Silas Weir Mitchell, sadece döneminin fizyologları arasında değil aynı zamanda yazarları arasında da öne çıkmayı başaran tarihi bir figür olmuştur. Amerikan iç savaşı sırasında, vücutlarının bazı bölümlerini kaybeden askerlerle çalışmış ve sinir hastalıkları odaklı araştırmalar yürütmüştür. Psikopatolojiyi edebi eserlerindeki kurgusal karakterlerle başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Silas Weir Mitchell’in kim olduğu, ailesi ile olan yakın ilişkisi ve çalışma alanları bu yazımızın odak noktaları olacaktır.
Amerikan nörolog, Silas Weir Mitchell, okumayı seven ve ailesinin edebiyat düşkünlüğünü fazlasıyla benimseyen bir hekimdi. Amerika’da 1861 ve 1865 yılları arasında ortaya çıkan eyaletler arası savaşta görevli hekim olarak yer aldı. Meraklı kişiliği ve araştırmaya duyduğu yoğun ilgi sayesinde tıp literatürüne büyük oranda katkı sağladı.
İçerik Başlıkları
Silas Weir Mitchell Kimdir?
Silas Weir Mitchell 1829 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu eyaletlerinden biri olan Pensilvanya’nın Philadelphia bölgesinde doğmuştur. Weir Mitchell, John Kersley Mitchell ve Sarah Matilda Henry Mitchell’in dokuz çocuğundan üçüncüsü olarak dünyaya gelmiştir. Böylesine kalabalık bir ailede doğan Mitchell, ebeveynleri ve kardeşleri tarafından her zaman desteklenmiş ve sevilmiştir. Edebiyata ve okumaya düşkün bir ailenin çocuğu olarak Mitchell, evlerinin kütüphanesinde bulunan romanları ve öyküleri her daim okumaktan zevk almıştır. Her ne kadar şiir okumaktan hoşlanmadığını belirtse de 1846 yılında, daha 17 yaşındayken Bir Kutup Yıldızına Şiir (Verse to a Polar Star) adlı bir dörtlük yazmıştır.
Tıpkı Weir Mitchell gibi, babası John Kersley Mitchell de oldukça başarılı bir doktordur. Anna Robeson Brown 1929’da kaleme aldığı Weir Mitchell: Hayatı ve Mektuplar (Weir Mitchell : his life and letters) adlı eserinde, Mitchell’in babasını, her daim çalışmaya fırsat bulabilecek enerjiye sahip ve neşeli bir adam olarak tasvir etmektedir. Eserdeki bilgilere göre, Doktor John Kersley Mitchell, eşi Matilda’ya kıyasla oldukça sosyal ve hayattan zevk alan bir adamdır. Disiplinli olmasının yanı sıra böylesine hayata bağlı bir adam olması küçük Mitchell’i fazlasıyla etkilemiş ve hayatı boyunca babasının çalışmalarından büyük zevk almıştır.
Çocukluk Dönemi
Weir Mitchell oldukça uyumlu, öğrenmekten ve kardeşleri ile vakit geçirmekten büyük oranda zevk duyan bir çocukluk yaşamıştır. Annesi Sarah Matilda Henry Mitchell’in eşine gönderdiği mektupta, küçük Mitchell için öğretmeninin övgü dolu sözlerine şu şekilde yer vermiştir:
Öğretmeninin dediğine göre o (Weir Mitchell) şu ana kadar gördüğü en şefkatli ve en uyumlu çocuklardan biriymiş.
S. M. H. Mitchell’den J. K. Mitchell’e, Anna Robeson Brown Weir Mitchell: Hayatı ve Mektuplar
Kendine güvenerek yetiştirilen ve gayet başarılı olan Mitchell zamanla annesinin ve babasının mektuplaşmalarına da dahil olmuştur. Ailesine duyduğu bağlılık sebebiyle Mitchell, babasının seyahat ettiği dönemlerde çoğu zaman onun bir an önce eve dönmesini istemiştir. Bunun için annesi aracılığıyla mektuplarda babasına tatlı uyarılarda bile bulunmuştur. Annesi bir mektubunda bu anlara örnek olarak şu sözlere yer vermektedir:
Weir diyor ki… Eğer Pazartesi akşamı vereceğin ders için zamanında dönmezsen, kendini rahat hissedebilirmişsin çünkü… o senin yerine geçip tıpkı senin verdiğin gibi ders verebilirmiş!
S. M. H. Mitchell’den J. K. Mitchell’e, Anna Robeson Brown Weir Mitchell: Hayatı ve Mektuplar
Gençlik Yılları ve Eğitimi
Gençlik döneminde ise Mitchell çocukken olduğu kadar artık kendine güvenmemeye başlamıştır. Hatta bir lisans öğrencisiyken çalışmak yerine sık sık bilardo oynadığı söylenmektedir. Ancak birkaç yıl sonra Pensilvanya’dan ayrılarak babasının yanına gitmek zorunda kalmıştır. Kendisini iyi hissetmeyen babasına tıp pratiğinde yardım etmek için onun yanına yerleşmiştir. Bir süre sonra ise Philadelphia’da bulunan Thomas Jefferson Üniversitesi’ne kaydolmuş ve orada tıp okumaya başlamıştır. 1850 yılında eğitimini tamamlamış ve mezun olmuştur. Aynı zamanda babası J. Kersley Mitchell’e de çalışmalarında asistanlık yapmaya başlamıştır. Taşıdığı soyadının geleceğine dair yoğun kaygılar yaşayan Mitchell, mesleki kariyerinde başarı elde etmek için çok çaba sarf ettiğini ve babasını gururlandırmak istediğini sık sık annesine yazdığı mektuplarda dile getirmiştir.
Kız kardeşi Elizabeth Mitchell ile Avrupa’ya yaptığı kısa seyahatlerinde Claude Bernard ve Charles Robin’in laboratuvarlarını ziyaret etme fırsatı bulmuştur. Bu ziyaretleri esnasında tıp dünyasının bilimsel araştırmalara daha fazla ağırlık vermesi gerektiği düşüncesine kapılmıştır. 1858 yılında babasını kaybettikten sonra, mesleki kariyerinde kendini daha özgür hissetmeye başlamış ve merak ettiği şeyleri laboratuvar ortamında test etmeye başlamıştır.
Kariyeri ve Çalışma Alanları
Pratisyenlik yıllarında Mitchell, ofis saatlerinden sonra zamanının çoğunu laboratuvarda geçirmeye başlamış ve çıngıraklı yılan zehrini çeşitli hayvanlar üzerinde test etmiştir. Aynı zamanda ürik asidin oluşumunu, ilkel bir hayvan olan mersin balığı kanındaki kristalleşmeyi ve peyote kaktüsünde bulunan psikoaktif alkaloidlerin psikolojik ve fiziksel etkilerini araştırmıştır. Sinir sistemi rahatsızlıkları üzerine yoğunlaşmıştır. Sinir hasarından kaynaklı ortaya çıkan deride yoğun yanma hissine sebep olan kozalji adını verdiği ağrı sendromunu literatüre kazandırmıştır.
Profesör Henry Smith bana “yılan zehirleriyle uğraşman büyük saçmalık!” dedi ve Profesör Samuel Jackson laboratuvarda yaptığım her bir deneyin bana bir hasta kaybettirdiği konusunda beni uyardı. Hiç sanmıyorum.
Silas Weir Mitchell, Anna Robeson Brown Weir Mitchell: Hayatı ve Mektuplar
Weir Mitchell yaptığı araştırmalar ve bulgular sayesinde bilim dünyasından çeşitli isimlerle iletişim kurmayı başarmıştır. Zamanla genç, dominant ve güçlü bir bilim insanı aynı zamanda başarılı bir hekim olma yolunda ilerlemeye başlamıştır. Pratisyenliğine ve laboratuvar çalışmalarına ek olarak fizyoloji üzerine dersler vermiştir.
Mesleki anlamda kendine olan güvenini geri kazanan Mitchell, başarılı bir yazar olacağına dair de kendinden şüphe duymayı bırakmıştır. Ancak profesörleri Mitchell’i pratisyenliği bitene kadar herhangi bir eser yayınlamaması hakkında uyarmışlardır, bu durumun kariyeri açısından tehlikeli olabileceğini düşünmüşlerdir. Mitchell ise bir çıkış yolu bulmuş ve yazmaktan vazgeçmemiştir. Yazdığı eserleri anonim bir şekilde çeşitli dergilerde yayınlamıştır.
Savaş döneminde Mitchell kendisini cerrah olarak askeri listeye kaydettirmiştir ve kısa bir süre sonra Philadelphia’da Filbert Street Askeri Hastanesinde görev almaya başlamıştır. Yakın arkadaşı, William Hammond Eyalet Birliği genel cerrahı unvanını aldıktan sonra, Mitchell’i, Turner’s Lane Hastanesine göndermiştir. George Morehouse and William Keen’in yardımlarıyla birlikte savaş sırasında yaralanan askerlerle çalışma fırsatı bulmuştur. Omurilik sinir kökleri ve duyusal yollardaki hasarlar üzerine çalışmalar yürütmüştür. Çatışmalar esnasında aldıkları derin yaralar sonucu kollarını ya da bacaklarını kaybeden askerlerle yürüttüğü çalışmalar çeşitli bilimsel makalelerin önünü açmıştır.
Sanki tüm hayatı boyunca iç savaş dönemine hazırlanmış gibi hisseden Weir, savaş sonrasında da çalışmalarına devam etmiştir. Epilepsi ve ağrı üzerine çeşitli araştırmalar yapmış ve çevresi tarafından oldukça sevilen bir insan olarak hayatına devam etmiştir.
Marry Middleton Elwyn ile Evliliği
1856 yılında ise doktor Mitchell, Marry Middleton Elwyn ile tanışmış ve kısa süre içerisinde de aşık olmuştur. İkilinin birbirine duyduğu yoğun sevgi ve ilgi mektuplarla kendini göstermiş ve tanıştıktan bir süre sonra da evlenmişlerdir. Mesleğinin getirdiği yoğunluğun ve stresin yanı sıra, bu evlilikten Langdon Mitchell (Langdon Elwyn Mitchell) ve John Kearsley Mitchell adında iki oğlu olmuştur. Arkadaşlarını davet ettiği ve ailesiyle geçirdiği vakitler ise Amerika’da ortaya çıkan iç savaşın yarattığı büyük bir stres ile kesintiye uğramıştır.
Silas Weir Mitchell’in Ölümü
Weir Mitchell, 4 Ocak 1914 yılında ölmüştür. Son günlerinde ise Amerikan iç savaşı döneminden kalma hatıralarını sık sık hatırladığı ve uyurken sayıkladığı söylenmektedir. Mitchell’in ölümünden dokuz gün sonra eşi Marry Middleton Elwyn’de hayata gözlerini yummuştur. Yakın arkadaşları Mitchell’in ve Elwyn’in ölümüyle birlikte bir çağın kapandığını belirtmektedirler.
Silas Weir Mitchell babasından miras aldığı disiplinli çalışma ve bitmeyen öğrenme merakı sayesinde Amerika’nın en zorlu dönemlerinde başarılarıyla adından söz ettirdi. Sinir hastalıkları üzerinde yaptığı araştırmalar ve elde ettiği bulgular nörolojinin babası olarak anılmasını sağladı.
Tıbbi bilgileri, deneysel ortamlara taşıyarak bilimsel çalışmalara imza attı. Savaş dönemi uzuvlarını kaybeden askerlerle yaptığı muayeneler sonucu hayalet uzuv olarak adlandırdığı fenomeni derinlemesine araştırdı. Bu sayede fantom uzuv ağrısı üzerine yapılacak çalışmaların önünü açmış oldu. Sadece ailesi tarafından değil aynı zamanda Amerika tarihinde de sevilen bir kişi olmayı başardı.
Amerikan nörolog Silas Weir Mitchell’in hayatına ve çalışmalarına değindiğimiz bu içerik hoşunuza gittiyse, John B. Watson’un yürüttüğü sıradışı Küçük Albert deneyinden bahsettiğimiz Klasik Koşullanma: John Watson ve Küçük Albert Deneyi adlı yazımıza göz atmanızı öneririm.