2020 yılı insanlık için belki de tarihte kara bir leke olarak kalacaktır. Bunun sebebi, salgınlar, savaşlar ve ekonomik buhranların yanı sıra filmlerdir. Evet doğru duydunuz! 2020 yılının en kötü 10 filmine yer vereceğimiz listemizde bu filmlerin derinliklerinde bir yolculuğa çıkıyoruz. Maskeniz, patlamış mısırınız ve 3D gözlüğünüz hazır ise sosyal mesafeli listemize bir göz atalım.
İçerik Başlıkları
10. Artemis Fowl
Eoin Colfer‘ın 2001 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan filmde Colin Farrell, Josh Gad, Julie Dench gibi popüler oyuncular yer alsa da film 95 dakikalık bir zaman kaybı. 125 Milyon dolarlık hasılat yapması ise başka bir ironi. Disney’in marka marjı dolayısıyla overrated olan Artemis Fowl ilk başta Miramax film şirketinin bir projesi olarak duyurulmuştu. Ancak Disney’in 2013 yılında filmin tüm haklarını satın almasıyla stüdyo değiştirdi. Film için birçok yazar ve yönetmenin de sete dahil olmasıyla baş yönetmen Kenneth Branagh‘ın start vermesiyle film geliştirilmeye, Disney için uygun hale getirilmeye çalışıldı. 2018 yılında da çekimleri tamamlandı. 2020 yılındaki covid-19 pandemisi nedeniyle piyasaya sürülmesi iptal edilen Artemis Fowl bir süre sonra Disney Plus’ta kendine yer edindi.
Artemis Fowl’un Konusu: Zengin bir iş adamı olan Artemis Fowl I oğlu Artemis Fowl JR. ile birlikte İrlanda kıyısındaki mütevazi malikanesinde yaşamaktadır. Bir süre sonra dünyaca ünlü sanat eserlerinin çalınmasıyla zengin iş adamı Artemis Fowl I zan altına girer. Ancak kısa sürede ortadan kaybolur. Babası kaybolan küçük Artemis üstün zekalı bir çocuktur. Ve ne hikmetse leb demeden leblebiyi anlar. Anında olaya ısınır. Gördükleri karşısında soğukkanlılığını kaybetmez. Babasının özel koruması olan Domovoi “Dom” Butler ile olayları çözmeye çalışır. Gizemli bir kişi Artemis’e Aculos adlı sihirli bir nesne karşılığında babasını özgürlüğüne kavuşturacağını söyler. Artemis, babasını kurtarmak için bu nesneyi aramaya koyulur. Ancak yer altında yaşayan peri halkının da bu nesneyi ele geçirme niyeti vardır. LEPrecon takım kaptanı Holly Short bu esnada dünya yüzeyinde bir trolü etkisizleştirmek için bulunmaktadır. Babası peri halkınca dışlanmış hain ilan edilmiştir. Bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünen Holly hazır gelmişken Tara Tepesi’ne uğrar. Bu sırada Artemis’in emriyle Dom tepede pusuya yatmış peri beklemektedir. Holly’i gafil avlayan Dom kızı malikaneye götürür. Buradaki amaç Holly’i sorguya çekerek Artemisin babasını bulabilecekleri ipuçlarını keşfetmektir. Bir süre sonra malikaneyi ablukaya alan periler ortalığı duman ederler ve olaylar gelişir… Alternatif olarak The Spiderwick Chronicles filmi izlenebilir.
Artemis Fowl İzleyebileceğiniz Platformlar
9. The Grudge
Japon ünlü korku-gerilim film serisi Ju-On’un Amerikan sinemasına reboot edilmiş dördüncü filmi olan The Grudge 2020 yılının en vasat filmlerinden birisi seçildi. 49 Milyon doların üzerinde hasılat yapmasına rağmen eleştirmenler tarafından olumsuz tepkiler aldı. Beyaz perdede daha ilklerini oynayan Nicolas Pesce tarafından yönetilen The Grudge, 2002 yılının unutulmaz klasiklerinden Spider-man’in yönetmeni Sam Raimi’nin yapımcılığında temel bir türün kısır bir güncellemesi olarak kaldı. Takashi Shimizu‘nun orijinal film serisine bir adım bile yaklaşamayan filmin konusu ise şöyle:
2004 yılında Fiona Landers yatılı olarak hemşirelik yaptığı Tokyo’da karşılaştığı doğaüstü bir olay yüzünden Amerika’ya, kendi yurduna dönmeye karar verir. Fiona kaldığı evde doğaüstü bir varlığın lanetine maruz kalır. Bu lanet Kayako Saeki’nin lanetidir. Fiona, eşi ve kızının yanına döndüğünde Kayako, Fiona’nın bedenini ele geçirerek kızını ve eşini gözleri önünde öldürmesine sebep olur. Fiona bu cinayetler sonucu vicdan azabı çeker ve kendi hayatına son verir. Bu olaylar sonucunda FBI’dan dedektif Goodman ve Wilson cinayetleri araştırmak üzere olayın gerçekleştiği eve giderler ancak bu seferde Fiona’nın hayaleti musallat olur. Wilson histerik olarak psikolojik bunalıma girer ve intihara kalkışır. Ancak Goodman bunu engeller. Bu cinayetlerin üstün körü işlenmiş sıradan cinayetler olmadığına karar veren dedektifler karşılaştıkları doğaüstü varlıklar neticesinde davaya bakmayı reddeder.
The Grudge İzleyebileceğiniz Platformlar
8. Like A Boss
Cedar Rapids’ten sonra çıtayı iyice düşüren Miguel Arteta, Like A Boss ile istikrarını koruyor. Başrollerinde Tiffany Haddish, Rose Byrne ve Salma Hayek’in yer aldığı filmde belki de tek eğlenceli karakter Pose dizisinden de tanıdığımız Billy Porter. Filme renk katmış adeta. Mizah unsurları ise aceleye getirilmiş, bir gün öncesinden yazılıp ertesi gün çekilmiş gibi. Eğer sadece zaman geçirmek için izlemelik bir film arıyorsanız Like A Boss işinizi görür. Basmakalıp sinematografisi ve senaryosu günümüz youtuber filmlerini aratmıyor. Paramount ise bu durumu anlamış olacak ki film takviminin en çorak tarihinde piyasaya sürdü. Yine de Artemis Fowl kadar sıkıcı değil. jenerik kısımları dahil 83 dakikalık bir film.
Like A Boss Konusu: İki arkadaş olan Mia Carter ve Mell Paige, Mia&Mell adlı bir kozmetik şirketi kurarlar. Ancak işler istedikleri gibi gitmeyince büyük bir borca girerler. Bu borçla baş edemeyen ikili projelerine yatırımcı aramaya koyulurlar. Bir kozmetik imparatoru olan vicdansız hayırsever Claire Luna’ya teklif götürürler. Claire teklifi kabul eder Mia ve Mell’in projelerini destekler ancak şirketi de kendi istediği gibi yönetir. Bir süre sonra işten çıkarmalara başlayan Claire, Mia ve Mell’in projelerini haksız olarak çalarak şirketi batırır.
Like A Boss İzleyebileceğiniz Platformlar
7. Dolittle
Belki de listenin en hayret verici filmlerinden birisi Dolittle. Oyuncu kadrosuyla büyüleyici bir prodüksiyona imza atan ve sinematografisiyle adeta gişenin tozunu attıran Dolittle neden başarılı olamadı? Bu sorunun cevabı aslında tahmin edilebilir. Vasat grafikleriyle izleyicinin içini kemiren Dolittle, Matthew McConaughey’li Syriana ve Gold filmiyle yükselen Stephen Gaghan’ın ani düşüşünden payını almış bir yapım. Ayrıca Robert Downey Jr. en kötü performansını sergilediği filmde Johnny Depp vari bir Marvel karakterine benziyor. Nitekim bütçesini dahi zar zor toparlayan film bazı yandaş medya eleştirmenlerinin overrated övgüleriyle yüceltildi. Tabi Imdb’de 6 barajını bile geçemeyen Dolittle’ın pazarlama taktiği kısa vadede işe yaramış olsa bile geri tepti.
Dolittle Konusu: John Dolittle üstün yetenekleri olan bir Zoolog’dur. Hayvanlarla dolu malikanesinde inzivaya çekilen ve kimseyle görüşmeyen Dolittle bir gün kraliçenin yaverinin malikaneye gelmesiyle kabuğundan çıkar. İngiltere kraliçesinin ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenen Dolittle tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Amacı gizemli bir adaya gidip kraliçenin hastalığına çare olacak bir ilaç bulmaktır.
Dolittle İzleyebileceğiniz Platformlar
6. Fantasy Island
Kick Ass ve Never Back Down filmlerinin yönetmeni Jeff Wadlow’dan ısmarlama bir film daha. Blumhouse’un yaratıcı ürkünç dünyasından standardın altında bir yapım. Pretty Little Liars ile yıldızı parlayan Lucy Hale’in başrolünde yer aldığı; Michael Pena, Michael Rooker ve Portia Doubleday ile zengin bir oyuncu kadrosuna sahip olan Fantasy Island yarı pişkin fikirlerin bir karmaşası. Mizah unsurlarının yanlış kullanımı, mantıksal hataların yanı sıra abartı sahnelerin beyin yakan vasatlığı ile neredeyse B film kategorisinde yer alabilirmiş.
Fantasy Island Konusu: Bir grup insan özel bir tatil için tasarlanmış olan Hayal Adası’na gider. Bu adayı finanse eden gizemli bir kişilik olan Bay Roarke adaya gelen ziyaretçilere en derin hayallerini gerçekleştirme vaadinde bulunur. Bu adada her şey mümkündür. Ziyaretçiler adanın eğlenceli dünyasının tadını çıkartırken bir süre sonra korkunç olaylara tanık olmaya başlayan ziyaretçiler kendilerini bir hayatta kalma mücadelesi içinde bulurlar.
Fantasy Island İzleyebileceğiniz Platformlar
5. Brahms: The Boy II
Brahms: The Boy 2 filmi selefinden daha kötü olmayı başaran kötünün de kötüsü bir korku filmi. William Brent Bell’in yönetmenliğini yaptığı Brahms: The Boy 2 ilk filmden bağımsız bir prequel. Ancak ikinci sınıf bir film. Korku desen korku değil, komedi desen o da değil. Trajikomik, acayip bir şey. 2020 Yılının En Kötü 10 Filmi listemizin belki de en acayip şeyi.
Brahms: The Boy II İzleyebileceğiniz Platformlar
4. The Last Days Of American Crime
Greg Tocchini’nin aynı isimli grafik romanına dayanan filmi Taken 3 ve Transporter 3 filmleriyle tanınan Olivier Megaton yönetiyor. Rotten Tomatoes’tan %0 reyting almasıyla bilinen aksiyon gerilim filmi olan ve temelsiz bir önermeye sahip olan The Last Days Of American Crime, Michael Pitt’in acayip ötesi performansıyla izleyici yoran karakteri bir yana zombie gibi bir o yana bir bu yana giden olay örgüsü ile aksiyon arayanları hayal kırıklığına uğratan boş beleş bir aksiyon filmi.
The Last Days Of American Crime İzleyebileceğiniz Platformlar
3. Songbird
2019 yılından bu yana süren Covid 19 pandemisi insanlığa hayatı zindan ederken bir kısım içinde çirkin bir fırsat kapısı haline gelmiş! Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan ve seferberlik ilan ettiren virüs, ekonomik krizlerin yanı sıra insan psikolojisini de olumsuz yönde etkileyerek histerik bir bunalım yaratıyor. Bunlar yetmezmiş gibi daha virüsün çaresi bulunmamışken sağlık kitapları, medya içerikleri, saçma sapan kara mizah unsurları ortaya çıkaran primcilerle karşılaştığımız bu hassas dönemin üstüne birde MacGyver tipli, fırsatçı Michael Bay’in Songbird filmi piyasaya sürüldü. Zaten ortalık karışık! Birde insanların duygusal hüsranlarını eğlence unsuru haline getiren, insanı umutsuzluğa sürükleyen bu filmi kınıyoruz.
Songbird İzleyebileceğiniz Platformlar
2. The Wrong Missy
Lauren Lapkus‘un olağanüstü şekilde yerle yeksan edildiği vasat bir komedi filmi The Wrong Missy. 2020 yılının en kötü 10 filmi listemizde en güzel köşeyi hak ettin(!) Adam Sandler’ın yapımcılığını üstlendiği ve ikinci sınıf bir yönetmen olan Tyler Spindel’ın yönetmenliğini yaptığı ısmarlama Netflix filmi olan The Wrong Missy trajikomik ve son derece rahatsız edici. Lauren Lapkus’un varlığı film için adeta bir velinimet olsa da tamamen iğrenç bir performans sergiliyor.
The Wrong Missy İzleyebileceğiniz Platformlar
1. Feride
Boş beleş ısmarlama filmleriyle tanıdığımız Ali Yorgancıoğlu’nun Zeynep Çamcı ile birlikte yazıp yönettiği Feride listemizin en kötü filmi. 2020 yılının Ocak ayında piyasaya sürülen film oyuncuların şımarık abartı tiplemeleriyle adeta yerin dibine girip çıkmış. O denli ki Zeynep Çamcı’nın zoraki oyunculuğu filmin ilk 15 dakikasından sonra iyice çığırından çıkıyor ve izleyiciye dehşet dolu dakikalar yaşatıyor. Dayanılmaz derecede amatör oyunculuklar, uyumsuz renkler, merdiven altı filmcilik, ne idüğü belirsiz senaryo. Dolaylı yoldan sanata ve sanatçıya hakaret etmişler sanki(?) Feride dışında birde Şahan Gökbakar’ın yönetmenliğini yaptığı Zengo var. O da ayrı konu! Her iki filmde birbirini zeka olarak tamamlıyor. Zaman geçirmek için bile izlememeniz gereken filmler bunlar. 95 dakikanızı heba etmeyin.