Alexandre Vallaury Kimdir? İstanbul Eserleri Nelerdir?

İstanbul’da birçok mimari eseri bulunan Alexandre Vallaury’nin kim olduğuna, İstanbul’daki eserlerine, eserlerinin özelliklerine yakından bakıyoruz. Mimarın, Osman Hamdi Bey’in katkısı ile yürüttüğü çalışmalarını ve İstanbul’daki diğer eserlerini inceliyor.

Alexandre Vallaury Kimdir?

Alexandre Vallaury ve Öğrencileri (Soldan İkinci Sırada Oturan)
Alexandre Vallaury ve Öğrencileri (Soldan İkinci Sırada Oturan)

Her ne kadar çocukluk ve ilk gençlik dönemiyle ilgili olarak kesin bilgi bulunmamakla birlikte, 2 Nisan 1850 tarihinde İstanbul’da doğup liseyi Saint Joseph Lisesi’nde bitirdiği tahmin edilen Fransız  bir mimardır, Alexandre Vallaury.

Mimarlık eğitimi almak için ülkesi Fransa’ya dönen Vallaury, Ecoles des Beaux-Arts’da eğitimini tamamlayıp doğup büyüdüğü şehir olan İstanbul’a yeniden dönmüştür. İstanbul’a dönmesinin ardından; çeşitli sergilerle ve mimari alanda yaptığı çalışmalarla ismini duyurmayı başarmıştır.

Vallaury, düzenlediği sergiler esansında “Kaplumbağa Terbiyecisi”nin ressamı; aynı zamanda arkeolog ve müzeci olan Osman Hamdi Bey’le tanışmış ve beraber çalışmaya başlamışlardır. Vallaury, Osman Hamdi Bey tarafından “Mimar-ı Şehir” olarak anılmaktadır.

Alexandre Vallaury’nin İstanbul’daki Eserleri Nelerdir?

Vallaury, İstanbul’un şehir mimarisine büyük katkı sunmuş bir mimardır, İstanbul’da bir çok eser bırakmıştır. Günümüzde de cazibesini koruyan estetik yapıların en gözdelerini sıralıyoruz.

1. İstanbul Arkeoloji Müzesi (1891)

İstanbul Arkeoloji Müzesi
İstanbul Arkeoloji Müzesi

Dünyanın en büyük müzeleri arasında gösterilen İstanbul Arkeoloji Müzesi, neo-klasik mimarisiyle oldukça dikkat çekici bir yapıdır. Geniş merdivenlerden ulaşılan girişinin ön kısmında sütunlar yer alır. Osman Hamdi Bey’in isteği üzerine Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen müze, 1891, 1903 ve 1907 yılları olmak üzere üç farklı aşamada tamamlanmıştır.

2. Eski Şark Eserleri Müzesi

Eski Şark Eserleri Müzesi
Eski Şark Eserleri Müzesi

Vallaury 1882’den itibaren ilk eserlerini vermeye başlamıştır. İlk binası o dönem Sanayi Nefise Mektebi olarak adlandırılan Güzel Sanatlar Akademisidir. Bu yapı Topkapı Sarayı bahçesi olan Gülhane Parkında yer alır.

Osman Hamdi Bey’in kurucusu olduğu günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak bilinen Sanayi-i Nefise Mektebi için Vallaury, 1882 yılında, küçük bir bina tasarlamış; 1892 ve 1911 yıllarında binaya eklemeler yapılmışsa da 1916 yılında bina kapatılmıştır.

Şu an bu bina Eski Şark Eserleri Müzesi olarak hizmetine vermektedir. Sanayi-i Nefise Mektebi, Osmanlı’nın ilk güzel sanatlar okuludur. Okulun mimarlık dalında eğitim veren hocalarından birisi de Alexandre Vallaury’dir. 1908 yılına kadar tam 25 sene Sanayi-i Nefise Mektebinde görev yapmıştır.

3. Eminönü’nde Hidayet Camii (1887)

Eminönü Hidayet Cami
Eminönü Hidayet Cami

Mimari alanda çalışma yapanlar tarafından, Alexandre Vallaury’nin mimari tarzı geleneksel Türk mimarisinin ”Beaux- Arts’‘ disiplini içinde yorumlandığı söylenmektedir.

Vallaury, Hidayet Camisi’ni yaparken Osmanlı mimarisinin yanına Magrip veya Mısır’dan esintiler eklediği, ”oryantalizm” modasına uymuştur.

4. Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü (1892)

Osmanlı Bankası
Osmanlı Bankası

1892 yılında Galata’da yaptığı Osmanlı Bankası Genel Müdürlüğü binası ile birçok mimarlara ilham kaynağı olan Valluary, 1855 yılında, İngiliz müteşebbislerin hayali olarak başlayan, Dönemin Merkez Bankası olan Osmanlı Bankası İstanbul’un Karaköy semtinde müze olarak yüzlerce yıllık tarihiyle şehri süslemektedir.

5. Pera Palas Oteli (1893)

Pera Palace Hotel
Pera Palace Hotel

İstanbul’un en köklü otellerinden, Pera Palace Hotel, Art Nouveau, Neo-Klasik ve Oryantalist mimari tarzlarının bir arada kullandığı, 19. yüzyıl sonu İstanbul mimarisinin büyüleyici bir örneğidir.

Pera Palace Oteli’nin renkli suni mermer kemerleri, doğu mimarlığını yansıtan camlı ahşap kubbeleri ve ahşap kafesli pencereleri ile Kubbeli Salon yapının öne çıkan bölümleridir. Tepebaşı Meşrutiyet Caddesi üzerindeki yapı, İstanbul’da otel olarak inşa edilmiş ilk yapıdır ve halen daha otel olarak hizmet vermektedir.

6. Büyükada Rum Yetimhanesi (1890)

Büyükada Rum Yetimhanesi
Büyükada Rum Yetimhanesi

Büyükada’nın Manastır Tepesi’nde yer alan, “Prinkipo Rum Yetimhanesi” olarak da bilinen Büyükada Eski Rum Yetimhanesi, 1898-1899 yılları arasında bir Fransız Şirketi tarafından, Alexander Vallaury’nin mimarlığını üstlendiği “Prinkipo Palas” adı altında otel olarak işletilmek üzere tasarlanmış ve inşa edilmiştir.

Ancak gerekli izinler alınamadığı için otel olarak kullanılmamıştır. Bina, ahşap karkas sistemde inşa edilmiştir.

7. Düyun-u Umumiye Binası (İstanbul Erkek Lisesi)

Duyun-u Umumiye Binası (İstanbul Erkek Lisesi)
Duyun-u Umumiye Binası (İstanbul Erkek Lisesi)

Duyun-u Umumiye binası, İstanbul’da yapılan “Birinci Ulusal Mimarlık” dönemine geçişi sağlayan örneklerin başında gelmektedir. Bina 1933 yılında Atatürk‘ün emri ile İstanbul Erkek Lisesi’nin kullanımına verilmiştir. İstanbul Erkek Lisesi günümüzde bu binada eğitim vermeyi sürdürmektedir.

8. Cercle d’Orient Binası (Büyük Kulüp – Grand Pera) (1883)

Cercle d'Orient / Büyük Kulüp / Grand Pera
Cercle d’Orient / Büyük Kulüp / Grand Pera

Osmanlı Devleti’nin Batı ile ilişkilerinde rol oynamış devlet adamı Abraham Paşa tarafından konut olarak mimar Vallaury’e yaptırılmıştır. 1883’te törenle açılan bina, sonrasında Osmanlı’nın ilk sosyal kulüplerinden biri olarak anılan Cercle d’Orient’a (Büyük Kulüp) ev sahipliği yapmıştır.

9. Haydarpaşa Dalgakıranı (1889)

Haydarpaşa Dalgakıranı
Haydarpaşa Dalgakıranı

II. Abdülhamit Anıtı veya Haydarpaşa Dalgakıranı, Haydarpaşa Garı’nın karşısındaki dalgakıran üzerinde yer alan bir anıttır. II. Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılı şerefine, mimar Alexandre Vallaury tarafından yapılmıştır.

Alexander Vallaury’nin yaptığı yapıların bir bölümü Osmanlı Saray çevresi ve üst yönetimi için olan konutlardır. İstinye’deki Ahmet Afif Paşa Yalısı (1901), Bağlarbaşı’ndaki Abdülmecit Efendi Köşkü (1901), Erenköy’deki Rıdvan Paşa Köşkü ve Çengelköy’deki Şehzade Vahdettin Efendi Köşkü sayılabilir.  Vallaury, İstanbul’a sembol yapıları ile şeklini vermiş ve birbirinden özel eserlerle şehre imzasını atmıştır.

Bu tarz mimari içerikler ilginizi çekiyorsa, yine sitemizde yer alan “Stupa Nedir ve Mimari Özellikleri Nelerdir?” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler