Yavuz Turgul’un 1987 yapımı Muhsin Bey adlı filminin konusu, karakteristik özellikleri, fragmanı ve kırdan kente göçün sosyokültürel nedenlerinin bir tezahürü olan temasının doğu-batı ikilemi kapsamında detaylı incelemesini ele aldık.
Çağımızın en büyük sorunu olan niteliksiz kültürün yaygınlaşarak kitlelerce benimsenmesi bilhassa tüketim kültürünün üretimin önüne geçmesi, hazırcılığın kısa vadede ezici üstünlüğünü ortaya koyuyor. Bu da kişisel çıkarların toplumun nitelikli normlarına karşı duruşunu içler acısı bir perspektifte olgunlaştırıyor.
İçerik Başlıkları
Doğu-Batı İkilemi Nedir?
Örnek olarak 80’li yılların sancılı dönemlerinde hız kazanan kırdan kente göç olgusunun nedenleri arasında sayılabilecek sosyokültürel etkiler, bu bağlamda Doğu-Batı ikilemini gözler önüne seriyor. İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlere artan göçlerin çoğunluğu köylerden ve genellikle doğu coğrafyasından; dolayısıyla metropol şehir yaşamına yabancı olan halkların kendi gelenek ve göreneklerini de beraberinde getirmesi, belirleyici olan kültürel yapının değişim ve dönüşümüne ön ayak oluyor. Birtakım unsurların başrol oynadığı kırdan kente göç sürecinde; olumsuz yaşam koşulları, eğitim, sağlık ve iş alanlarının yetersizliği gibi faktörler, kır yaşantısına adapte olmuş insanları, çağın gerekliliklerine sahip ve teknolojik imkanların gelişmiş olduğu büyük kentlere akın etmesine neden oluyor.
Bu bağlamda sinemanın çarpıcı anlatımı ile Doğu-Batı İkilemi olgusunu detaylandırmak ve döneminin en iyi yerli filmlerinden biri olan Muhsin Bey üzerinden bu konuyu ele alarak anlatmak bilhassa konunun daha iyi anlaşılabilmesi için yeterli bir örnek olacaktır.
Muhsin Bey (1987) Filminin Konusu
İstanbullu bir müzik organizatörü olan ve prensiplerine bağlı bir yaşam tarzını benimseyen Muhsin Kanadıkırık’ın yaşam ve gurur üzerine akılalmaz macerasını konu alan filmde, Ali Nazik isimli Urfalı bir gencin türkücü olma hayali Muhsin Bey ile kesişiyor. Muhsin Bey, Ali Nazik’i ilk başta başından savmaya çalışsa da daha sonraları ayrılmaz bir ikili haline geliyorlar.
Muhsin Bey’in baş düşmanı, kendisi de müzik organizatörü olan Şakir’in Muhsin’i bir iddiaya sürüklemesi neticesinde Muhsin Kanadıkırık bu iddiayı bir gurur meselesi haline getiriyor. Ali Nazik’in iyi bir türkücü olması için elinden geleni yapan Muhsin, yeri geliyor dolandırılıyor yeri geliyor, ahlaken etik olmayan işlere girişiyor. Nitekim verilen emekler, yapılan fedakarlıklar hep boşuna gider. Ancak Muhsin Bey değişen dünyanın değişmeyen adamı olarak ne bir kaybeden ne de bir kazanandır.
Muhsin Bey Filminin Karakteristik Özellikleri
Yavuz Turgul’un 1987’de düzenlenen Altın Portakal Ulusal Film Yarışması’nda En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazanan Muhsin Bey filmi de işte tam da bu Doğu-Batı ikilemini ve toplumsal dönüşüm sürecini yeri ve zamanında işlemiş, sosyokültürel tarihe ışık tutan bir sanat eseridir.
Yavuz Turgul’un hem senaryosunu yazıp hemde yönetmenliğini üstlendiği Muhsin Bey filminin yapımcılığını Yeşilçam sinemasının usta isimlerinden olan Abdurrahman Keskiner üstleniyor.
Oyuncu kadrosunda Şener Şen, Uğur Yücel, Sermin Hürmeriç, Osman Cavcı, Sönmez Yıkılmaz, Erdinç Üstün ve Doğu Erkan’ın yer aldığı filmin müziklerini Atilla Özdemiroğlu, görüntüyönetmenliğini ise Aytekin Çakmakçı yapıyor.
Muhsin Bey filminin yüksek çözünürlüklü versiyonunu yapmak üzere Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, filmin görüntü ve sesini yenileyerek yeniden piyasaya sürmüş olmasına rağmen film, orijinalinden 20 dakika eksik olması nedeniyle pek rağbet görmemiştir.
Yeşilçam furyasının 1980’li yıllarda yavaş yavaş yetkinliğini yitirmesiyle üslup arayışına giren arafta kalmış yönetmenlerin Türk sinemasına yeni bir soluk getirmek için çabaladığı dönemde Yavuz Turgul, Türk sinenmasındaki kahraman algısına farklı bir perspektiften bakarak sinemayı ideolojik bir aygıt olmaktan çıkarıp sanatsal bir yaratım haline getirmiştir. Bu özelliğiyle Muhsin Bey adlı film döneminin en iyi örneklerinden biridir, diyebiliriz. Özellikle Doğu-Batı ikilemini yeri ve zamanında işlediği için birçok sanat eleştirmeninden ve akademik şuradan olumlu dönütler alan Muhsin Bey filmi, Yavuz Turgul sinematografisinin belki de en etkili filmlerinin başında gelmesine rağmen günümüzde çokça bilinmez. Nitekim zamanın ruhunu yansıtan en nadide eserlerden biridir.
Yeşilçam’ın 1980 sonrası büyüsünü yitirmesi bu filmlerde genel temayı oluşturan erdemleri; dayanışma, masumiyet ve içtenlik anlatıları nostaljik bir tarihi simgeler. Yavuz Turgul sineması da işte bu tarihin taşıyıcısı konumundadır. Ve geçmişi eski bir dostmuş gibi kucaklar. Geçmişe ilişkin değerlerin karakterlerle harmanlandığı bir anlatı kurar. Bir ayrım gözetmeksizin değişim ve dönüşüm hezeyanlarını birbirine zıt karakterler üzerinde işler. Geçmiş ve yeni arasındaki çatışmaya tanıklık eder.