Cinayet davalarının çözülmesinde elbette ki birçok yöntem kullanılır. Dedektifler katillerin bulunması için canla başla çalışır, tanıklar sorguya çekilir, ipucu olabilecek en ufak detaylar bile dikkatle incelenir. Davayı çözüme ulaştıracak kim varsa görüşü alınır. Oldukça zorlu olan bu süreçte kurbanlarla konuşulabilseydi cinayetin nasıl işlendiği, katilin kim olduğu şüpheye mahal vermeden anlaşılırdı. Buna tabii ki imkansız gözüyle bakarız ama ya değilse? Bu yazımızda kurbanların, öldükleri cinayetleri çözmeye yardım ettiği söylenen 3 gizemli cinayet vakasından bahsedeceğiz. Elva Zona Heaster Cinayeti, Teresita Basa Cinayeti ve Red Barn (Kızıl Ahır) Cinayetlerini detaylıca ele alacağız.
1. Elva Zona Heaster Cinayeti (Greenbrier Ghost)

1897’de bir öğleden sonra, Batı Virjinya’da bir evde genç bir kadının cesedi bulundu. Bu Elva Zona Heaster‘ın cesediydi. Elva, 3 ay önce bir demirci ustası olan Erasmus Stribbling Trout Shue ile evlenmişti. Annesinin hiç istemediği bir evlilikti. Bu evlilikten 3 ay sonra Elva Zona Heaster cinayeti yaşandı.
Elva’nın cansız bedeni evde bulunduktan hemen sonra George W. Knapp adlı doktor çağırıldı. Dr. Knapp geldiğinde, Trout’un karısını yatak odasına götürdüğünü ve gömmek için giydirdiğini gördü. Ona yüksek boyunlu bir elbise giydirmişti. Dr. Knapp cesedi incelemeye başladı, ancak bu durum Trout’u o kadar üzdü ki (muayene devam ederken çığlıklar atıp ağlamış) Dr. Knapp onun acısına saygısından muayeneyi kısa kesti. Ölüm nedeni olarak önce kalp yetmezliği olduğunu söyledi daha sonra da hamilelikten kaynaklanabileceğini ekledi.
Elva Zona Heaster’ın cesedi çocukluğunun geçtiği Küçük Sewell Dağı’na götürüldü. Tören sırasında insanlar Trout Shue’nun oldukça garip davrandığını fark etmeye başladılar. Heaster’ın kafasına ve boynuna takıntılıydı, onu elbisesine uymayan bir eşarpla sarıyor (en sevdiği eşarp olduğu konusunda ısrar ediyordu) ve başının etrafına çok fazla yastık koyuyordu. Elva’nın annesi Mary Jane Heaster dışında konukların çoğu bunu kedere bağlamıştı.
Mary Jane Heaster, kızını Trout Shue’nun öldürdüğü konusunda çok emindi, sadece bir kanıt istemişti ve her gece kızına, cinayetin nasıl olduğunu anlatması için dua etmeye başladı. Ve belli ki başarılı oldu. Mary Jane, kızının ölümünden yaklaşık dört hafta sonra halüsinasyonlar görmeye başladı. Dört gece üst üste Zona’nın hayaleti ona geldi ve Trout’la kendisinin ölüm gününde nasıl tartıştığını anlattı. Ve Elva’nın hayaleti, omuriliğinin koptuğunu göstermek için başını 180 derece çevirdi, sonra Mary Jane’e bakarak uzaklaştı.
Duruşmada, Bayan Heaster’ın jüriye Zona’nın kendisine cinayeti anlattığını söylediği şey:
O gece dükkandan geldi ve kızgın görünüyordu. Akşam yemeğinin hazır olduğunu söyledim ve akşam yemeği için et hazırlamadığım için azarlamaya başladı ve bol miktarda olduğunu söyledim: ekmek ve tereyağı, elma püresi, reçeller ve çok iyi bir akşam yemeği yapan diğer şeyler vardı, çıldırdı ve ayağa kalktı ve ben ayağa kalktığımda bana doğru geldi ve elleriyle başımın her iki tarafını tuttu ve ani bir burkmayla boynumu çıkardı.
Bu olaydan sonra Mary Jane Heaster soluğu poliste aldı ve kızının cesedinin tekrar incelenmesini istediğini, kızının hayaletinin ona cinayeti anlattığını ve Trout Shue’nun katil olduğunu söyledi. Yetkiler ve Dr. Knapp hayalet hikayesine pek inanmasa da Elva Zona Heaster’ın cesedine 3 saat süren bir otopsi yapıldı. Bu otopsi sonucunda 9 Mart 1897’de yayınlanan rapora göre, “Boynunun kırıldığı ve nefes borusunun ezildiği keşfedildi. Boğazında boğulduğunu gösteren parmak izleri vardı.
Trout Shue, otopsinin yapılmasına şiddetle karşı çıkmıştı. Garip ve şüpheli davranışları gittikçe artan Shue, davanın başlamasını beklerken Lewisburg’daki hapishanede tutuldu. Sonuç olarak, aleyhine oldukça fazla kanıt vardı ve 11 Temmuz’da cinayetten suçlu bulundu, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ve bu dava “hayalet ifadesinin bir katili mahkum etmeye yardım ettiği bilinen tek dava” olarak adlandırıldı.

2- Teresita Basa Cinayeti

Teresita Basa, 1929’da Filipinler’de doğdu ve çok ayrıcalıklı bir hayat yaşadı; çok başarılı bir avukat ve karısının tek çocuğuydu. Yüksekokul öğrenimi gördü ve en sonunda Chicago, Illinois’e yerleşti ve Edgewater Hastanesi’nde solunum terapisti olarak göreve başladı.
21 Şubat 1977 gecesi saat 21.00’de Teresita Basa’nın dairesinde dumanlar görüldü ve çıkan yangını söndürmek için bir itfaiye çağrıldı. İtfaiyeciler geldiğinde, göğsüne gömülü bir kasap bıçağıyla yatağın altında duran Teresita’nın çıplak vücudunu buldular. Müfettişler, yangının cinayeti örtbas etmek için çıkarıldığına inanıyordu. Cinsel bir suçun kurbanı olduğuna dair kanıtlar vardı. Ancak otopsi, tecavüze uğramadığını belirledi. Suçun görünürde bir nedeni yok gibiydi. Müfettişler, kanıtların çoğu yangında yok olduğu için çok az fiziksel kanıt bulabildiler. Polisler ilgi çekici olarak sadece Teresita’nın evinde “AS için Tiyatro Bileti Alın” yazan bir not buldu. AS ‘nin kim olduğu, cinayete karışıp karışmadığını aramaya başladılar.
Teresita’nın iş arkadaşı Remibias Chua ve kocası Joe, bilgi almak için dedektif Joe Stachula ile temasa geçtiğinde cinayet üzerinden beş ay geçmişti. Remy, Joe’ya Teresita’nın öldürülmesinden kısa bir süre sonra onu rüyasında görmeye başladığını ve ona gerçekte ne olduğunu polise anlatması için yalvardığını söyledi. Remy, Teresita’nın ona musallat olduğunu anlattı.
Kocası Joe’nun anlattığına göre Remy, bir akşam uyurken başka bir sesle konuşmaya başladı. Bu diğer sesle konuşurken Teresita olduğunu iddia etti ve “Allan Showery beni öldürdü” dedi ve Showery’nin hastanede düzenli olarak çalışan biri olduğunu ekledi. Remy uyandığında Joe’ya ne dediğini hatırlamıyordu. Karısının duyduklarını polise söylememeye karar verdi. Ama kısa süre sonra ses Remy’yi tekrar ele geçirdi ve bu sefer Joe’ya neden polise söylemediğini sordu. Ayrıca cinayetle ilgili bir detay olarak Allan Showery’nin cinayetten sonra Teresita’nın mücevherlerini aldığını ve kız arkadaşına verdiğini söyledi.
Remy sonunda bu olanları dedektife anlatmaya karar verdi. Dedektif Stachula bu bilgiye güvenip güvenemeyeceğini bilmiyordu. Yine de Showery’nin geçmişini incelemeye karar verdi. Ayrıca Teresita’nın evinde buldukları nottaki AS için baş harfleri uyuyordu. Showery’nin Teresita’ya yakın oturduğunu öğrendi. İş arkadaşları, televizyonunu onarmak için o gece dairesine gitmeyi planladığını doğruladı. Adından Showery sorgulanmak için getirildi. Televizyonu tamir etmek için dairesine gittiğini ama bunu yapacak aletlerinin olmadığını fark edip eve geri döndüğünü söyledi. Stachula buna inanmadı, bu yüzden Showery’nin kız arkadaşıyla temasa geçti. Showery’nin son zamanlarda ona mücevher verip vermediğini sordu ve kız arkadaşı da verdiğini söyledi. Teresita’nın arkadaşlarının ve ailesinin incelemesine izin verdi ve onlar da mücevherlerin bir kısmının Teresita’ya ait olduğunu doğruladılar.
Showery, bu kanıtlarla karşılaştığında Teresita’nın cinayetini itiraf etti. Dedektiflere, onu soymak için dairesine gittiğini söyledi. Ona saldırdı, ardından cinsel saldırı süsü vermek için onu soydu. Daha sonra örtüyü vücudunun üzerine yerleştirdi ve daireyi ateşe verdi. Bu itirafına rağmen Showery cinayetten suçsuz olduğunu iddia etti ancak 23 Şubat 1979’da suçunu kabul etmeye karar verdi ve bu suçundan sadece on dört yıl hapis cezası aldı. 1983 yılında ise şartlı tahliye ile serbest bırakıldı.
Ayrıca “Teresita Basa Cinayeti” Richard Winer’ın Houses of Horror adlı kitabında ve Voice from the Grave filminde de yer aldı. Beyond Belief’teki “Fact” bölümü için de ilham kaynağı oldu.
3- Kızıl Ahır Cinayeti (Red Barne Cinayeti)

Kızıl Ahır, İngiltere’de kırsalda şirin bir yerdi. Adını kırmızı tuğla çatısından alan Barnfield Hill’deki bina, Maria Marten ve sevgilisi William Corder arasında bilinen son buluşma yeriydi. Çift, 18 Mayıs 1827’de Ipswich’e kaçmadan önce ahırı bir buluşma noktası olarak kullanmıştı. Daha sonra Maria Marten’dan uzun bir süre haber alınamadı.
Bir zaman sonra Maria Marten’ın üvey annesi Ann Marten üst üste korkunç rüyalar görmeye başladı. İki kez üvey kızı Maria’nın Kızıl Ahır’ın tozlu zemininin altında ölü ve gömülü olduğu korkunç görüntülerin ardından uykusundan uyanmıştı. İlk başta, bunun sadece kötü bir kabus olduğuna inanıyordu – başka türlü yorumlamak saçmalıktı – ama rüya çok kez tekrar ettiğinde tereddüt etmeye başladı. İçinin rahat etmesi için bunu kocası Thomas ile paylaştı ve 19 Nisan 1828’de kocasını Kızıl Ahır’a gitmeye ve köşe bucak inceleyip kazmaya ikna etti.
Thomas daha derin kazmasına gerek kalmadan birkaç kürek kadar sonra Maria’nın parçalanmış cesedini buldu. İncelemeler sürerken Maria’nın 10 yaşındaki kardeşi George, Corder’ı iddia edilen cinayetten önce dolu bir tabancayla gördüğünü ve daha sonra onu ahırdan kazmayla yürürken gördüğünü açıkladı. Polisler Corder’ın evini incelendiğinde de cinayet günü satın alınmış bir silah, belli ki kaçmak için pasaport ve birkaç mektup buldular. Corder en başta cinayeti tamamen inkar etse de sonrasında yanlışlıkla onu gözünden vurduğunu söyledi ve yine de Marten’i bıçakladığını şiddetle reddetti. William Corder, dönemin en büyük davalarından birinde, küçük bir tartışma yüzünden Maria’yı vahşice öldürmekten suçlu bulundu ve suçlarından dolayı asılmaya ve parçalara ayrılmaya mahkum edildi. Ertesi gün, Corder’ın cesedi, ilçenin dört bir yanından doktorların ve tıp öğrencilerinin katıldığı bir otopsinin merkezinde yer aldı. Corder’ın organları çıkarıldı ve anatomi için incelendi.
Bu dava “The Killing Story of William Corder and the Farmer’s Daughter” başlıklı radyo dizisi, Maria Marten, or The Murder in the Red Barn adında bir sinema filmi, Murder at the Red Barn adlı televizyon dizisi, Vaughan Williams operası olan Hugh the Drover ve Five Variant of Dives and Lazarus’taki şarkılar ve Tom Waits’in “Murder in the Red Barn” şarkısı da dahil olmak üzere birçok eser için ilham kaynağı oldu.

Bu yazımızda kendi cinayetlerini çözmeye yardım eden 3 hayaletin hikayesini detaylıca ele aldık. Bu vakalardaki doğaüstü olayların gerçekten yaşanıp yaşanmadığını tam olarak bilemeyecek olsak da ilgi çekici hikayeler olduğu su götürmez bir gerçek. Bu yazımızı beğendiyseniz yine sitemizde yer alan “Tarihteki En Acımasız 5 Kadın Seri Katil” adlı içeriğimize göz atabilirsiniz.