocukluğundan ölümüne kadar olan önemli dönemleri inceleyeceğiz.
Yirminci yüzyılın en iyi Japon kurgu yazarı olarak kabul edilen Dazai, hayatının büyük bir kısmını duygusal çalkantılar ve intihar düşünceleriyle geçirdi. Edebiyat dünyasına tanıttığı otobiyografik ve derinlikli eserleri, onun kalıcı mirası oldu.
İçerik Başlıkları
Osamu Dazai’nin Erken Yaşları: Yazarın Çocukluk ve Aile Kökenleri
Osamu Dazai, 19 Haziran 1909 tarihinde Japonya’nın Kanagi kasabasında doğdu. Gerçek adı Shūji Tsushima’dır. Altıncı erkek çocuğu olarak dünyaya geldi, ailesinin hayatta kalan sekiz çocuğundan biriydi. Doğumda ölen iki kardeşi olduğu biliniyor.
Dazai, bölgenin öne çıkan genel yoksulluk seviyesine kıyasla oldukça varlıklı bir ailenin çocuğuydu. Tsushima ailesi, Dazai’nin büyükbabası tefeci olarak servetlerine servet katmadan önce fakir bir aileydi. Zamanla ve parayla birlikte Tsushima ailesi kendi bölgelerinde saygı duyulan bir aile haline geldi.
Babası Genemon Tsushima adlı zengin bir toprak sahibiydi, annesinin adı ise Tane Tsushima’ydı. Dazai, çocukluğunun büyük bir bölümünü doğumundan önce tamamlanan Tsushima Konağı’nda yaşayan otuz akrabasıyla geçirdi. Babası bir politikacı olduğu için evden sık sık uzaktaydı, annesinin de ruhsal sorunları olduğu için Dazai’yi bir yaşına kadar süt annesi büyüttü.
İki yaşından yaklaşık altı yaşına kadar ise Take Chikamura adlı bir hizmetçi ve teyzesi Kie sorumluluğunu üstlendi. Gündüzlerini Take ile geçirirken, geceleri ise teyzesi Kie’nin anlattığı eski masalları dinleyerek büyümüştür. Dazai beş yaşındayken, teyzenin ailesi Goshogawara’da yeni bir ev kurdu ve Take’yi de yanlarına aldı.
Eğitim ve Gençlik Dönemi: Okul Hayatı ve Edebi Başlangıçları
Dazai, teyzesine ve bakıcısına Goshogawara’ya kadar eşlik etti ancak kısa süre sonra 1916’da ilkokula başlamak için Kanagi’ye döndü. Dazai, Kanagi Alt İlkokulundan tüm derslerinde en yüksek notları alarak mezun oldu.
Tsushima ailesi, Osamu’nun akademik becerilerini daha da geliştirmesi için onu Meiji Yüksek İlköğretim Okulu’na gönderdi. 1922’de başladığı ve bir sene boyunca eğitim aldığı bu okulda Japoncayı, yazma becerilerini ve aritmetiği daha iyi öğrenmek için okuldan sonra akrabası ve sınıf öğretmeni olan Masamori Sobajima‘dan özel ders aldı.
Bu sırada babası Genemon, Tokyo’da bir hastanede grip tedavisi görürken öldü. 1925 senesinde, Aomori Vilayet Lisesi’ne girdi. Dazai liseye devam ederken uzak bir akrabası olan Tazaemon Toyoda’nın evinde kaldı. Okul yıllarında edebi çalışmalarını “Mirage”, “Constellation” ve “Youth” gibi bir dizi yerel edebiyat dergisinde yayınladı. Beş yıllık lise eğitimini dört yılda tamamladı.
Üniversite Yılları: Dazai’nin Edebi Tutkusu ve İlk Yayınları
1927 senesinde Hirosaki Devlet Üniversite’sine girdi ve bu okula devam ederken bir başka uzaktan akrabası olan Toyosaburo Fujita’nın evinde kaldı. Lise yıllarında “Hücre Edebiyatı” adlı yerel bir edebiyat dergisi kurdu ve “Dipsiz Uçurum”u yayınladı. Aynı anda, “Koordinatlar” adlı bir dergide Japon toprak ağalarını eleştirdiği “Kalıtsal Bir Toprak Ağası” adlı bir eser yayınladı.
1927’de, yazar idolü olan Ryunosuke Akutagawa yaşadığı ağır depresyon ve ruhsal sorunlarından dolayı intihar edince Osamu’nun yazarlığı aniden durdu. Bu olay Dazai’yi derin bir üzüntüye sürükledi ve intiharı ayrıntılı bir şekilde düşünmeye başladı. Akutagawa’nın ölümünden sonra parasını çarçur etmeye, çalışmalarını ve derslerini bir kenara itmeye başladı. Parasının büyük bir kısmı seks işçilerine, alkole ve giyime gitti.
Bu dönemde aşırı dozda Calmotine aldı ve komaya girdi. Kendine geldikten birkaç gün sonra, Owani Kaplıcalarına iyileşmek için annesiyle birlikte tatile çıktı. Ayrıca lise son sınıftayken, Japon kukla tiyatrolarında kullanılan anlatı sanatı olan Gidayu öğrendi.
Üniversitede, Marksizm’le bağlantılı grev yaşadığında hükümet tarafından ağır bir şekilde bastıran Komünist harekatına merak duymaya başladı. Dazai’nin üniversitede siyasi faaliyetlere yoğun olarak katılan birkaç arkadaşı uzaklaştırıldı ve tutuklandı. Ailesinin aristokrat geçmişinden dolayı Komünizm’e bağlılığının lekelendiğini, bunun da onu Komünist olmak için niteliksiz kıldığını düşünmeye başladı.
Bu farkındalığı, 10 Aralık 1929’da ilaç alarak ilk intihar girişiminde bulunmasına yol açtı. Bu girişimden sağ kurtulmasına rağmen, 1930 yılında üniversiteden mezun oldu. Dazai, 1930’da Tokyo İmparatorluk Üniversitesi’nin Fransızca Edebiyat Bölümü’ne girerek eğitimine devam etmeye karar verdi. O dönemde ciddi ruh sağlığı sorunları yaşadı ve bir kez daha derslerini takip etmekte başarısız oldu.
Dazai, Hatsuyo Oyama adlı bir geyşa kadın ile kaçtı. Bu davranışından ve yasadışı faaliyetlerinden dolayı Tsushima ailesi Dazai’yi resmen evlatlıktan reddetti. Üniversiteyi bıraktıktan dokuz gün sonra 19 yaşındaki bar hostesi Shimeko Tanabe ile birlikte Kamakura’da bir plajda boğularak intihar girişiminde bulundu.
Tanabe öldü, ancak Dazai yaşadı ve bir balıkçı teknesi tarafından kurtarıldı. Tanabe’nin ölümünde suç ortağı olarak suçlandı ve olaylar karşısında şoke olan Dazai’nin ailesi, polis soruşturmasının sona ermesi için araya girdi. Herhangi bir suçlama olmaksızın serbest bırakıldı.
1931’de tedavi için kaldığı Ikarigaseki Kaplıcalarında, Hatsuyo Oyama ile evlendi. Kısa bir süre sonra 1932’de, Dazai yasaklı Japon Komünist Partisi ile ilişkisi nedeniyle tutuklandı ve ağabeyi Bunji harçlığını kesti. Bunji, Dazai’nin mezun olacağına ve partiyle herhangi bir ilişkisinin olmayacağına dair yemin etmesi halinde tüm suçlamaların ortadan kalkacağı ve ödeneğin tekrar verileceği bir anlaşma teklif etti. Dazai teklifi kabul etti.
Dazai anlaşmaya sadık kalarak, üniversitede okurken bazı eserlerinin yayınlanmasına yardımcı olan Japon yazar Masuji Ibuse‘den akıl hocalığı almaya başladı. Daha sonra 1933’te “Ressha” adlı kısa öyküsünü yazmak için resmi olarak “Osamu Dazai” takma adını aldı. Bu, daha sonra imzası haline gelecek olan birinci şahıs otobiyografik tarzını ilk kez kullandığı eseriydi.
1935’te artık üniversiteden mezun olamayacağını bilen Dazai, bir gazetede (Miyako Shimbun) çalışmak için sınava girdi ancak sınavda başarısız oldu. Yaşama isteği gittikçe azalırken, “Son Yıllar” adlı kitabını bir veda niteliğinde yazmayı bitirdi. 15 Mart 1935’te başarısız bir şekilde kendini Kamakura Dağı’na asma girişiminde bulundu ve bu girişimi de başarısız oldu. Kısa süre sonra Tokyo İmparatorluk Üniversitesi’nden okul harcını ödeyemediği için atıldı.
Hastanelik Süreci
Başarısız intihar girişiminden üç hafta sonra apandisit iltihabından dolayı hastanelik olmuştur. Hastanede morfin bazlı bir ağrı kesici olan Pavinal‘e bağımlı hale geldi. Ekim 1936’da, bir yıl boyunca bağımlılıkla mücadele ettikten sonra bir psikiyatrik hastaneye gönderildi ve bağımlılığından kurtulması için bir odaya kilitlendi.
Bağımlılık tedavisi bir aydan fazla sürdü ve karısı Hatsuyo, Dazai’yi en yakın arkadaşı olan Zenshirou Kodate ile o sürede aldatmaya başladı. Bu bilgiyi öğrenen Dazai, Hatsuyo’yu 1937’de çifte intihar etmeye ikna etti. İkisi de çok miktarda uyku hapı aldı ve hayatta kaldılar. Çift daha sonra boşandı.
Hastanelik Sonrası Yaşamı
Dazai 1930’lardan 1940’lara kadar daha çok kısa öykü ve ince romanlar yazmaya başladı. İlk öyküsü olan “Gyofukuki” (1933) intiharı anlatıyordu. Diğer öykülerinden bazıları “Soytarılık Çiçekleri” (1935), “Akıntıya Karşı” (1935) ve “Saçmalık Tanrısı” (1936) idi.
Dazai, 1938 yılında Misaka Dağ Geçidi’ndeki Tenkachaya Hanı’nda yaşamaya başladı. Aynı yıl ortaokul öğretmeni olan Michiko Ishihara ile evlendi ve Kofu’da yeni bir hayata başladı. Evliliğinden sonra daha fazla edebi eser üretti. 1939’da yazdığı “Öğrenci Kız” kitabı kariyerinin dönüm noktası olmuştur ve bu kitap Japon edebiyatı klasiği olarak kabul edilir.
Savaş Yılları: Dazai’nin Savaş Süresinde Edebi Yetkinliği
Mitaka’ya taşındı ve Haziran 1941’de ilk kızı Sonoko doğdu. Annesi Tane’nin kendi köyünde ağır bir hastalık geçirdiğini duyan Dazai, on yıl aradan sonra ilk kez onu ziyaret etti. 1942’de ise annesinin durumu ciddileşti ve 70 yaşında annesi vefat etti.
Japonya Aralık 1941’de Pasifik Savaşı‘na girmesine rağmen, Dazai tüberküloz nedeniyle askere alınmaktan kurtuldu. Bu dönemde pek çok yazar eserlerini yayınlayamadı, ancak Dazai, Ihara Saikaku adlı Japon şairin yeniden anlatımı olan “Sağ Sanetomo’nun Bakanı” (1943) hikayesini, “Tsugaru” (1944), “Pandora’nın Kutusu” (1945-1946) ve “Peri Masalları” (1945) gibi hikayelerini yayınlayabildi.
İlk ve tek oğlu Masaki 1944 yılında dünyaya geldi. Dazai, 1945 yılında ağır Amerikan hava saldırılarından kaçınmak için ailesini eşinin ailesinin yaşadığı Kofu’ya tahliye etti. Daha sonra Tsugaru’ya taşındı ve ailesinin evinin yanında inşa edilen bir ek binada yaşadı. Bu ek binada yirmi iki edebi eser yazdı.
Savaş Sonrası Edebi Kariyeri
İkinci kızları Satoko savaşın sona ermesinden iki yıl sonra, Mayıs 1947’te doğdu. Satoko daha sonra “Yūko Tsushima” takma adıyla ünlü bir yazar olmuştur.
Savaştan hemen sonraki dönemde Dazai popülaritesinin doruğuna ulaştı. Savaş sonrası en ünlü eserlerinden biri, bir şairin karısının hikayesini anlattığı “Villon’un Karısı” (1947) ile savaşın harap ettiği Tokyo’yu tasvir etti.
Temmuz 1947’de Dazai, savaş sonrası dönemde Japon soylularının çöküşünü anlatan “Batan Güneş” adlı bir başka başyapıt yazdı. Dazai’nin yazılarının hayranı olan ve Dazai ile ilk kez 1941 yılında tanışan Shizuko Ōta‘nın günlüğüne kitabın dayandığına dair bir söylenti vardır.
Ōta’dan 1947’de Haruko adında bir kızı daha oldu. Bu olaydan sonra Dazai’nin ruh sağlığı bozulmaya başladı ve alkolik oldu. Savaştan önce tüberküloz teşhisi konmuş olan Dazai’nin sağlığı daha da kötüye gidiyordu. Dazai içki içerken güzellik uzmanı olan Tomie Yamazaki ile tanıştı. Tomie 10 günlük evliliğin ardından kocasını kaybetmişti. Dazai kısa süre sonra karısını ve çocuklarını terk ederek Tomie ile birlikte yaşamaya başladı.
Dazai, “İnsanlığımı Yitirirken” (1948) adlı romanını kaplıca tesisi Atami’de yazmaya başladı. Tomie ile birlikte Ōmiya’ya taşındı ve Mayıs ortasına kadar orada kalarak romanını bitirdi. Otobiyografik tarzdaki bu roman daha sonra Dazai’nin en tanınmış romanı haline geldi ve hatta bir klasiğe dönüştü.
Osamu Dazai’nin Ölümü
1948 baharında Dazai, Asahi Shimbun gazetesinde basılması planlanan “Hoşçakal” başlıklı bir roman üzerinde çalıştı ama Dazai’nin beşinci ve son intihar girişiminden dolayı bu roman hiçbir zaman tamamlanamadı. Tomie ile, 13 Haziran 1948’de evlerinin yakınındaki Tamagawa Kanalı’nda boğularak yaşamlarına son verdiler. Dazai’nin doğum günü olan 19 Haziran’da cesetleri bulundu.
Bu tarz içerikler ilginizi çekiyorsa, sitemizde yer alan “Kappa’nın Yazarı Ryūnosuke Akutagawa Kimdir?” adlı içeriğimizi de inceleyebilirsiniz.