Italo Calvino – Varolmayan Şövalye Kitap İncelemesi

Ünlü İtalyan yazar Italo Calvino güçlü ve ironik bir şövalye anlatısıyla kucaklar bizi. Bedenen var olmayan, boş bir zırhın içindeki bilinçten ibaret olan Agilulfo ile bedenen var olup kimlikten-bilinçten yoksun Gurdulu eserin iki önemli kahramanıdır.  Varlığın ve var olmanın en temel ilkelerini sorgulayan bu büyülü gerçekçi romanla ilgili merak ettiğiniz bütün detaylar yazımızda!

Italo Calvino Kimdir?

1923’te Küba’da doğan sanatçı, iki yaşındayken ailesiyle birlikte anavatanı olan İtalya’ya dönmüştür. İkinci Dünya Savaşı sırasında direniş hareketlerine katılan Calvino’nun ilk öyküsü 1945 yılında yayımlandı.

Yazarlığının yanı sıra gazetecilik ve editörlük de yapan sanatçı, savaş sonrası İtalyan edebiyatının en önemli isimlerinden biri olmuştur. Eserleriyle 20. yüzyıla damgasını vuran Italo Calvino, 1985 yılında öldü.

Italo Calvino
Italo Calvino

Savaş dönemine ve partizan hareketine odaklanan kitaplarını derlediği masallardan oluşan İtalyan Masalları: Örümceklerin Yuvalandığı Patika, Karga Sona Kaldı, Savaşa Giriş yayımlandı.

Ardından Torino dönemine ait Emlak Vurgunu, Kirli Hava Bulutu, Arjantinkarıncası, Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü yayımlandı. Bunları Kozmokomik Öyküler, Sıfır Zaman, Görünmez Kentler, Kesişen Yazgılar Şatosu, Bir Kış Günü Eğer Bir Yolcu, Polamar takip etti. İkiye Bölünen Vikont, Ağaca Türeyen Baron ve Varolmayan Şövalye üçlemesi kült romanlar arasındaki hak ettiği yeri aldı.

Roman ve öykülerinin yanı sıra edebiyat üzerine de makaleler yazdı.

Varolmayan Şövalye Kitabı İncelemesi

Varolmayan Şövalye ilk kez İtalyanca olarak 1959’da yayımlanır. Büyülü gerçekçi edebiyatın başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.

Varolmayan Şövalye, Calvino’nun Atalarımız üçlemesinin İkiye Bölünen Vikont ve Ağaca Tüneyen Baron’dan sonra üçüncü kitabıdır. Orta Çağ Avrupa’sını konu alan eser bize son derece ironik bir şövalye anlatısı sunar.

Varolmayan Şövalye, YKY ve Can yayınları baskısı
Varolmayan Şövalye, YKY ve Can yayınları baskısı

Varolmayan Şövalye Romanının Konusu ve Teması Nedir?

12 bölümden oluşan eser, I. Charles’in Mağripliler ile savaşını konu alır. Söz konusu savaş Orta Çağ‘da geçtiği için savaşın en önde gidenleri de soylu şövalyelerdir.

Biri bedensel varlıktan diğeri bilinçten yoksun iki kahraman üzerine inşa edilen yapıtın varlık, varoluş, bilinç, dindarlık, şövalyelik, erdem, öteki olma gibi temaları irdelediğini söyleyebiliriz.

Calvino’nun Agilulfo’nun maceralarıyla birlikte işlediği bu konu ve temaların varoluşçu bir alegoriye hizmet ettiği açıktır.

Sanatçı aşağıda alıntıladığım diyaloglarda eserin üzerine kurulduğu temayı Agilulfo’yu henüz tanımayan Rambaldo’nın şaşkınlığı üzerinden çok  güzel anlatır.

“Hiçbir şey, yani bilemiyorum, bu gece uyku tutmadı, savaşı düşündüm de, ben babamın öcünü alacağım, biliyorsunuz, Emir Isoarre’yi öldürmeliyim, bu iş için aramam gereken bir yer varmış… Hah buldum: Düello, Öç Alma ve Onur Lekeleri Genel Müdürlüğü nerededir acaba?”

“Bak, bak, bak! Daha dün geldi, bugün ayağının tozuyla başımıza neler çıkarıyor! Genel müdürlüğü kim söyledi sana?”

“Şu şey şövalye var ya o söyledi, adı her neyse, hani bembeyaz zırhı olan…”

“Offf! Bir o eksikti! Varolmayan burnunu sokmadığı iş de yoktur zaten!”

“Nasıl varolmayan? Burunsuz mu yani?”

“Kendi başı nasıl olsa ağrımaz diye başkalarının başını ağrıtmaya bayılır.”

“Kendi başı niye ağrımaz peki?”

“Başı mı var ağrısın? O öyle, varolmayan bir şövalyedir işte…”

“Varolmayan da ne demek? Ben gördüm ya işte! Bal gibi vardı!”

“Ne gördün ki? Bir demir yığını… O, varolmadan olan biridir, anladın mı, çaylak?”

Varolmayan Şövalye Romanının Karakterleri Kimlerdir?

Romanın anlatıcısı Rahibe Teodora‘dır, günahlarının kefareti olarak bu hikayeyi bize anlatmaktadır. Agilulfo ve Gurdulu romanın ana kahramanları olmakla birlikte birbirinin bütünüyle zıddı kişilerdir.

Agilulfo

Bedenen var olmayan Agilulfo boş bir zırhın içindeki bilinçten ibarettir. İnsanın varoluşunu anlamlandırma çabasını temsil eder.

Yiğit ve soylu bir şövalyedir Agilulfo.  Parlak ve gösterişli bir zırhının içinde bir bedene sahip değildir. Öylesine üstün ahlaklı, soylu, korkusuz ve her türlü erdemle doludur ki adeta tanrısaldır, etten kemikten azadedir.

Uyumaz, acıkmaz, insani hiçbir şeye ihtiyaç duymaz Agilulfo. Mağriplilerle savaşmaya giden askerler içinde en disiplinlisidir. Rambaldo ile girdiği aşağıdaki diyalogdan onun da kendisi gibi olmayanı, ötekini anlamadığını görürüz.

“Peki zırhınızı sırtınızdan hiç çıkarmaz mısınız?”

Beriki yine mırıldanır gibi söylendi: “Sırtım diye bir şey yok ki. Çıkarmanın da, giymenin de anlamı yok benim için.”

Rambaldo başını kaldırmış, o karanlıkta bir bakışın kıvılcımını görmek istemişçesine siperin yarıklarına bakıyordu.

“Peki nasıl oluyor bu?

“Ya başka türlüsü nasıl oluyor?”

Gurdulu

Gurdulu, Agilulfo ne değilse odur.  Bilinçten yoksun salt bir bedendir. Gurdulu’yu herkes başka adla çağırır. Kim sansalar ne sansalar hemen o olur. Etten, kemiktendir ancak kimliksiz ve bilinçsizdir. Agilulfo’nun seyisidir. Gurdulu’nun kimliksizliğini anlatan aşağıdaki alıntı son derece vurucudur.

Elinde sazdan bir değnekle çıkagelen bir köylü kızına şövalyeler sordular: “O adam ördeklerin çobanı mı?”

“Yooo, ördeklerin çobanı benim, benim ördeklerim bunlar, onun bir ilgisi yok, o Gurdulu’dur…” dedi köylü kızı.

“Peki ne işi var ördeklerinle?”

“Hiiiç, ara sıra tutarağı tutar böyle, ördekleri görür, feleğini şaşırır, kendini…”

“Kendini ördek mi sanır yani?”

“Ördekleri kendisi sanır… “

Rambaldo

Babasının intikamını almak ve şövalye unvanı almak için orduya katılmış bir askerdir. Şövalye unvanını alabilmek için Agilulfo’dan kendisine yol göstermesini istemektedir. Deneyimsiz ve tutkulu bir gençtir. Bradamante’ye aşıktır.

Bradamante

Ordudaki tek kadın savaşçıdır. Herkesin aşık olduğu bir kadındır. İstediği bütün erkeklerle birlikte olmuştur. Ancak artık tek istediği var olmayan biriyle birlikte olmaktır, o kişi de asil şövalye Agilulfo’dur.

Varolmayan Şövalye Kitabının Edebiyattaki Yeri Nedir?

20. yüzyıl postmodern edebiyatın önemli temsilcilerinden olan Italo Calvino, Varolmayan Şövalye’yi Varoluşçu felsefeyle yazar, hatta bunu direkt konu olarak iki zıt karakter üzerinden  işler.

Büyülü gerçekçi edebiyat anlayışının bütün özelliklerini görürüz eserde. Agilulfo’nun sadece bilinçten ibaret bir varlık olmasının sıradan bir durummuş gibi anlatılması bununla ilgilidir.

Özellikle üstkurmaca yöntemi ve kullandığı diğer tekniklerle ile Calvino edebiyatseverlere, yazma meraklılarına bir tür yazma dersi de verir.

Eser mizahi ve ironik detaylarla ve ince alaylarla doludur.

“… Öç almanın falan yeri değil! Ulivieri, geçen gün, iki amcasını savaşta öldüler sanıp öçlerini almıştı! Oysa amcaları bir masanın altında sızıp kalmışlarmış! Şimdi bizim elimizde fazladan iki amca intikamı var, başımız dertte yani. Şimdi eğrisi doğrusuna geliyor: Bir amaca intikamını bir yarım baba intikamına eşdeğer sayarız, yani elimizde açık bir baba intikamı varmış demek.”

Bu yazımız ilginizi çektiyse büyülü gerçekçi edebiyat anlayışıyla ilgili Büyülü Gerçekçilik Nedir? Özellikleri ve Temsilcileri Kimlerdir? adlı yazımıza da göz atabilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler