Stranger Things 4. sezon konusu ve dizi incelemesine yer verdiğimiz inceleme yazımızda, Netflix yapımı Tuhaf Şeyler dizisinin 4 ve 5. sezonu hakkında özel ayrıntılara, dizinin detaylı yorumuna, Stranger Things 4. sezon fragmanı ile spoilersız özetine yer verdik.
Fenomen diziler daima izleyiciyi şaşırtan ve ardında müthiş bir zeka barındıran hikayelerden çıkar.
2016 yılında Netflix’te 8 bölüm olarak yayınlanan Stranger Things (Tuhaf Şeyler) geniş çaplı bir izleyici kitlesine sahip olmayan standart bir diziydi.
Kadrosunda ise yüksek profilli olarak sınıflandırılacak sadece Winona Ryder ve Mathew Modine yer alıyordu. Dizinin yaratıcıları Matt ve Ross Duffer ise 2015 senesinde Hidden adlı ortalama bir korku filmi yapmış, ömrü kısa süren bilim kurgu gizem dizisi Wayward Pines’ın birkaç bölümünün senaryosunu yazmıştı.
Açıkçası pek tanınmıyorlardı.
Dolayısıyla Stranger Things’in overrated olması için hiçbir neden yoktu. Yine de Netflix aboneleri bu diziyi bir şekilde benimsedi. Çünkü o sırada insanların ihtiyaç duyabileceği bir şey sunuyorlardı.
Bir kaçış!
80’li yıllar, atari oyunları, sinemada gişe rekortmeni kült filmler izlemek ve Dungeons&Dragons oynamak gibi o dönemin ruhunu yansıtan her şey vardı.
Hatta Y ve Z kuşağı arasında güçlü bir bağ kurdu. Duffer kardeşler 80’li yılların çekiciliğini adeta günümüze taşıdı ve dönemler arası bir portal inşa etti.
Tabi dizinin çekiciliği sadece bu saydıklarımızdan ibaret değil. Günümüz izleyicisi artık kabak tadı vermeye başlayan içi boş Hollywood yapımlarından sıkıldı.
Her nasılsa, yıllardan beri hep aynı kalıp üzerine inşa edilen ve seyirciyi enayi yerine koyan içerikler ve yeniden çevrimler izleyiciyle duygusal bir bağ kurmak yerine sadece eyleme odaklandı.
Bu nedenle sadece özel efektlerden ve pahalı sahnelerden oluşan dizilerin (Preacher, Dirk Gently, Shannara, OA, Westworld) piyasaya sürüldüğü 2016 senesinde, Stranger Things birçok diziyi halının altına süpürmeye başlamıştı bile.
Nitekim birçok prestijli film yapımcısının anlamadığı şey E.T, Gremlins ve The Goonies gibi 80’lerin kült klasiklerini VCR’da başa sarıp sarıp izleyen kitlenin, alt metni olmayan içi boşaltılmış aksiyon içeriklerini sevmediğidir.
Müteakiben, Stranger Things’in o başarısı, izleyiciyle duygusal bağlantıyı kurabilmesinden ileri geliyor. Nitekim 80’lerin gişe rekorları kıran korku ve bilim kurgu filmlerinden ilham alan Stranger Things bu bağı nasıl kuracağını çok iyi biliyordu.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Spielbergvari yıldızlı bir sahneyle açılıp Stephen King romanında tasvir edilecek cinsten bir sahneyle devam eden Stranger Things 1. sezon 1. bölüm, adeta John Carpenter ile son buluyordu.
Stranger Things’in ardındaki yaratıcı ekip daha ilk sezondan Alien serisine, John Hughes’un gençlik komedilerine, Ghostbusters’a, Fast Times at Ridgemont High’a, X-Men çizgi romanlarına, Brian De Palma’nın The Fury’sine ve daha fazlasına göz kırptı.
Ayrıca tabloyu D&D, Eggo Waffle, Radioshack, AVM, paten pisti ve Dragon’s Lair ile bolca süslediler. Neredeyse o dönemi yansıtacak her türlü aracı kullandılar.
Ryder ve Modine’in yanı sıra 2. sezonda ortaya çıkan Sean Astin ve Paul Reiser ile 3. sezona konuk olan Cary Elwes; oyuncuların 80’ler ve 90’lardaki parlak zamanlarını çağrıştırıp harika bir atmosfer yarattı.
Ayrıca David Harbour’un Jim Hooper karakterinin dizideki performansı ünlü oyuncuya mükemmel bir şöhret kazandırdı. Buna ek olarak Harbour’un duygusal çıkışı, dizideki diğer yetişkin oyuncuların da gidişatını belirledi.
Sonuç olarak Stranger Things, insanları günlük yaşamın sorunlarından uzaklaştırıp farklı bir döneme kapak attıran atmosferiyle gönüllerde taht kurmayı başaran nadir, yakın dönem dizilerinden biri haline geldi.
Stranger Things 4. Sezon Konusu
Diğer Stranger Things sezonlarında olduğu gibi 4. sezonda da olay örgüsü insan dünyasına paralel olarak var olan alternatif boyut The Upside Down’da (Baş aşağı dünya) geçiyor.
Bir türlü kapanmak bilmeyen geçit, Eleven ve arkadaşları tarafından yeniden keşfediliyor ve şimdiye kadar ki en zorlu rakiple karşılaşmalarına neden oluyor.
Bir önceki sezonda Hopper Sovyet Rusya’da kızıllar tarafından alıkonulmuştu. Bu vaziyeti onu zor bir duruma sokmuştu. 4. sezonun ilk bölümünde Joyce’a Rusya’dan gizemli bir paket geldi ve paketin içerisinden çatlamış porselenden bir bebek çıktı.
Durumdan şüphelenen Joyce birkaç tahminden sonra Murray’i aradı ve paket üzerine çeşitli teoriler oluşturdular.
Bu arada Hawkins’te faili meçhul cinayetler gerçekleşmeye başladı ve 3 kişi satanik şekillerde ölü bulundu. Cinayetler araştırılırken tüm oklar Dustin, Lucas ve Mike’ın üyesi olduğu D&D kulübü Hellfire’s Club’ı gösteriyordu.
Bu arada Will ve ailesi Eleven ile birlikte California’nın Lenora Hills kasabasında yeni bir sayfa açmışlardı ki aksilikler Eleven’ın peşini bırakmadı. Eleven bir şekilde alıkonularak tutuklandı.
Hawkins’te ise işler çığırından çıkmaya başlamıştı. Hellfire’s Club kurucusu Eddie Munson faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutuluyordu.
Steve, Robin, Nancy, Dustin, Lucas ve Max Eddie’nin suçsuz olduğunu düşünüp olaylar çözülene kadar onu saklamaya karar verdiler.
Bir süre sonra The Upside Down’dan Vecna adını verdikleri yeni bir yaratık peydah oldu. Ekip bu yaratığı yok etmek ve dünyanın kaderini değiştirmek için akıllara zarar bir maceraya atıldı.
Akabinde Joyce Rusya’dan gelen paketin 8 ay önce öldüğüne inandığı Hopper’dan olduğunu öğrenip Murray ile birlikte Alaska’ya doğru bir yolculuğa çıktı.
Eleven ise güçlerini yeniden kazanmak için Nevada’daki gizli bir araştırma tesisinde Dr. Martin Brenner ile bir araya geldi.
Stranger Things 4. Sezon İncelemesi
Emmy ödüllü yönetmenler Matt ve Ross Duffer, 4. sezonu şakayla karışık olarak “Bu sezon Game of Thrones sezonumuz!” diye açıklamıştı.
Önceki sezonlarında Jaws, Close Encounters of the Third Kind ve Harry Potter gibi ikonik filmlerden referanslar taşıyan fenomen dizi, 4. sezonu 13 saatlik bir başyapıt olarak 2 cilt halinde yayınladı.
Beklentiyi yeterince karşılayan sezon, duygusal açıdan da oldukça güçlü imgelere sahipti.
Ardından Robert Englund’un kadroya kilit bir karakter olarak dahil olması Stranger Things’î daha dinamik bir havaya soktu.
Geçmiş sezonlardan ders alan yaratıcı ekip, kendini tekrar etmek yerine güçlü bir içerikle seyirci karşısına çıktı.
Robert Englund’un ikonik karakterinden etkilenen dizi, adeta Vecna’yı neo bir Freddy Krueger’a benzetti.
Her sezonda olduğu gibi karakter gelişimini ön plana çıkaran dizi nam-ı diğer Papa’yı bile boş geçmiyor. En nefret edilen karakterlerden biri haline gelen Martin Brenner bir an da iyilik meleği kesiliyor. Tabi tüm bu detaylar bir duygu seline kapılmak için Netflix karşısına geçtiğinizde çözümlenecek.
Ayrıca yaratıcı ekip, genç yıldızların yeteneklerini geliştirmelerini sağlamak istedi. Bu nedenle oldukça uzun bir sezona imza attılar. Shawn Levy bu konu hakkında şöyle diyor:
Matt de aynı fikirde: “En zorlu şey, tüm oyunculara parlama şansı verdiğimizden emin olmak. Bu sezonun bu kadar uzun olmasının nedenlerinden biri de bu; her karakterin bir yolculuğu olduğundan emin olmak istedik.
Ancak yine de mutlu bir sona bağlanmayan dizi kaosun dozajını daha da artırdığı yeni bir sezonun habercisi kıvamına geldi.
Hawkins adeta cehenneme teslim oldu. Zira bu sezon finali diğer sezon finallerinden farklı olarak mutlu bir sonla bitmedi. Bu da 5. sezonun tatmin edici bir sona bağlanacağı yönündeki iddiaları güçlendirdi.
Zaten bu konuda Shawn Levy’nin bir açıklaması var:
Her şeyi beşte bitireceğiz çünkü Duffer’ların, kendilerinin ve dünyanın çok fazla yatırım yaptığı tüm bu karakterler için adaleti yerine getirme konusunda kendilerine güvendikleri yer burası.
Yeni sezonun çekileceği kesinleşmiş olsa da ileride herhangi bir engel çıkmadığı takdirde en erken 2023 yılında Netflix’e 5. sezonuyla geri dönecek olan Stranger Things dizisi her şeyin bir sonuca bağlandığı ancak birçok fedakarlığın yapılabileceği bir final olabilir.