Hereditary (Ayin) Film İncelemesi

Hereditary incelemesi

Ari Astar’ın yönettiği ilk uzun metraj filmi olan Hereditary, 2018 yılında yayınlandığı günden beri, korku filmi janrında çığır açan klasikleşmiş filmlerden oldu. Bu yazıda, Hereditary’nin konusunu ve temalarını inceleyip, gözden kaçan noktalara ışık tutacağız.

Hereditary, diğer korku filmlerine kıyasla uzun bir film. Filmin ilk 90 dakikasında olaylar yavaş ama istikrarlı bir şekilde ilerlerken psikolojik gerilim en üst seviyeye çıkarılıyor. Filmin son 30 dakikasında ise olayların çözümlenmesi ile dehşet faktörü artıyor.

Hereditary Konusu

Bir aile trajedisi diyebileceğimiz bu filmde olaylar, Graham ailesinin reisi olan Büyükanne Ellen’ın ölmesi ile başlar. Bu ölüm, aileyi derinden etkiler ve bir dizi olağanüstü ve karmaşık olayın birbiri ardına gerçekleşmesine neden olur. Annie (Toni Collette), annesinin cenazesine gelen insanlara konuşma yaparken aralarının hiçbir zaman iyi olmadığını belirtir.

Annie, ilk çocuğu Peter’ı (Alex Wolff) büyütürken, annesini elinden geldiğince ailesinden uzak tutar. Fakat ikinci çocuğu Charlie’de (Milly Shapiro) Büyükanne Ellen’ın etkisini engelleyemez. Bu ölümden sonra aile dinamiğine dair bir fikrimiz olur.

Aile üyelerinin hepsi acıları ile tek başına yüzleşir, etraflarındakilere soğuk bir tutum sergileyerek herhangi bir duygu belirtisi göstermez. Annie gizlice bir destek grubuna katılır, Charlie kağıtlara bir şeyler karalar. Peter ise otla kafayı bulur.

Graham Ailesi'nin Evlerinin Bir Minyatürü
Graham Ailesi’nin Evlerinin Bir Minyatürü

Charlie’nin ölümünden sonra, büyükannenin şeytani bir tarikata üye olduğunu ve Cehennem’in Dokuzuncu Kralı Paimon’u aile üyelerinin bedenlerinde diriltmeye çalıştığını öğreniriz.

Graham ailesinin, aile dinamiğindeki değişikliği, yaşadıkları gizemli olayları ve içinde bulundukları çalkantılı ruh halini görürüz. Karanlık sırlar açığa çıktıkça film muhteşem ve bize ters köşe yaptıran finaliyle doruğa ulaşır.

Kral Paimon Kimdir?

Filmde adı geçen Kral Paimon, Hristiyan mitolojisinden geçen bir şeytan. Aleister Crowley’in 17. yüzyılda yazdığı The Lesser Key of Solomon adlı kitapta kral olarak bahsedilen Paimon, birçok doğaüstü uygulama ve mistik geleneğin ana konusu.

200 lejyon ruha önderlik eden Paimon, geleneksel olarak kibri temsil eder. Tek hörgüçlü deve üstünde, asası ve tacı ile tasvir edilir. Kitabın beş bölümünden biri olan “The Ars Goetica”, onun Lucifer’e itaat ettiğini anlatır. Paimon’un sanatlara ve bilime düşkün olduğu, gizli şeylere ve sırlara ilgi duyduğu söylenir.

Paimon’a tapan tarikat üyeleri, filmde gerçekten “kralları” için her şeyi yapmaya hazır, hevesli insanlar olarak karşımıza çıkıyor. Hikâyedeki antagonist de bu yüzden Paimon’un ta kendisi.

Hikâyedeki kurgu dışında, gerçekten Paimon’a tapıldığı gibi bir bilgi yok elimizde. Zaman zaman demonolojiye merak salan insanlar ya da bir adım daha ileri gidip farklı şeytanlar çevresinde bir inanç yaratıp ona tapanlar olsa da, Paimon genel olarak bunların merkezinde yer almamış gibi görünüyor.

Hereditary filmi sayesinde, Paimon’un doğaüstü uygulamalar ve teknikleri takip eden çevrelerde popülerliği arttı. Ek olarak, Paimon miti üzerine demonoloji hakkındaki popüler kültür tartışmalarına girişen insanların sayısı da çoğaldı.

Aile, Genetik, ve Kan Bağının Filmde İşlenişi

Büyükanne Ellen’ın tek bir amacı var: Kral Paimon’un hak ettiği bedene sahip olmasını sağlamak. Kendi oğlunu da bu amaçla kullanmaya kalkıştığını ama çocuğun bazı şeyleri fark edip kendini öldürdüğünü öğreniyoruz. Annie’nin de kendine has şüpheleri olduğu için annesini mümkün mertebe çocuklarından uzak tutmaya çalıştığını görüyoruz.

Charlie ve Annie Graham
Charlie ve Annie Graham

Peter’a ulaşamayan büyükanne, Charlie ile yakınlaşıyor, hatta onu emzirdiği bile filmde bahsediliyor. Paimon, sadece Graham ailesinden birinin bedenini istiyor. Kısacası Paimon, genetik yoluyla beden değiştiriyor diyebiliriz.

Bize ters köşe yaptıran şey, aslında büyükannenin başarılı olup Charlie’nin bedenine Paimon’u geçirmiş olduğunu fark etmemiz. Yani filmde Charlie, hiçbir zaman Charlie değildi. Başından beri Paimon tarafından kontrol ediliyordu. Büyük ihtimalle alerjik reaksiyona neden olacak o çikolatayı da aslında Charlie kendi yemedi.

Charlie Graham
Charlie Graham

Charlie, arabadan kafasını dışarı uzattığında, kafası bir direğe çarparak kopuyor. Sonradan göreceğimiz üzere, bu direkte Paimon’un sembolü var. Her şeyin, tarikat üyelerinin planına göre işlediği fark ettiriliyor bize.

Charlie’nin ölümü ile çok zor baş eden Annie, Joan adında bir kadınla tanışıyor. Joan, ona bir ritüel yaptırarak Annie’yi Charlie ile iletişime geçiriyor. Ailesine Charlie’nin ölmediğini kanıtlamak isteyen Annie, Joan’ın verdiği talimatlarla evde kendisi bir ayin düzenliyor. Annie’nin bilmediği şey, Joan’ın tarikat üyelerinden biri olduğu. Yaptığı ayin, Paimon’un Annie’nin bedenini ele geçirmesini sağlıyor.

Bu noktada artık umut yok. Filmin son sahnesinde de gördüğümüz gibi, Paimon “gerçek beden”ine ulaşıyor: Peter’a. Annie, oğlunun gözleri önünde bir testere ile kendi kafasını keserek, Paimon’u Peter’ın bedenine geçiriyor.

Hereditary Film Yorumu

Aileyi kökünden sarsan bir trajedi ile başlayan film, daha kötü bir trajedi ile son buluyor. Toni Collette’in müthiş ve zengin oyunculuğu, filmi daha da gerçek kılıyor.

Karakterini öyle bir hırs ve kederle canlandırıyor ki, bu kadının kanlı canlı bir varlık olduğunu düşünüyoruz. Karakterin yavaş yavaş delirmesi, geleneksel ya da akılcı olmayan yollara başvurması, hikâyeye derinlik katıyor.

Peter Graham
Peter Graham

Alex Wolff ve Milly Shapiro’nun performansının da hikâyeyi daha gerçek bir boyuta taşıdığı tartışılamaz. Tüm oyuncuların kamera karşısında gösterdikleri bu olağanüstü başarı, filmin merkezinde olan aile dinamiği temasının üzerimizdeki etkisini kuvvetlendiriyor.

Hereditary filmi gelmiş tüm geleneksel korku hikâyelerine iddialı duruşu ile meydan okuyor. Hereditary’nin bu kadar beğenilmesini sağlayan faktör, çok fazla jumpscare kullanmaması. Onun yerine bize psikolojik olarak saldırarak hikâyeye tüm dikkatimizi vermemizi sağlıyor.

Ayrıca Hereditary, diğer korku filmlerinden yine ayrılarak, karakterlerine dışardan değil de, içerden bir tehdit yaratıyor. Karakterler, herhangi bir dış faktör tarafından değil de, en yakınları tarafından, aileleri tarafından tehlike altındalar.

Ön plana itilen keder ve pişmanlık duyguları, karakterlerin ruhsal çöküntüsü ve birbirlerine olan güvenlerinin yavaş yavaş silinip gitmesi bu doğaüstü hikâyeye çok iyi işlenmiş. Tüm bu temalar aslında insanların en derinlerinde sakladığı gerçek özlerine bir ayna tutuyor.

Ayrıca bu tür film incelemeleri ilginizi çekiyorsa “Mother! (2017) Konusu ve Film İncelemesi” adlı incelememize de göz atabilirsiniz!

Hereditary Fragmanı

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler