Enfield Olayı: Uydurma mı Gerçek mi?

Paranormal araştırmacılar Ed ve Lorraine Warren’ın dahil olduğu, Londra’nın Enfield ilçesinde gerçekleşen ve tarihte en çok kanıt sunmuş paranormal olaylardan biri olarak değerlendirilen Enfield vakası, geçmişte yarattığı yankı gibi bugün de birçok kişi tarafından merak ediliyor. Bu yazımızda Enfield vakasının detaylarını inceliyoruz.

Enfield Olayı Nedir?

1977 yılının Ağustos ayında başlayıp 1979’a kadar süren Enfield vakası, yaşanan birçok olayın sebebinin açıklanamaması sebebiyle paranormal bir olay olarak değerlendirilir. Olayda birçok şahit olması, medyanın işin içinde olması gibi sebepler olayın duyulma hızını artırmış, ünlü paranormal araştırmacılar Ed ve Lorrain Warren’ın da olayı duymasını sağlamıştır.

Olay, Hodgson ailesinin; anne Peggy Hudgson’ın ve çocukları Janet, Margaret, Johnny ve Billy’nin başından geçer. Kayıtlara göre her şey eşyaların hareketleriyle başlamış. İlk başta Margaret ve Janet’ın odasında görülen bu değişimleri sadece 2 kız kardeş fark etmişti çünkü olay yaşandığında panikleyip annelerine haber veren kızlar odaya döndüklerinde her şeyi yerli yerinde buldular.

Yataktan sonra yine kız kardeşlerin odasındaki sandalyenin kendi başına hareket etmesi; duyulan tıkırtılar, duvar yumruklama gibi korkunç sesler ve bunlara anne Peggy Hodgson’ın da şahit olması olayı dışarıya taşımıştır.

İlk seferde Peggy Hodgson kızlarını ciddiye almayıp ertesi günlerde kendi şahit olduğu anlamlandırılmaz korkutucu olaylar sonucu tüm ailenin huzuru kaçmış çevreden yardım istemişlerdir. Komşular, din yetkilileri ve polisle beraber birçok kişi olaya dahil olmuştur. Polisin dahil olması medyanın da gözlerini Hogdson ailesine çevirmiştir.

Eve gelen polislerin de kendiliğinden hareket eden bir sandalyeye şahit olduğu da kayıtlara geçmiştir. Röportaj ve kanıt yakalamak için gelen haberciler vardığında evin her şey normal halindeymiş gibi sessizliğe bürünmesi habercilerin de vakanın bir uydurma olduğunu düşünmesine yol açtı fakat onlar tam ayrılırken kameramanın yüzüne çarpan lego işlerin gidişatını değiştirdi.

‘Psişik Araştırmalar Derneği’ olarak adlandırılan ve paranormal olayları incelemek isteyen bir topluluktan oluşan bu dernekten Maurice Grosse olayı incelemek için Hodgson’ların evine geldi ve bir süre orada kaldı. Onun gelmesiyle olaylar küçük kız kardeş Janet’ın üzerine yoğunlaşmıştır. Maurice Grosse Hodgson’ların evinde kaldığı süre boyunca 2000’den fazla ‘doğaüstü’ olarak adlandırılabilecek olaya şahit olduğunu belirtmiştir.

En Çok Etkiyi Gören Kişi: Janet Hodgson

Olaylar ilerledikçe sadece evde değil, Janet Hodgson’da da değişiklikler görülmeye başlamıştır. Evin belli yerlerine araştırma için yerleştirilen kameralar birçok enteresan görüntü yakalamıştır. Bunlardan en ilginciyse Janet’ın yataktan zıplar şekilde havada yakalanan görüntüsüdür. Odada bulunan kardeşler bunun sıçramadan farklı olduğunu daha çok havaya yükselme şeklinde olduğunu ifade etseler de fotoğrafları inceleyen bazı insanlar için bu sadece bir çocuğun sıçramasıdır.

Kayda değer bir diğer olaysa kalın, pürüzlü bir erkek sesi olarak tanımlanabilecek bir sesle konuşmaya başlayan Janet, ona kim olduğunu soran kayıtlı röportajlarda adının ‘Bill’ olduğunu söyler. O evde kan kaybından öldüğünü de ekler.

İlk başta bu sesi Janet’ın bilerek yaptığı üzerine yoğunlaşılır. Küçük kızın ilgi çekmeye çalıştığını düşünürler. Eve gelen doktorlar Janet’ı muayene ederler ve sesin gerçekten ondan geldiği anlaşılır. Ama tuhaf bir durum vardır ki kendi sesinden oldukça kalın bir ses çıkartan Janet’ın boğazında hiçbir hasar, tahriş yoktur.

Bu durumlardan psikolojik anlamda kötü etkilenen Janet’ı 6 haftalığına, yine Londra’da bulunan Maudsley Hastanesi’ne gönderirler. Doktorlar burada Janet’ı birçok teste tabi tutarlar ancak Janet’ta hiçbir anormallik bulunmaz. İşin asıl garip tarafıysa Janet’ın gittiği süre boyunca evde hiçbir şekilde ‘paranormal’ diye adlandırılabilecek aktivite gerçekleşmemesidir.

Janet’ın Seslendirdiği ‘Bill’

Janet’ın kalın sesle konuştuğu zaman söylediği şeyler Bill adlı bir kişinin Hodgson ailesinin oturduğu evin sahibi olduğu ve orada kan kaybına dayalı olarak ölmesiydi. Yapılan araştırmalar sonucunda gerçekten de evin önceki sahibinin Bill diye birisi olduğu ortaya çıkmıştır. Hatta oğlu babasının kan kaybından öldüğünü de ifade etmiştir.

Tüm olanların Janet’ın uydurması olduğunu söyleyen kesime karşın, böyle bir bilgiye ufak bir kızın nasıl ulaştığı akıllarda başka soru işaretlerine sebep olmuştur. Kimisi Janet’ın bunu Maurice Grosse sayesinde öğrendiğini söylese de Grosse’un bu bilgiye ulaşması da düşük bir ihtimaldi. Yine de daha sonraki zamanlarda Janet Hodgson, Maurice Grosse’ın ona röportaj yapılırken kalın sesle, yani ‘Bill’ olarak konuşmasının işlerine yarayacaklarını söylediğini itiraf etmiştir.

Psişik Araştırmalar Derneği’ne üye olan Maurice Grosse’ın evde yaşanan olayların paranormal olduğunu düşünmesi en beklenilen şeylerden biri de olsa, birçok açıklanamaz olayın çeşitli şahitleri de olsa, Janet’ın amcası dahil birçok kişi bunun küçük kızın ilgi çekmek için yaptığı uydurma bir olaylar silsilesi olduğunu düşünüyordu ve bunun için belli kanıtları da vardı.

Evin belli yerlerine konulan kameralardan elde edilen görüntülerden birinde Janet’ın kendi elleriyle yemek kaşıklarını büktüğü görülmüştü. Bu kayıt, olayın uydurma olduğu ihtimalini kuvvetlendirdi. Kayıtlar dışında da Maurice Grosse ve Psişik Araştırmalar Derneği’nden Guy Lyon Playfair Janet ve ablası Margaret’ı böyle birkaç olayda yakalamıştır.

Ed ve Lorraine Warren’ın Enfield Ziyareti

1,5 yıllık yaşanan olaylar silsilesinde birçok paranormal araştırmacı Hodgson’ların Enfield’daki evlerini ziyaret etti. En önemlilerinden ikisiyse Ed ve Lorraine Warren’dı. Her ne kadar Korku Seansı 2 filminde gösterildiği kadar olayın içinde olmasalar da Warren’lar evde kötü bir varlık olduğunu düşündüklerini açıkça belirtmiştir.

Paranormal Olayların Son Bulması

Anlamlandırılamayan şekilde başlayan olaylar yaklaşık 1,5 yıl sonra kendiliğinde, hiçbir şey olmamış gibi sonlanmıştır. Bu olay günümüzde en çok kaydı olan paranormal olaylardan biri olarak geçse de, karşı kanıtlar da bulunduğu için bunun yalnızca uydurma olduğunu da düşünenlerin sayısı fazladır.

Janet ve Margaret Hodgson olaydan yıllar sonra verdikleri röportajlarda yaşadıkları olayların travmalarının hala onlarla olduğunu söylemişlerdir.

Ed ve Lorraine Warren’ın kötü bir varlığın evde olduğuna ikna olduğu, Maurice Gross gibi Psişik Araştırmalar Derneği’nden kişilerin, hatta bir polis memuru ve kameramanın şahit olduğu açıklanamaz olaylar günümüzde de olayın gerçekliğini ispat etmek için birçoklarınca yetersizdir. Gizemi çözülemeyen bu olay günümüzde hala bilinip konuşuluyor.

‘The Enfield Haunting’ adlı mini dizi ve Korku Seansı 2 filmi Enfield vakasından esinlenilerek çekilmiştir.

Ayrıca bu tarz içerikler ilginizi çekiyorsa yine sitemizde yer alan “Ziyaret Edebileceğiniz 14 Korku Filmi Mekanı” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.