Slipknot The End, So Far Albüm İncelemesi

Slipknot’ın yeni albümü The End, So Far 30 Eylül tarihinde çıkışını gerçekleştirdi. Grubun 10. stüdyo albümü olan The End, So Far bir önceki albümleri We Are Not Your Kind’dan tam 3 yıl sonra sonra çıkışını yaptı. Albüm aralarına uzun süreler koymayı seven Slipknot’a göre The End, So Far beklenenden daha erken çıkışını yaptı. Kısa sürede hazırlanmış olmasına rağmen The End, So Far Slipknot’ın en iyi işlerinin arasında.

90‘ların başında Amerika’nın Iowa eyaletinde kurulan grup başta deneysel tarzlarda müzik yapıyordu. Ama 90’ların sonlarına doğru Nu Metal‘in de popülerleşmesiyle Slipknot Extreme Metal‘in en iyi temsilcilerinden biri oldu. Daha çok Nu ve Deathcore tarzında işler çıkarsa da deneysel tarzını hiç bırakmadı.

Slipknot’ın The End, So Far Albüm İncelemesi

Slipknot’ın 10. stüdyo albümü olan The End, So Far grubun şimdiye kadar çıkardığı en sert işlerden biri. Tüm sert albümleri için söylenilen ‘Iowa leves of heavy‘ yani grubun Iowa albümü sertliğinde söylemi bu albüm için kesinlikle geçerli. Yen ve Finale gibi parçalar grubun biraz daha deneysel ve sakin yanını ortaya çıkarsa da Hive Mind ve H377 gibi parçalarla Iowa ayarında bir sertliğe erişilmiş.

1. Adderal

Tüm Slipknot albümlerinde olduğu gibi bu albümde biraz daha sakin bir parçayla başlıyor. Adderal dikkat eksikliği ve hiperaktivite tedavisinde kullanılan bir ilaç, fakat böylesine sakin bir parçaya isim olarak kullanılması Slipknot’ın genel tarzını ortaya koyuyor. Şarkıda modern kaygılardan ve yaşanılan karmaşadan bahsediliyor. Giriş için gayet güzel bir parça.

2. The Dying Song (Time To Sing)

Daha öncesinde single olarak çıkan The Dying Song (Time To Sing) Adderal’dan sonra albüme hızlı bir giriş oluyor. Corey Taylor’ın sert vokalleri ve sağlam gitar riffleriyle giriş yapan parça çaresizlik teması üzerine tema içeriyor.  The Blister Exists ve All Out Life gibi ritmik kısımlar da oldukça başarılı.

3. The Chapletown Rag


The Chapeltown Rag ile albüm hızını hiç kesmeden devam ediyor. Sosyal medya ve günümüz politik tartışmalarının eleştirildiği parçada Corey Taylor’un söz yazımının ustalığını tekrardan görüyoruz. Albümde yavaş parçalara gelmeden önce ağırlığı arşa çıkaran bir parça.

4. Yen

Ağır parçaların ardından Yen ile biraz daha durgunlaşıyoruz. Slipknot daha çok sert ve hızlı parçalarıyla bilinse de hayranlar grubun daha karanlık ama sakin parçalarına hakimdir. Vermillion Pt.1, Vermillion Pt.2 ve Snuff gibi parçalarda aşk ve sevginin karanlık tarafına değinen Slipknot bu parçada da benzer temalarda bir iş çıkarmış.

5. Hive Mind

Şahsen albümde en beğendim parça Hive Mind oldu. Günümüzün en önemli konularından biri olan sosyal medya ve ifade özgürlüğü üzerine düşünülmesi gerekilen konular. Slipknot’da her zaman önemli olduğu konulara dikkat çeken parçalar bestelemeye dikkat eden bir grup olmuştur. Hive Mind’da da sürü psikolojisine ve insanların umursamazlığı üzerine dikkat çeken bir parça.

6. Warranty

Warranty albümdeki en sert parçalardan biri. All Hope Is Gone albümünün sertliğini ve teknikliğini aratmayan bir parça Warranty. Grubun gitaristleri James Root ve Mick Thomson mükemmel uyum içerisinde çaldığı parçalardan biri.

7. Medicine for the dead

Corey Taylor bu albümün yaptıkları en garip işlerden biri olacağını söylemişti. Ve Medicine for the dead’de tam olarak ne dediğini anlayabiliyoruz. Garip bir parça olmasa da grubun normalde yaptığı parçalardan biraz daha farklı bir çalışma olduğu kesin. Kesinlikle kötü bir parça değil, ama biraz daha farklı.

8. Acidic

Aynı bir önceki parça gibi Slipknot’tan beklemediğimiz tarzda bir parça. Parçanın başları Blues ve Extreme Metal füzyonu gibi başlıyor ama sonrasında daha deneysel bir tonla devam ediyor. Acidic Slipknot’ın en orjinal parçalarından biri olmuş.

9. Heirloom


Heirloom tipik bir Slipknot parçası. Slipknot’ın daha çok Vol 3. Subliminal Verses sonrasında geçtiği daha temiz vokaller ve rifflerin bulunduğu bir parça. Kesinlike ağırlığı ve sertliği orada, ama daha düzgün daha oturaklı bir parça.

10. H377

İşte bu parça Slipknot’ın, özellikle de Corey Taylor’ın, yaşlanmadığının bir kanıtı. Grubun çoğu hayranı Corey Taylor’ın sert vokallerinin ve rap kısımlarının bir daha bir arada göremeyeceğimiz söylüyordu. Ama H377’da Corey Taylor, Spit It Out‘da ortaya çıkardığı performansı bu parçada tekrardan bizlere veriyor. Eski günlerindeki gibi olmasa da Corey Taylor’ın gücü hala yerinde. Şimdiye kadarki en sert Slipknot parçalarından biri olabilir H377.

11. De Sade

Sert parçalardan sonra albüm sonlara doğru sakinleşmeyi tercih ediyor. Sadizmin babası olarak kabul edilen Fransız yazar De Sade’in adını taşıyan bu parça Slipknot’ın karanlık yüzünü ortaya çıkarıyor. Karanlık olmak için aşırı sert olmaya gerek yok, ve Slipknot bunu bu parçada kanıtlamış.

12. Finale

Adından da anlayacağımız üzere Finale ile bu albüme güzel bir son veriyoruz. Ne kadar albümün son parçası olsa da sözleriyle yeni bir başlangıcı anlatıyor Finale. Grubun son parçada kalmaktan ve direnmekten bahsetmesi The End, So Far’ı çok daha anlamlı bir albüm yapıyor. Aşırı ağır bir parça olmasa da bu parça için yumuşak demek zor.

Metal müzik ilginizi çekiyorsa yine sitemizde yer alan “Yeni Başlayanlar İçin En İyi 5 Death Metal Albümü” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler