Klecksography Nedir? Klecksography’nin Sanat ve Psikolojide kullanımı

Bu yazımızda; Kleksografi nedir ve nasıl ortaya çıkmış, sanatta nasıl kullanılmış, psikoloji alanında kullanılmasına kim öncü olmuş ve mürekkep lekelerine bakarak nasıl anlamlar çıkartıyoruz? gibi soruların yanıtlarına yer verdik. 

İnsanlığın sanatla tanışması çok eski zamanlara dayanır. Mağara insanları duvarlara resim çizerek bu akımı başlatmıştır. Daha sonra bitkilerden ve çeşitli materyallerden elde edilen boyalar sayesinde resim sanatı birçok dala ayrılmıştır. Bunlardan birisi de kleksografidir.

Kleksografi’nin Ortaya Çıkışı

Asıl ortaya koyan her ne kadar Justinus Kerner olsa da aslında mürekkep lekelerini kullanmak 1400’lü yıllara kadar dayanır. Ünlü mucit Leonardo da Vinci ve Boticelli, mürekkep ile çalışmalar yürütmüştür. Bilimde bazı tesadüfi olaylara şahit olunmuştur. Örneğin küf mantarı ile penisilinin bulunması. Kleksografi, bilhassa gözünde rahatsızlık bulunan Justinus Kerner’in kağıda yanlışlıkla mürekkep damlatması sonucu bulunmuştur. Kağıtları çöp diye atmak yerine, şiirlerini yazarken süsleme amacıyla kullanmasıyla ortaya çıkmıştır. Kendisi günümüzdeki kullanımıyla aynı olmasa da  Rorschach ve diğer meslektaşlarının psikoloji alanında yarar sağlayan mürekkep lekesi testlerine (inkblots) katkı sağlamıştır. Klecksography (Kleksografi) olarak adlandırılan bu alan apofeni ile yakından ilişkilidir. Çünkü Rorschach testi kullanımı sırasında insanların hayal gücü ve bilinçaltı yardımıyla anlamsız şekillerden anlamlı düşünceler çıkarmasına dayanmaktadır.

Apofeni nedir?

Apofeni, kişinin arasında hiçbir bağ olmayan olaylardan kendince anlamlı olduğunu düşündüğü çıkarımlarda bulunmasıdır. Bu durumu ilk defa Klaus Conrad, şizofreninin ilk aşamalarında görülen sanrıları tanımlamak için kullanmıştır. Orijinali Almanca olup daha sonra “apophenia” şeklinde İngilizceye geçmiştir. Birçok dala da ayrılmıştır. Mesela rastgele görsel ve seslerin anlamlı bir oluşum yaratması pareidolia şeklinde adlandırılır.  Hayvan ve bitkilerin üzerindeki şekillerin dini motiflere ya da insan yüzlerine benzemesi bir çeşit paredolia örneğidir.

Apofeni için başka birçok örnek de mevcuttur: Bulutları seyrederken bu bir file benziyor demek, gece karanlıkta ağaç gölgelerini korkutucu silüetlere benzetmek, şanslı kaleminizle sınava girdiğinizde, derece yaptığınızı buna bağlamanız; günümüze çok yakın bir örnek de Covid-19 aşılarının içinde çip olduğunu düşünüp bununla vücutlarımızın kontrol edilebileceği düşüncesidir.

Yani verilen örneklerden anlayacağınız üzere apofeni batıl inançlar ve komplo teorileri ile de yakından ilişkilidir. Tamamen gerçek dışı ya da gerçeğe uzak düşüncelerin anlamlı kabul edilmesiyle ortaya çıkar. Fakat şimdi olmasa bile ilkel çağlarda atalarımız apofeni sayesinde hayatta kalma oranlarını arttırmıştır. Çünkü gördükleri şeylerin onlar için bir uyarı işareti olduğunu düşündüklerinde savaş ya da kaç mekanizmaları hemen devreye girecektir. Bir yaprak hışırtısı ya da mağara duvarına düşmüş bir gölge onlara düşmanlarının yakınlarda olduğu düşüncesini akıllarına getirip mücadeleye hazır olmalarını sağlayabilirdi. Günümüzde de süregelen bu özellikler, genlerimizde taşıdığımız mitokondiride yer alan “DNA” sayesinde atalarımızdan bize geçmiştir.

Kleksografi’nin Kullanım Alanları

Kleksografi, mürekkep lekeleriyle yapılan bir sanat olmasına karşın aynı zamanda, çiçek dürbünü adı verilen kaleidoscope (kaleydoskop) ve psikoloji alanında projektif testlerin oluşturulmasında rol oynamıştır.

Kaleidoskop

Bir tür dürbündür fakat gezegenleri incelemek için değil, eğlence veya bazı özel sanat eserlerini incelemek için kullanılır. Kleksografi’deki gibi mürekkep değil ışığın yansıması kullanılır. Dürbün hareket ettirildiğinde ortaya çıkan görüntüler  değişmektedir. Bu dürbün 1816 yılında Sir David Brewster tarafından icat edilmiştir. Dürbünün yapısından bahsetmek gerekirse; içi siyah renge boyalı ve birbirine bitişik 60 derece ile yerleştirilmiş üç aynadan oluşur. Aynalar arasında farklı farklı desenlerin de ortaya çıkmasını sağlayan tüy, boncuk veya buna benzer malzemeler yer alır.

Aslına bakarsanız insanları epey etkileyen bir icattır. Günümüzde 368 şarkıda adı geçmektedir. Hatta Coldplay’in Kaleidoskope adında bir albümü vardır. Kaleidoscope adlı bir müzik grubu bile kurulmuştur. Kaleidoscope ilk olarak The Indivisible Present adında bir sergide gösterime çıkmış ve 2016 senesinde Oxford Modern Sanatlar Müzesi, Kaleidoscope adında bir sergi açmıştır.

Rorschach Testi

Rorschach ya da halk dilinde mürekkep lekesi (inkblots) testi adı verilen bu test, 1921 yılında Hermann Rorschach  tarafından ortaya sürülmüştür. Aslında bir tür oyun olan kleksografiyi ( yani kağıda mürekkep döküp katlayarak açıldığında çıkan şeklin neye benzediğini tahmin etmeye dayanan bir oyun) çalıştığı tımarhanede hastaların psikolojik sorunları hakkında bilgi sahibi olmak için kullanabileceğini düşünmüştür. Hatta arkadaşları Rorschach’a mürekkeplerle bu kadar ilgilenmesi nedeniyle Klecks “mürekkep lekesi” lakabını bile takmıştır. Rorschach Testi, psikoloji alanında sıkça kullanılan projektif bir testtir ve kişilik ve duyguların değerlendirilmesi konusunda yarar sağlar.

Rorschach, sanat ve psikanaliz konuları da ilgisini çekmeye başlayınca, ruhsal bozuklukları analiz edebileceği konusunda hepsini birleştirmeye karar vermiştir. Carl Gustav Jung’un da etkisinde kaldığı hocası Eugen Bleuler ile çalışmalar yürütmüş ve Freud’un rüyaların yorumu konusundaki çalışmalarını da inceleyerek  ilham kazanmıştır. Bunun sonucunda ilk amacı şizofreni hastaları için bu testleri kullanmak olmuştur. Ölümünden sonra çalışmaları önem kazanmış ve günümüzde en fazla kullanılan değerlendirme araçlarından biri haline gelmiştir.

Rorschach Testinin Kullanımı
  • Rorschach Testi 10 adet mürekkep lekesinin bulunduğu kartın hastaya gösterilmesiyle başlar. Bu kartlar 1921 yılından beri değişmemiş günümüzde de aynı şekliyle kullanılmaktadır. Yani psikologlar kendi kartlarını oluşturmamışlardır.
  • Hasta herhangi bir açıdan bakabilir ve birden fazla görüş belirtebilir.
  • Sadece mürekkep lekesi değil etrafındaki beyaz kısma da odaklanabilir.
  • Hiçbir şey görmediğini de söyleyebilir.
  • Psikoloğun amacı ilk izlenimler üzerinde durup soru sormaktır.
  • Sonuç olarak psikolog, analiz yaparak hastanın kişiliği konusunda çıkarsamalarda bulunur.

Rorschach Testi Değerlendirilirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Testler çok sayıda uygulandığından genelde birkaç temel cevap bulunur. Bu cevaplar haricinde verilen alışılmadık cevaplar düşünce boyutundaki farkı ortaya koyar ve rahatsızlıklar konusunda bilgi verebilir.
  • Cevap verme süresi de bir etkendir. Kişinin o anki ruh halini gösterebilir. Belki şekli anlamlandıramamıştır, belki de gördükleri kendisinde olumsuz duyguları tetiklemiştir.
  • Danışan ilgisiz veya alakasız yorum yapabilir. Bunlar ana cevapla birlikte değerlendirilmeyebilir. Psikolog bu konuda uzman olduğundan kararı o verir.

Rorschach Testinin Güvenilirlik Sorunları

Test her ne kadar başarılı olsa da bazı çekiceler vardı. Rorschach  dışında Alfred Binet, Victor Henri ve Holtzman  gibi diğer bilim insanları farklı farklı testler geliştirmiştir. Puanlama ve norm farklarından dolayı kültürler arasında beş farklı sonuç ortaya çıkıyordu. Bu durum aslında her psikolojik testte ortaya çıkabilmektedir. Sorunun önüne geçebilmek için de Exner puanlama sistemi geliştirilmiştir. John E. Exner bu sistemde diğer beş puanlamayı da karşılaştırmış ve analiz ederek yeni bir değerlendirme ölçeği geliştirmiştir. Fakat buradaki sorun da her ne kadar Exner sistemi geliştirilse de, aynı değerlendirmeyi yapan iki farklı psikoloğun farklı sonuçlar elde etmesiydi. Diğer bir sorun ise bu teste çok güvenilerek tanı konulmasıydı. Çünkü test şizofreni ve bipolar gibi önemli psikolojik rahatsızlıkları belirlediğinden tanı koyma konusunda psikologların eğilimi artıyordu.

Günümüzde hastaneler, okullar ve mahkemeler gibi çok çeşitli alanlarda kullanılan bu test güvenilirlik konusunda istediği verimi alamasa da psikolojik rahatsızlıkların değerlendirilmesinde hâlâ başvurulan bir yöntemdir. Ayrıca Rorschach dışında başka projektif testler de hala kullanılmaya devam etmektedir. Bunlardan bazıları tematik algı testi ve çocuklar için algı testidir. Bu testlerin hepsi önce uzmanlık eğitimi  alınarak danışanlar ve hastalar üzerinde uygulanmaktadır.

Diğer Projektif Testler

Projektif testler yetişkin, genç ve çocuk kesimler için ayrı ayrı geliştirilmiş yöntemlerdir. Bu testler yardımıyla kişilerin dünyayı algılamaları, aile ve çevreleriyle ilişkileri ve  duyguları hakkında fikir sahibi olunabilir. Psikolojik görüşmeler içinde yardımcı araçlardır. Bunlar sayesinde bazı psikolojik rahatsızlıkların tanıları konulabilmektedir.

1. Tematik Algı Testi (T.A.T.)

1935 yılında H. A. Murray, C. D. Morgan ve meslektaşları Harvard Üniversitesinde bu psikolojik testi geliştirmiştir. Tıpkı Rorschach’da olduğu gibi bir dizi kartın gösterilmesi sonucu uygulanır. 30 adet kartta insanların içinde bulundukları durumlar yer alır ve uygulanılan kişiden bu fotoğraflara bakarak hikaye anlatması istenir. Anlatılan hikaye içinde kişinin kendi hayatından izler bulundurabileceğinden, bu unsurlar üzerinde durulur ve analiz yapılır. Test yaklaşık 30 dakika ve 1 saat arasında sürer ve 14 yaş ve üzeri insanlar için kullanılır. Test sonucunda kişinin durumları ele alış biçimi, bu durumlarda nasıl mücadele ettiği ve çözümü nasıl bulduğu konusunda kişiliği hakkında bilgi sahibi olunabiliyor.

2. Çocuklar için Algı Testi  “Children’s Apperception Test” (C.A.T.)

Psikoloji ve psikiyatri alanında çalışmalar yürüten Leopold Bellak ve Sonya Sorel Bellak, 1949 senesinde bu testi geliştirmiştir. Tematik algı testinin çocuk versiyonu da diyebiliriz. T.A.T.’deki gibi çok uzun değildir, 10 kart gösterilir. Bu kartlar üzerinde testin türüne göre resimler yer alır. C.A.T.-A, hayvan resimlerinin yer aldığı; C.A.T.-H ise insan resimlerinin yer aldığı test türüdür. Testin amacı çocukların kişiliği, yaşına göre olgunluk derecesi ve psikolojik sağlıkları konusunda bilgi edinebilmektir.

3. Beier Çocuk ve Yetişkinler için Cümle Tamamlama Testi

Beier tarafından kişilerin bulundukları ilişkiler içindeki durumlarını incelemek üzere geliştirilmiş bir testtir. Okulda, iş yerinde ya da evde kişilerin tutumları, yargıları ve davranışları cümleyi nasıl tamamladıklarına göre değişim göstermektedir. 8-16 yaş aralığındaki gruba çocuk A formu (56 cümle) ve 16 ve üzeri yaş grubuna ise B formu ( 67 cümle) uygulanmaktadır.

4. Koppitz İnsan Çizimi Testi

4-9 yaşları arasındaki çocuklara yapılan, resim çizmeye ya da tamamlamaya dayanan projektif bir testtir. Çocuğa istediği kadar zaman tanınır ve grup ya da bireysel olarak uygulanabilir. Testin amacı, çocukların gelişim ve duygusal dönemlerini inceleyerek bir sorun olup olmadığını veya duygusal olgunluk yaşı ile kronolojik yaşı uyumlu mu onu kontrol etmektir.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler