1951 yılında Fransa’nın Pont Saint Esprit kasabasında uzun yıllar anlamlandırılamayan bir gıda zehirlenmesi yaşandı ve tek sorumlu tutulan şey ekmekti. Bu yazımızda lanetlenen ekmeğin hikayesini ve perde arkasında yatan gerçekleri inceleyeceğiz.
İçerik Başlıkları
Lanetli Ekmek Olayı Nedir?
Fransa’nın Pont Saint Esprit bölgesinde olayın yaşandığı tarihte sadece 300 kişi yaşıyordu, başka da kimse yoktu. 15 Ağustos 1951 tarihine kadar her şey normaldi, fakat bu tarihte akıl almayacak bazı şeyler yaşandı. Köylüler bir sabah kalktıktan sonra tuhaf hareketlerde bulunmaya başladılar. Kendilerinin kontrolünde değildi ve hareketlerine kendileri de anlam veremiyordu. Birbirlerine sebep olmaksızın saldırıyorlar, bazıları karnında yılanların gezdiğini söylüyor, bazıları da kendi kanının hayvanlar tarafından içildiğinden bahsediyordu. Hatta olayların yaşandığı zamanlarda küçük bir çocuk babaannesini bıçaklayarak öldürmüştü.
Olayın ardından o dönemde köyde daha iyi durumda olanlar diğer köylere haber verdiler ve uzmanlar köye yönlendirildi. Bütün köyü bu hale getiren olayın ne olduğu araştırılmaya başlandı. Araştırma devam ederken 50 kişide reaksiyonlar çok ileri düzeyde olduğu saptandı ve akıl hastanesine kapatıldı. Akıl hastanesindeki hastalardan biri kendisinin uçak olduğunu, uçabildiğini söylüyordu, diğer hastalar ona inanmıyor ve kanıtlamasını istiyordu. Hasta uçak olduğunu kanıtlamak için pencereden atladı ve hayatını kaybetti. Bazıları pencereden atlayan hasta gibi ağır durumdaydı bazıları ise doğal gibi görünen hastalıklar geçiriyordu ve tedavisi olan hastalıklarda bile ölebiliyorlardı. Bu durum olayın gizemini daha da artırıyordu. Bir yandan araştırmalar devam ediyor bir yandan da tedaviler devam ediyordu. Karnında yılan olan hastaya böyle bir şey olmadığı tamamen hayal ürünü olduğu anlatılmaya çalışılıyordu. Araştırmalara köy halkının içme suları ve yeme içme alışkanlıklarına ağırlık verildi.

Olayın gerçekleştiği dönem Fransız halkı için kıtlık dönemiydi ve yiyeceğe erişim oldukça zordu. Temel gıda ürünü ekmeğe erişim bile neredeyse zordu. Zaten köyde bir tane fırın vardı ve köydeki herkes her gün bu ekmekten yiyordu. Ekmekler laboratuvarlara gönderildi, çıkan sonuç gerçekten çok şaşırtıcıydı. Ekmeklerde ergot mantarı (Çavdar Mahmuzu) vardı, bu mantarın en büyük özelliği en güçlü halüsinasyonlara neden olabiliyordu. Halüsinasyona neden olan ekmeklerden sadece insanlar değil hayvanlar da etkileniyordu. Ekmekleri yiyen köpekler taşları yemeye çalışırken dişlerini kırmış, ördekler penguen gibi yürümeye başlamış ve tavuklar sincap gibi ağaçlara tırmanmaya çalışıyorlardı. Bu olayın tek sorumlusu fırıncı Roch Briand gösterildi ve derhal tutuklanıp sorguya başlandı. Yaşananlardan sonra uzun yıllar bu olay hakkında “lanetli ekmek olayı” diye bahsedildi ve tekrarı olmaması için birçok önlem alındı.
Ekmeğin Lanetlenme Nedeni: Ergot Mantarı
Ergot mantarı, koyu mor renkli ve çavdar, buğday ve arpa gibi tahıllarda parazit olarak yaşayan bir mantar türüdür. Boyu oldukça kısa birkaç santim uzunluğundadır. Çavdar mahmuzu olarak da bilinir. Çavdar mahmuzu hastalığına neden olur ki bu hastalık bir zehirlenme türüdür. Bu hastalığa halk arasında “şeytan laneti” de denir. Ergot mantarı tüketildiğinde en hafif yoğun kas krampları, şiddetli halüsinasyon ve uzun süreli kusmalar yaşanır. Genellikle sanrı adı verilen psikiyatrik belirtilere neden olur, bu klinik durum akut beyin yetmezliği olarak da bilinir. Kişide bilinç bulanıklığıyla kendini gösterir, erken müdahale edilmediği takdirde kişide demans meydana gelir ve hayatı riske girer.

Fransa’da yaşanan bu ilginç olayda tüm işaretler çavdar ekmeğinde yoğunlaşmıştı. Çavdar bitki halindeyken ergot mantarı oluşmuş ve bu dikkatsizlikle ya da o zamanki yaşanan kıtlığın etkisiyle göz ardı edilip un haline getirilmiş ve fırına gönderilmiş olabilir. Peki mantar, fırının yüksek ısısıyla halüsinojen etkisini kaybetmez miydi? Ya da ergot mantarı un haline getirildiğinde, ekmek yapmak için çeşitli maddeler konulduğunda etkileşime girip etkisi azalmaz mıydı? Bütün bu sorular maalesef soru olarak kaldı çünkü o dönemdeki bilim bunlara cevap verebilecek yeterlilikte değildi.
Lanetli Ekmek Olayı Üzerine Görüşler
Olay yaşandıktan bir süre sonra bilim insanlarının “Zehirlenmenin Çıkışı” adlı yazısına göre; olayın sebebi olan ekmeğin hammaddesi çavdarda ergot mantarı bulunuyordu ve bu mantarın kontamine olmasıyla halüsinatif reaksiyonlar meydana geldi. Ancak bu iddia kesin olarak ispatlanamadı ve başka fikirler ortaya atıldı. Başka bir iddiaya göre; çavdarda ergot mantarı yoktu, olayın sorumlusu sudaki cıva maddesiydi.

Başka bir iddiaya göre; ne çavdarda mantar vardı ne de suda cıva, olayın tek sorumlusu CIA (Central Intelligence Agency)‘ydı. Çünkü CIA o dönemde beyin yönetimi üzerine bir deney yapıyordu, deneyin etkili sonuç vermesi için insanlar üzerinde denenmeliydi ve köydeki ekmeklere bilerek yüksek doz halüsinojen madde olan LSD eklendiği düşünüldü. O yıllarda LSD maddesini Avrupa genelinde sadece bir şirket kullanabiliyordu ve bu şirketin CIA ile ortak olduğu biliniyordu. En ilginci ise bu şirket olayın gerçekleştiği köye 100 km uzaklıktaydı ve Fransız hükümetinden bu deney için köy halkının kobay olarak kullanılacağı izni alınmıştı. Fırıncı sorgulandığında bu durumla ilgili bilgisi olmadığını söyledi.
Yaşananlardan Sonra Köy Halkına Ne Oldu?
Sanrılardan kurtulamayan çoğu insan çeşitli nedenlerle hayatlarına son verdi. Sağ kalan köylüler uzun yıllar psikolojik destek aldı. Onca tedaviye rağmen halkın büyük kısmında ağır psikolojik hasar kaldı ve bugünün verilerine göre bu olayı yaşayanlardan bir avuç insan kaldığı iddia ediliyor. Bu insanların kimlikleri o günden beri gizli tutuluyor ve araştırma yapmak isteyen bilim insanlarına kesinlikle izin verilmiyor. Fransız hükümetinin hiçbir yetkilisi bu konu üzerine açıklama yapmadı ve şuan bile yerel yönetim yetkilileri bu konu üzerine yorum yapmıyor. Bu da hükümetin CIA ile işbirliği yaptığı düşüncesini akıllara getiriyor.
Sonuç olarak; tarih trajik olaylarla dolu, bu olayların biri de lanetli ekmek olayı. Acımasızca insanların hayatına engel olunması, uzun yıllar psikolojik hasarlara neden olabilecek travmaların sebebi olmak ve masum insanların kobay olarak kullanılması düşüncesi insanlığımızı sorgulatmalı.
Eğer tarihteki ilginç olaylara ve bazı insanların çeşitli yollarla insanlar üzerinde deney yaptığı yazılara ilginiz varsa sitemizde yer alan “Teorilerle 1518 Strazburg Dans Vebasının Nedenleri” adlı yazıya da göz atabilirsiniz.