Kayıp Yaşayanlar İçin Kederin Evreleri

Kayıp Yaşayanlar İçin Kederin Evreleri

Keder evreleri nelerdir? Keder evreleri herkes için aynı mıdır? Keder evrelerini nasıl tanıyabiliriz? Kederin evreleri ne kadar sürer? Keder evrelerini atlatmak için neler yapabiliriz? Keder evrelerinde sosyal destek neden önemlidir? Keder evreleri ile başa çıkmak için öneriler nelerdir? Keder evreleri sırasında kişi ne hisseder? Tüm detaylarıyla rehberimizde.

Yas bir kaybın ardından ortaya çıkan doğal bir tepkidir. Keder evreleri, insanların kayıp veya kayıplarla başa çıkmaları için deneyimledikleri duygusal ve zihinsel süreçleri tanımlamak için kullanılır. Klasik keder evreleri modeli, İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross tarafından geliştirilmiştir ve genellikle ölümle ilgili kayıplar için kullanılır.

Kaybın Yarattığı Acı, Keder Evreleri ve Öneriler

Keder evreleri, herkes için aynı şekilde geçerli olmayabilir ve bu evrelerin her biri farklı sürelerde ve yoğunlukta yaşanabilir. Bazı kişiler, bu evreleri yaşamadan kayıplarıyla başa çıkabilirler. Ancak, genel olarak, bu evreler insanların kayıplarıyla yüzleşme sürecinde yardımcı olabilir.

Birçok insanın hayatının mutlaka bir döneminde boğuştuğu kederin 6 evresi bulunmaktadır. İşte yas süreci evreleri:

  • İnkar: İlk tepki genellikle inkardır. Kişi kaybı kabul etmekte zorlanır ve gerçeği kabul etmek istemez.
  • Sinir: Kişi, kayıp nedeniyle öfke ve çaresizlik hissi yaşayabilir. Bu öfke kendine, başkalarına ya da kaybın nedeni olan şeylere yönelik olabilir.
Kaybın yarattığı acı
Kaybın yarattığı acı
  • Pazarlık Etme: Kişi, kaybın neden olduğu üzüntüyü hafifletmek için pazarlık yapabilir. Kendine, Tanrı’ya ya da başka bir kişiye karşı sözler vererek, kaybın geri alınmasını umar.
  • Depresyon: Kişi, kayıp nedeniyle depresyon ve çaresizlik hissi yaşayabilir. Kendini yalnız ve umutsuz hissedebilir.
  • Kabulleniş: Kişi, kaybı kabul eder ve ona adapte olmaya çalışır. Bu evrede, kişi kaybıyla yüzleşir ve hayatına devam etmek için yollar arar.

Peki ya 6. evre nedir?

Ben ve birçok kişi kabullenişi deneyimlediğimizde, dahasını da isteriz. Günümüz insanları için kabulleniş yeterli değil. Biz anlamak istiyoruz.

Ve kederin 6. evresini anlamak oluşturuyor.

Anlam demişken korkunç bir ölümde, bir salgında, iptal edilen bir düğünde veya kaybedilen bir işte anlam diye bir şey yok. Anlam, kötü olaylarda değil. Anlam bizim bakış açımızda. Anlam, sonrasında ne bulduğumuzdur.

Algısal Süreçler ve Anlama Yön Veren Faktörler

Anlama yön veren 7 faktör;

  • İlk olarak, anlam göreceli ve kişiseldir.
  • İkincisi, anlam vakit alır. Kaybınızdan aylar veya yıllar sonra bile anlamı bulamayabilirsiniz çünkü anlam acele etmez. Birisini kaybettiğinizde ya da bir hayal öldüğünde bunun anlamının ne olduğunu hemen söyleyemezsiniz bu genellikle vakit alır.
  • Üçüncüsü, anlam anlaşılmayı gerektirmez. Yani, şunları anlayamayabilirsiniz, bir ilişki neden biter, neden boşanılır, hayvanınız neden ölür vs. ama yine de anlamı bulabiliriz.
Algısal süreçler
Algısal süreçler
  • Dördüncüsü, anlamı bulduğunuzda bile buna değdiğini hissetmezsiniz. Her zaman sevdiklerimizle olmak isteriz.
  • Beşincisi ki bu epey önemli, kaybınız bir ders, bir sınav, başa çıkmanız gereken bir şey bir hediye ya da lütuf değildir. Ölüm hayatın bir parçasıdır. Ve anlam, sonrasında bizimledir.
  • Altıncı olarak, kendi anlamını sadece kendin bulabilirsin.
  • Ve son olarak, geçmişteki kötü anıları, anlamlı ilişkilerle yenileyebilirsiniz.

Kayıp ve Yas Psikolojisi

Kayıp sonrası yas psikolojisi, bir kişinin sevdiği birinin ölümü, boşanma, iş kaybı gibi önemli bir kaybı yaşadığı durumlarda ortaya çıkan psikolojik süreçleri ifade eder.

Kayıp sonrası bu keder sürecini bilmeyen ama bilmek isteyen kişilere nasıl açıklayabiliriz?

Gerçek şu ki, insanlar ne kadar denerlerse denesinler, kederimizi anlayamayabiliyorlar. Yani, işinizi kaybetmek sizin için nasıl bir şey bilmiyorum, bir yakınımı kaybettiğimde ise siz bunun nasıl şey olduğunu bilmiyorsunuz. Ve en önemli şeylerden birisi de kederimizi kıyaslamamak ve dünyanın tüm kayıplara yetecek kadar büyük olduğunu anlamaktır.

Kayıp ve Yas Psikolojisi
Kayıp ve Yas Psikolojisi

Hem büyük hem de küçük kayıplar var ama hepsi birer kayıp. Kiminin kederi iptal edilen bir düğün kiminin kederi kaybedilen bir evlat olabilir. Kederlerimizi kıyaslamıyoruz. “Kırık bir kafamız yok, kırık bir kalbimiz var.”

Yani herkesin kederi kendinedir. Kimse kimsenin kederinin gölgesi altında kalamaz. Tüm bu kayıplar dünyada beraber yaşıyor.

Travma Sonrası Büyüme

Travma sonrası büyüme nedir? Bir kayıptan sonra nasıl büyüyebiliriz?

Travma sonrası stresi duyuyoruz ama travma sonrası büyüme aslında daha sık gerçekleşiyor. Ve bu da anlamı bulmak oluyor.

Travma sonrası büyüme, travmatik bir olaydan sonra yaşanan pozitif değişim ve gelişim sürecidir.  Çoğunlukla kederimizi azaltmanın bir amaç olduğunu sanırız. Ama amaç kederi azaltmak değildir. Amacımız bu kederle büyüyüp yetişmektedir. “Kaybımızdan sonra ne yapacağız?” değil de “Kim olacağız?” dır.

Bu süreç, bir kişinin travmatik bir olaya verdiği tepkilerden sonra ortaya çıkabilir ve bireyin yaşadığı travmanın ardından daha olgun, daha bilinçli, daha güçlü ve daha dirençli hale gelmesine yardımcı olabilir.

Travma sonrası büyüme
Travma sonrası büyüme

Travma sonrası büyüme, bazı insanlar için travmanın bir sonucu olarak ortaya çıkan ve kendilerine bir şekilde pozitif etkiler sağlayan bir süreçtir.

Fiziksel olarak artık bizimle olmayan sevdiklerimizi andığımız sürece onlar aslında tamamen ölmüş olmuyor. Yani hayata devam etmemizi sağlamak aslında bir nevi travma sonrası büyümektir, durmak, kapanmak değil. Desteğe ihtiyacımız vardır.

İlginçtir ki, eğer arabamızda bir sorun varsa destek alıyoruz. Eğer evimizde bir sorun varsa destek alıyoruz. Bazen, kederimizle kendi kendimize boğuşmamız gerektiğini düşünüyoruz oysa bu konuda da destek veya yardım istemek gayet normaldir. Somut olmayan bir şeyde, nasıl yardım istenir unutuyoruz.

Kederin Zaman Çizelgesi Var mı?

Yas süreci ne kadardır? İnsanların yas sürelerini hesaplamaya çalışmak ölmüş kişinin ne kadar süre ölü kalacağını sormak kadar anlamsızdır. Burada önemli olarak zaman içinde kederden çok sevgiyle yas tutabilmektir. Ama bir zaman çizelgesi yoktur ve kaybın üstesinden gelinemez. Kayıplar bizi iyileştirmez. Bununla yaşamasını öğreniriz.

Kederi geride bırakırken anlam yolunda ilerlemeye hazır olanlar için süreç karar vermekle başlar. Bu aslında bir karar vermedir. Zamanla anlamı bulmaya hazır mısın? Biraz daha yaşamaya hazır mısın? Bu küçük bir karar. Büyümeye hazır mıyım? Kayıplarımı onurlandıracak şekilde yaşamaya hazır mıyım?

Kederin zaman çizelgesi
Kederin zaman çizelgesi

Yas tutmak dışarıdan yaptığımız bir şeydir. Kederse içimizde olanıdır. Kimseyi kederlendiremeyiz. Yapabileceğimiz tek şey sağlıklı şekilde kederlenmektir. Sağlıklı şekilde yas süreci demek, “üzülmekte bir sorun yok”, “o kişiyi özlemekte bir sorun yok” ve hayat devam etmekte. Hayatın da ilerlemesi gerekiyor.

İşimizin bir parçası yas tutmaktır ve hayatın akışını yakalayabilmemiz için bir modeldir.

Kederi anlıyoruz ve birileri şu anda kederinin derinliklerinde boğuşuyorsa, onların hatırlaması gereken en önemli şey iletişime geçip yardım almak, birileriyle konuşmak belki de kederli olan birinin bunu sizinle paylaşmasıdır.

Kederin zaman çizelgesi
Kederin zaman çizelgesi

Duygularımızdan epey korkuyoruz, mesela “ağlamaya başlasam, asla duramam.” Gerçek şu ki hiçbir duygu kalıcı, ebedi değildir. Er geç ağlamanız durur, duyguları sağlıklı bir şekilde açığa çıkarın.

Büyümenin gösterdiği şeylerden birisi de hiçbir duygunun kalıcı olmamasıdır. “Bu sonsuza dek sürecek.” diye düşünüp duruyoruz. Ama yarının nasıl olacağını bilemeyiz. “Her zaman” ve “asla” kelimelerini bir kenara atmanızı tavsiye ederim. “Her zaman üzgün olacağım,” ya da “bir daha asla mutlu olamayacağım” deriz.

Hayır, yarının nasıl olacağını bilemezsiniz, sadece şu an üzgünsünüz. Duygularınızı gününüze göre belirleyin.

İnsan, düşüncelerde boğulmamak için duygularında yüzmeyi öğrenmeli.

Daha iyi hissettiren 3 farklı yol vardır. Üç farklı yol diyorum çünkü farklı müdahaleler onları oluşturuyor ve birine sahip olmaktansa diğerine sahip olmak mümkün.

İlk yol, olumlu duygu. İkinci yol, huzurlu akış. Üçüncü yol, anlam.

  • İlk mutlu hayat, keyifli hayat: Basitçe bulabileceğimizin en iyisi, alabileceğiniz keyiflerin en fazlası, yaşayabileceğiniz olumlu duyguların en fazlası ve zevk verici, düşünceli gibi yetenekleri öğrenmek bunları zamana ve mekana yayıp genişletmek ile ilgilidir. Bu, sahip olabileceğin en çok pozitif duyguya sahip olduğun ve bunu daha da genişleteceğin yeteneğinin olduğu hayattır.
  • İkincisi, bağlılık hayatı: İşinde, ebeveynlikte, sevginde, serbest zamanındaki hayatın, zamanın senin için durduğu hayat. Keyif, ham duygular içerir: olurken hissedersiniz. Düşünce ve duygudur. Akış esnasında, hiçbir şey hissetmezsiniz. Müzikle tek olursunuz. Zaman durur. Derin bir konsantrasyon yaşarsınız. Ve bu aslında iyi bir hayat olarak düşündüğümüz şeyin karakteristiğidir. Ve bunun için bir tarif vardır diye düşünürüz ve bu en güçlü taraflarınızı bilmekle ilgilidir.
  • Ve üçüncüsü, anlamlı hayat: Ve bu görüşteki anlam huzura paralel olarak, en güçlü yanlarınızdan haberdar olup onları kullanmak sizden daha büyük bir şeye ait ve onun hizmetinde olmayı içerir.

Ayrıca bu tarz psikoloji konuları ilginizi çekiyorsa, yine sitemizde yer alan “Aldatmanın Psikolojik Etkileri ve Başa Çıkma Yöntemleri” adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler