Freud’un Psikanaliz Teorisi; İd, Ego, Süperego

Freud’a göre insan kişiliği karmaşıktır, birden fazla bileşene sahiptir. Frued bu bileşenleri; id, ego ve süperego unsurları olarak saymaktadır. Bu unsurlar insan davranışlarını oluşturmak için birlikte çalışırlar. Her unsur, insan kişiliğine bir katkı sağlar ve hepsi birleşince de güçlü bir etkiye sahip olur.

Freud’un psikanaliz teorisine göre, kişiliğinizin belirli yönleri daha ilkeldir ve sizi dürtülerinize göre hareket ettirir. Kişiliğinizin diğer bölümleri ise bu ilkel dürtülerinizi durdurmak için çalışır. İd, ego ve süperego kişiliğinizin bölümlerinin her birine nasıl etki ettiğini ve etkileşimlerini açıklar.

Sigmund Freud
Sigmund Freud

Freud ve Psikanaliz

Freud’un fikirleri psikoloji üzerinde o kadar güçlü bir etkiye sahiptir ki, çalışmalarından bütün bir düşünce okulu ortaya çıkmıştır. Psikanalizin hem psikoloji çalışmaları hem de psikoterapi uygulamaları üzerinde kalıcı bir etkisi olmuştur. Freud psikanaliz çalışmaları ile, arınmayı teşvik etmek için bilinçdışı bilgiyi bilinçli farkındalığa getirmeye çalıştı. Freud’un yaptığı sonraki araştırmalar, psikanalizin bir dizi ruh sağlığı durumu için etkili bir tedavi olabileceğini bulmuştur.

1. İd (Kimlik)

Frued’a göre id, tüm ruhsal enerjinin kaynağıdır. Kaynak olması onu birinci bileşen yapar. İd, kişiliğin doğuştan var olan tek bileşenidir de aynı zamanda. Kişiliğin bu yönü tamamen bilinçsizdir, içgüdüsel ve ilkel davranışları içerir. İd, tüm arzularınızın ve isteklerinizin anında tatmin edilmesini ister. Bunun nedeni de haz tarafından yönlendirilmesidir. Bu istekler hemen karşılanmazsa endişeli ve gergin ruh haline bürünürsünüz. Örneğin açlıktaki bir artış, sizi hemen yemek yeme girişimine götürür. Freud id için, yaşamın erken dönemlerinin önemli olduğunu belirtir:

Bir bebek açsa, susuzsa veya rahatsızsa id talepleri karşılanana kadar ağlar.

2. Ego

Freud’a göre ego, id’den gelişir ve id dürtülerinin gerçek dünyada kabul görmesi için gereken ifade etmek şeklidir. Ego, bilinçli, önbilinçli ve bilinçsiz zihinde işlev görür. Ego, gerçeklikle başa çıkmaktan sorumlu olan unsurdur. Ego bir bütün olan kişiliğinizin içerisindeki bir bileşendir.

Ego, kimliğin arzularını gerçekçi ve sosyal olarak uygun yollarla tatmin etmeye çalışan gerçeklik ilkesine dayanır. Bu gerçeklik, dürtülere göre hareket etmeye veya bunlardan vazgeçmeye karar vermeden önce eylemin zararlarını ve faydalarını yani artı ve eksilerini tartar. İd’nin istediği davranışın yapılmasına ego, doğru yerde ve zamanda yapılmasına izin verir.

Ego terimini genelde, birinin gerçek dışı abartılmış benlik duygusuna kapıldığını anlatmak için kullanılır. Ama Ego kişilikte, olumlu bir etkiye sahiptir. Ego, sizi gerçekliğe davet eder. En temek dürtülerinizi ahlaki erdemlerinize uyarlar.  Dürtülerinizi kontrol altında tutar.

Freud’un kişilik kuramında güçlü bir egoya sahip olmak, kuvvetli bir öz farkındalık duygusuna sahip olmak anlamına gelir. Freud, id için bir at, ego için atın binicisi benzetmesi yapmıştır. Bu benzetmede at, güç ve hareket sağlarken, binici yön ve rehberlik sağlar. Binicisi olmayan bir at düşünün, dilediği yerde dolaşır, istediğini yapar. Binici ise ata gitmesini istediği yere götürmesi için talimatlar ve komutlar verir.

3. Süperego

Freud’a göre kişiliğin gelişen son bileşeni olarak Süperego’yu sayar. Freud’a Süperego’nun beş yaş civarlarında ortaya çıktığını söyler. Süperego, toplumdan ve ailelerimizden aldığımız daha sonra da içselleştirdiğimiz ahlaki standartlarımızdır. Kısaca doğru yanlış algılarımızdır. Süperego bize bir yargıda bulunmamız için yönergeler verir. Süperegonun iki bölümü vardır.

Vicdan;  ailemiz ve toplum tarafından kötü olarak görülen şeyler hakkında kanılardan oluşur. Vicdana göre yaptığımız davranışlar genellikle yasaktır ve kötü sonuçlara, cezalara veya suçluluk ve pişmanlıklara yol açar.

Ego İdeali; Egonuzun arzuladığı, istediği, davranışların kurallarını ve standartlarını içerir. Süper ego, davranışlarımızı medenileştirmeye çalışır. İd’nin tüm kabul edilemez dürtülerini ve egonun gerçekçi ilkeler yerine standartlara göre hareket etmesini sağlamaya yönelik çabalarını bastırır. Süperego bilinçte bulunur.

İd, Ego ve Süperego Birleşimi

Her ne kadar İd, Ego ve Süperego’yu ayrı ayrı tanımlamış olsak da Freud’a göre, bunlar etkileşim sonucu birleşerek kişiliği oluşturur. Bunlar sürekli hareketlilik halindedir ve insan davranışını etkiler. Freud, güç ile İd, Ego ve Süperego arasında bir çatışma çıkabileceğinin her zaman göz önünde bulundurulması gerektiğini söyler.

Freud’a göre, sağlıklı bir kişide İd, Ego ve Süperego arasında denge vardır. Bu unsurlar ne kadar ılımlı olursa kişi o kadar sağlıklı ve uyumludur. İd, Ego ve Süperego arasında dengesizliğin olması demek, kişiliğin dengesiz olmasıdır. Bir birey baskın İd’ye sahipse, dürtülerini kontrol edemez. Hatta böyle bir birey suçlu bile olabilir çünkü davranışlarının uygun ve yasal olup olmadığına bakmadan en temel dürtüleri ile hareket eder. Baskın Süperego, aşırı derecede ahlakçı ve baskın bir kişiliğe sahip olabilir.

Bu yazımızda Freud’un psikanaliz kuramını derledik, Freud’un biyografisini okumak isterseniz “Sigmund Freud Kimdir? Fikir Hayatı ve Karakteri Üzerine” adlı yazımıza göz atabilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler