Homosantrizm (İnsan Üstücülük) eleştirisi olan ve insanların, hayvanları türlerine göre ayırıp, hayvanlara farklı değer atfetmesine sebep olan Türcülük (Speciesism) kavramı hakkında bilmeniz gerekenleri ayrıntılı olarak açıkladık.
Günümüz modern toplumunda, insanlara yapılan ayrımcılığın aynısının aslında hayvanlara da yapıldığının bir kanıtı olarak Türcülük öne sürülebilir. İnsanın kendini üst varlık olarak sınıflandırması, diğer canlıları aşağı seviyede görerek bazı türleri sömürmesine bazı türleri de sevip, korumasına sebep olmuştur.
İnsanlar, çocukluktan beri bazı durumları otomatikman kabullenerek gelmektedir veya yoğun yaşam tarzlarından dolayı bu durumlar üstünde fazla düşünme fırsatı bulamadan hareket etmektedir.
Hayvanları nasıl algıladığımız, bazı hayvanları tatlı bulurken bazı hayvanları çirkin ya da tiksinç olarak sınıflandırmamıza ve bu sınıflandırmaya göre bir düzen yaratmamıza sebep olmuştur.
İçerik Başlıkları
Türcülük (Speciesism) Nedir?
Speciesism (Türcülük ya da Hayvan Irkçılığı) kavramı ilk olarak 1970 yılında Richard D. Ryder tarafından kullanılılmıştır. Filozof Peter Singer’in “Hayvan Özgürleşmesi” isimli kitabında da Türcülük kavramı geçmektedir. Peter Singer’e göre:
“Türcülük … birisinin kendi türünün üyelerinin ilgilerine yönelik ve diğer türlerin üyelerine karşı taraflı bir önyargı ya da tutumdur” .
Konunun temeli, insanın kendisini dünyanın merkezine koymasına dayanıyor. Türcülük her şey insan içindir yaklaşımı olan Homosantrizm kavramının yaşamımıza yansımalarından biridir. Hayvanların insanlar için var olduğunu düşünmek Türcülüğün zeminidir.
Bu Homosantrizm düşüncesiyle beraber insanlar hayvanları türlerine göre ayırarak hayvanların türlerine göre değer biçilmesini sağlamıştır. Yani bir kedi ile bir koyuna veya fareye biçilen değer aynı değildir.
Kedi toplumda el üstünde tutulurken ve öldüren kişiye ceza verilirken. Fare öldürmek oldukça normal bir durumdur. Hatta marketlerde fare zehri satılmasının hiç bir sorunu yoktur.
Kısacası bir canlının hakları, geldiği türe göre değişiyorsa bu duruma Türcülük ya da Hayvan Irkçılığı denmektedir.
Türcülük ve Veganlık Farkı
Türcülük ve veganlık tamamen zıt görüşlerdir. Veganlar, insanların ve bütün hayvanların eşit haklara sahip olmaları gerektiğini savunmaktadır. Veganlar, Türcülüğün yaratığı hayvan sömürüsü sistemine de karşıdırlar. Bu nedenle Türcülük kavramının tam tersine Anti-Türcülük kavramını geliştirmişlerdir.
Anti-Türcülük Nedir?
Anti-Türcülük ise Türcülüğün tam tersi olarak hayvanların insanlar için var olmadığını öne sürmektedir. Yani hayvanlar insanlar için kullanılamaz ve bütün hayvanlar eşit haklara sahip olmalıdır felsefesine Anti-Türcülük denir.
Anti-Türcülüğe göre bütün canlılar, insanlarla eşit haklara sahip olmalıdır ve eşit koşullar altında yaşamalıdır. Günümüzde hayvanlar ile insanların eşit hakları yoktur. Anti-Türcüler bu iki türünde aynı koşullar altında yaşamasını savunmaktadır.
Anti-Türcüler aynı zamanda hayvanları dış görünüşlerine göre sınıflandırılmasını eleştirmektedirler. Hamsterlar tatlı oldukları için daha iyi koşullarda yaşarken farelerin deneylerde kullanılması bir Hayvan Irkçılığı örneğidir.
Bu yönüyle Anti-Türcülük, Veganizm ile doğrudan ilişki içerisindedir. Çünkü; Veganlar hayvan sömürüsüne ve hayvan ırkçılığına karşı olan bir görüş sergilemektedirler.
Empati yapılarak bakıldığında hiç bir canlı hayatı boyunca fabrikada yaşayıp, damızlık olarak kullanılıp sonra da başka bir canlı için ölmeyi istemez. Anti-Türcülük bu oluşturulan sisteme de karşı çıkmaktadır ve bu düzenin değişmesi gerektiğini savunmaktadır.
Yanı kısaca Her canlının eşit haklara sahip olmasını ve türüne göre ayrılmadan yaşamaları gerektiğini savunan görüşe Anti-Türcülük denir.
Türcülük Örnekleri Nelerdir?
Günlük hayatta farkında olmadan pek çok Türcülük yapmaktayız. İşte bazı Türcülük örnekleri:
- Hayvansal ürün tüketmek. (Çoğu insanın “Hayvanları severim” dediğinde genelde kedi, köpek türündeki evcil ve dış görünüş olarak güzel gözüken hayvanları kast etmektedir. Kedileri sevip, başka hayvanların etini veya sütünü tüketmek maalesef bir Türcülük örneğidir.)
- Deneylerinde hayvan kullanılan ürünleri satın almak.
- Hayvan haklarını savunurken sadece sokaktaki kedi ve köpeğin hakkını savunmak. (Eğer sokaktaki bir kedi öldürüldüğünde adalet istiyorsanız fabrikada sömürülen ve öldürülen koyun için de adalet istemelisiniz aksi halde bu durum da Türcülüğe girmektedir.)
- Bir deneyde insan kullanmak yerine hayvan kullanmak.
- Sadece belli cins kedi veya köpekleri sevmek diğer cinslerdeki kedi ve köpekleri önemsememek.
Sayılamayacak kadar Türcülük örneği vardır. Buradaki örnekler yaşantımızda en çok karşılaştığımız örneklerden sadece bazılarıdır.
Türcülük hakkında daha detaylı bilgi almak için Mark Devries’in yönetmenliğini üstlendiği “Speciesism: The Movie” belgeselini izleyebilirsiniz.
Ayrıca bu tarz eşitlik temalı içerikler ilginizi çekiyorsa, sitemizde yer alan “Ekofeminizm Nedir? Ekofeminizmin Türleri Nelerdir?” adlı yazımıza göz atabilirsiniz.