Web 3.0 Nedir? Blockchain ve Metaverse Bağlantısı

Web 3.0 Nedir? Blockchain ve Metaverse Bağlantısı

Web 3.0, Blockchain ve Metaverse evrenleri üzerine dijitalleşen toplum dinamiklerini incelediğimiz araştırma yazımızda; çevrimiçi gizlilik, kriptopara projeleri, fiziksel ile dijital arasındaki çizginin bulanıklaştığı evrimsel süreçten bahsettik.

Steve Jobs ve Steve Wozniak ilk kişisel bilgisayar Apple II’yi 1977 yılında piyasaya sürdüğünde tam olarak 2 milyon adet satmıştı. Bundan 12 yıl sonra Cern’de yazılım mühendisi olarak çalışan Tim Berners Lee HTML’i geliştirdi. Daha sonra HTML uyumlu web tarayıcılar programlanarak web yaygın biçimde kullanılabilecek bir yapı haline geldi.

Web 1.0 ve Web 2.0 İle İnternetin Dijital Evrimi

Web 1.0 kullanıcı etkileşiminin olmadığı, yalnızca sınırlı bilgilerin erişime sunulduğu bir internet olmasına rağmen en güvenilir internetti. Yine de oluşturulan web sayfalarını denetleyen ve arama sonuçlarını algoritmalar ile yönlendiren programlar yoktu.

Dolayısıyla kullanıcıların aradığı bilgilere erişmesi son derece zordu. Hatta çoğu web sayfası seçkin kişiler tarafından oluşturuluyor ve çoğu bilgiye dizinlerden erişilebiliyordu.

1999 ve 2004 yılları arasında icat edilen ve dinamik bir yapıya sahip olan Web 2.0, insanların hayatını kolaylaştıran birtakım web uygulamalarını da beraberinde getirdi. Bu süreçte sosyal medyanın başlangıcı aylık bir milyon aktif kullanıcıya ulaşan ilk sosyal medya sitesi MySpace oldu. Daha sonra Javascript, HTML, CSS vb. programlama dillerinin gelişimiyle internet çok daha etkileşimli bir yer haline geldi.

Bu gelişmeyle dijital start-up’lar arttı ve YouTube, Facebook, Wikipedia gibi web platformları ortaya çıktı. Artık isteyen her kullanıcı içerik oluşturabiliyor ve diğer kullanıcılarla etkileşime girebiliyordu. Hatta kullanıcılar bununla da kalmayıp içeriklere yorum yazmaktan mesajlaşmaya, çevrimiçi fotoğraf paylaşmaktan fikirlerini beyan edebileceği bir alana sahip olmuştu.

Daha sonra Airbnb ve UBER gibi şirketler Web 2.0’ın skalasını daha yükseğe taşıdı. Akıllı telefonlardan interaktif bir şekilde araba sahiplerinin verdiği ulaşım hizmetlerini başlattı. Airbnb ile Amerika’daki birçok ev sahibi hiç tanımadığı kişilere evini kiralamaya başladı. Adeta bu bir internet devrimin ayak sesleriydi!

Amazon Web Services (AWS) başta olmak üzere Dropbox, Google Drive gibi bulut depolama hizmetleri birçok veriyi dünyanın herhangi bir yerindeki sayısız, geniş veri merkezinde, toplu üretilen kişisel bilgisayar donanımını bir araya getirdi ve rafine etti. Bu da birçok şirketin yüksek maliyetli fiziksel sunucu operasyonlarının sonunu getirdi. Artık internet erişimi olan her yerden bir bulut sunucusu kiralayabilir, her türlü veriyi depolayarak herhangi bir yerden erişme imkanına sahip olabiliriz.

Makine Öğrenimi
Makine Öğrenimi

Google, Yandex, Bing gibi arama motorları sayesinde her türlü bilgiye sadece birkaç kelime aratarak ulaşabilmemiz ise teknolojinin mucizevi gelişmelerinden sadece başka bir örnek!

Her geçen gün onlarca algoritmayla geliştirilen web tarayıcıları, yapay zeka ve derin öğrenme ile Anlamsal Ağ (Semantic Web) denilen bir yapıya doğru evriliyor.

Nitekim bu gelişmeler yapay zekanın web içeriklerini sadece doğal dillerde değil, aynı zamanda ilgili yazılımlar tarafından anlaşılabilir, yorumlanabilir ve kullanılabilir bir biçimde ifade edilebileceği, böylece bu yazılımların veriyi kolayca bulmasını, paylaşmasını ve bilgiyi birleştirmesini sağlamayı amaçlıyor. Hatta Tim Berners Lee HTML yapısını geliştirdiğinde aslında geleceğin internet anlayışını da keşfetmişti. Hatta bir sözünde Web 3.0’dan ve anlamsal ağdan dolaylı olarak bahsetmiş, geleceğin internet evrimini bir hayale sığdırmıştı:

Web için bir hayalim var, öyle ki bilgisayarlar web üzerindeki bütün veriyi, içerikler, linkler ve insanlarla bilgisayarlar arasındaki bütün işlemler gibi, analiz etmeye muktedir olacaklar. Henüz ortaya çıkmamış olsa da, ortaya çıktığı zaman anlamsal ağ ticaretin günlük mekanizmaları, bürokrasi ve günlük yaşamlarımız birbiri ile konuşan makinalar tarafından yürütülecek. İnsanlığın asırlardır konuşup durduğu “akıllı ajanlar” nihayet gerçekleşecek.

Web 3.0 İle İnternetin Geleceği ve Özgürlüğün Temelleri

Oysa ki Web 3.0 bundan daha fazlası! Çoğumuz hükümetlerin veya şirketlerin hayatlarımıza müdahale etmesinden korkmuyoruz. Ancak onların çıkarlarının bizimkilerle uyuşmadığı olaylarda örneğin Wikileaks gibi…

Genellikle kamu yararına bilgi yayınlayan prestij sahibi saygın bir gazeteci grubu, Paypal ve Visa gibi büyük finans şirketleri tarafından yasal bir zemin olmaksızın hedef alınarak kapatıldı. Cambridge Analytica hikayesi ve ek olarak, bazı büyük sosyal ağ platformlarında veri ihlalleri yaşandı ve bu da milyonlarca kullanıcıyı zor durumda bıraktı.

Bununla birlikte kullandığınız web tarayıcıları tarama verilerinizi toplayarak, e-posta sağlayıcıları mesajlarınızı kontrol ederek çeşitli veri toplama şirketlerine satıyor veya size ilgi odağınıza uygun kişiselleştirilmiş reklamlar sunuyor.

Hatta kullandığınız açık kaynaklı olmayan işletim sistemleri bile sizin hakkınızda o kadar çok şey biliyor ki internette bir web sitesini ziyaret etmek bile kendinizle ilgili verileri paylaştığınız anlamına geliyor.

Her an izleniyorsunuz ve çevrimiçi gizliliği umursamıyorsunuz. Aslında kimse umursamıyor. Ancak çevrimiçi gizlilik birçok nedenden dolayı önemlidir. Kimse kişisel hayatının ayrıntılarını yabancılarla paylaşmak istemez.

İnternet arama geçmişinizi hatırlayan hedefli reklamlardan rahatsızlık duyabilirsiniz. Sonuç olarak bir şirketten diğerine satılan bilgiler veya sizin izniniz olmadan toplanan ve paylaşılan veriler kimlik hırsızlığıdır.

Hiçbir şeyin ücretsiz olmadığını unutmamak önemlidir. Ancak bilinmesi gereken en önemli şey dünyadaki sayısız verinin bu kadar az kabloyla sınırlandırılması, açık yazılım protokollerini devreye sokmadıkça dijitalleşen toplumun önünde büyük bir engel oluşturacaktır. Veriler kötü niyetli otoriterler tarafından toplumu kanalize ve manipüle etmeye devam edecektir.

Blockchain Teknolojisinin Web 3.0’a Katkıları

Web 2.0 hala meyvelerini vermeye devam ederken Satoshi Nakamoto adlı gizemli kişi veya kişiler ilk blok zinciri (Blockchain) veritabanını tasarladı. Ocak 2009’da ise Bitcoin adlı ilk kripto yazılımını duyurdu.

İnternetin en değerli dijital kayıt defteri olan Blockchain, interneti güvenli bir hale getiren kriptografi yöntemiyle birbirine bağlanan bloklarla hash fonksiyonunu referans alarak haberleşen son derece güvenli bir şifreleme mekanizmasına sahiptir.

Zincire bir kayıt eklendikten sonra değiştirilmesi çok zordur. Çünkü veritabanının tüm kopyalarının aynı olduğundan emin olmak için ağ sürekli kontroller yapar. Bu konuda daha detaylı teknik bilgiye A’dan Z’ye Bitcoin adlı makalemizden ulaşabilirsiniz.

Blok zinciri mimarisiyle Bitcoin altyapısını kullanan birçok altcoin piyasaya sürüldü. Daha sonra Vitalik Buterin, Ethereum adlı Bitcoin alternatifi bir kripto para geliştirdi.

Akıllı sözleşmelerin ve merkezi olmayan uygulamaların (DApps) herhangi bir kesinti, dolandırıcılık, kontrol veya üçüncü bir tarafın müdahalesi olmadan oluşturulup çalıştırılmasını sağlayan merkezi olmayan bir yazılım platformu olarak lanse edildi.

Ardından ilk NFT (non-fungible token) projesi 2015 yılında Ethereum blok zincirinde oluşturuldu ve benzersiz sanat eserleri, dijital bir kimlikle blok zincirinde doğrulanarak koleksiyon amacıyla satılmaya başladı.

Günümüzde milyar dolarlık bir piyasaya evrilen NFT pazarı, dijital sanat eserleri dışında, sinema dünyasında, müzik, moda, oyun ve daha birçok alanda kullanılabiliyor.

Decentraland Metaverse'ünde bir NFT galerisi
Decentraland Metaverse’ünde bir NFT galerisi

Blockchain’in bu denli gelişimi Metaverse kavramını da gündeme getirdi. Özellikle oyun sektöründe yeni bir akım yaratan NFT, dijital varlıkların sergilenebileceği ve oyuncuların sanal mülkiyet satın alabildiği bir Açık Dünya (Open World) fikrini mümkün kıldı.

Bu sanal dünyalarda metaverse temasının ilk örneklerini Sandbox ve Decentraland adlı tarayıcı tabanlı video oyunlarında görüyoruz. Yakın bir zamanda ise bunun gelişmiş bir örneğine Facebook’un adını Meta olarak değiştirdiği etkinlikte rastladık.

Mark Zuckerberg yaptığı sunumla geleceğin etkileşime girilebilir dijital dünyası Metaverse’ü tanıttı. Ne var ki Meta’nın Metaverse çabaları hala emekleme aşamasında olmasına rağmen insanların programları sesleri ve elleriyle kontrol etmesini sağlayan bir dizi yazılım aracının da yolda olduğunun sinyallerini verdi.

Blok zinciri teknolojisinin ademi merkeziyetçi yapısı Web 3.0’a olan umudu artırmış olmasına rağmen katedilmesi gereken çok yol var. Nitekim Web 2.0’dan daha farklı bir temele oturan Web 3.0, kullanıcıların çevrimiçi gizliliğini tam anlamıyla koruyabileceği bir ağ protolü kümesidir.

Finanstan veri gizliliğine kadar tüm interneti metalaştıracak açık kaynak teknolojiler ve Web 3.0 ile yapay zeka ve makine öğrenimi interneti otoriter şirketlerin tekelinden alarak merkeziyetsiz bir yapıyı mümkün kılacak.

Bilhassa Blok zinciri teknolojisiyle oluşturulmuş Polkadot gibi kripto projeler her tür verinin veya dijital varlığın blok zincirler arası transferini sağlayabilecek yeteneğe sahip. Hacklenebilmesi mümkün değil, ölçeklenebilir ve topluluk tarafından geliştirilebilir.

Tabi, Web 3.0’ın ilk başarılı kullanım örneklerinin ne zaman ortaya çıkacağını tahmin edemeyiz. Ancak Web 3.0 ortaya çıktığında, “Dijital Çağ” tabiri yepyeni bir anlam kazanmış olacak.

Metaverse ile ilgili içerikelr ilginizi çekiyorsa, sitemizdeki bir başka metaverse içeriği “Meta Evrenler İçin Mevcut 4 Etik Sorun” adlı rehberimizi inceleyebilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler