Anlatıbilim ya da naratoloji hakkında bilinmesi gerekenler, bir yapısalcılık yöntemi olan anlatıbilimin tanımı, amacı ve ek olarak Gérard Genette’in anlatıbilim terimleri ile Genette tipolojilerinin sınıflandırma kriterlerine yer veriyoruz.
Bir anlatım metodolojisi aracı olan Anlatıbilim (Narratology), bir anlatma biçimi olan anlatıyı sistematik olarak analiz ederek nasıl anlatıldığını inceleyen ve tekniği ortaya çıkarmaya çalışan yapısalcı bir yaklaşımdır.

Anlatıbilimin bu özellikleri neticesinde ortaya çıktığı dönemden günümüze kadar kendi hikayelerini anlatma usulleri hakkında bir dizi tercih yapmak zorunda olan yazarların ilgi ve dikkatini yönetmiş ve ayrıca edebiyat eleştirmenlerinin de epey dikkatini çekmiştir.
Ek olarak ABD’li eleştirmen Wayne Booth’un Kurgunun Retoriği (The Rhetoric of Fiction) adlı eseri bu konuda oldukça faydalı bilgiler sunmaktadır.
Anlatıbilim başka bir deyişle naratolojiye değinmeden önce anlatıbilimin özü olan “Anlatı Nedir?” sorusunun cevabına değinelim.
İçerik Başlıkları
Anlatı Nedir?
Anlatı, bir hikaye anlatan -metin dahil- her şeyi kapsayan bir anlatma biçimidir. Dolayısıyla yazın sanatı, sinema ve resim de birer anlatıdır. Zira bir anlatının illa ki edebi olması gerekmemektedir.
Kurgusal ya da kurgusal olmayan, sözlü ya da sözsüz bir hikaye anlatan, bir olay örgüsü kuran her şey anlatı kapsamına girer.
Bir Anlatı Teorisi Olarak Anlatıbilim Nedir?
“Anlatıbilim nedir?” sorusunun cevabı oldukça çeşitli ve kapsamlı olabilir. Öyle ki, sorunun geçerli tek bir tanımı yoktur. Yine de bir tanımlama yapmak gerekirse; Anlatıbilim, anlatının tasvirini ve işlevini inceleyen, metodolojisini çözümleyen bir bilim dalıdır, diyebiliriz.
Ancak tanım yeterli olmadıysa biz bunun yerine anlatıbilimin amaçlarına, biçimine ve işleyişine odaklanabiliriz. Böylece çetrefilli teorinin detayları hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabiliriz.

Anlatıbilimin teorik olarak ortaya çıkışı Aristotales’in Poetika adlı eserine kadar dayanmaktadır. Ancak modern olarak edebiyat sahnesinde yer alması Vladimir Propp’un Rus halk hikayelerini incelemesine ve anlatı yöntembiliminin kurucusu Gérard Genette’in Anlatısal Söylem (Narrative Discourse: An Essay on Method) adlı yapısalcı çalışması sayesindedir.
Yapısalcı argümana kıyasla anlatıbilimin ideolojik olarak itici bir gücü yoktur. Bu nedenle metodolojik bir araç olarak, oldukça farklı çeşitli yaklaşımlara açıktır.
Daha çok retorik ya da üslupbilim gibi çalışır: anlatıbilimsel analiz, bir sömürgeci, sömürgecilik karşıtı ya da post-sömürgeciliği anlatan bir manifestonun analizi için eşit derecede verimli olabilir; Her üç metinde de (retorik veya üslup özellikleri gibi) kullanılan anlatı araçları aynı olma eğiliminde olacaktır.
Anlatıbilimin Amacı Nedir?
Hikayelerin nasıl anlatıldıklarına yönelik yapısalcı yaklaşımların ayırt edici özelliği sistematik oluşları ve hikayeleri (ve dolayısıyla anlamı) mümkün kılan altta yatan yapılara odaklanmalarıdır.

Anlatıbilimin nihai amacı, hikayelerin anlatılabilir oldukları yordamları kuşatacak ve anlam üretimini mümkün kıldığı söylenebilecek bir anlatı tipolojisi keşfetmektir.
Bu tipoloji Genette’in anlatıbilimi metinlere bakma biçimimize odaklanmakta ve bunun doğrultusunu değiştirmektedir.
Ayrıca bu tipoloji ana hikayenin alt hikayelerin içine gömülü olma usullerinin haritasını çıkarmakta ve Marcel Proust’un Kayıp Zamanın İzinde adlı eseri gibi karmaşık metinlerin yorumlanmasında bir hayli yardımcı olmaktadır.
Genette Tipolojisinde Anlatıbilim Terimleri Nelerdir?
Genette, bir anlatı yapısını tanımlamak için hiyerarşik olarak düzenlenmiş terimler oluşturmuştur. Terimler, Zaman, Süre, Ses ve Anlatı düzeyi olarak dört geniş kategorinin alt kategorileri olarak düzenlenmiştir.
- Zaman: Bir söylemin veya hikayenin zamansal yönleri arasındaki ilişkilerdir.
– Düzen (Anakroni): Hikayedeki mutlak kronolojiden sapmayı ifade eder.
* Analepsis: Başka bir deyişle Flashback mevcut olan zamansal bir konumdan geçmiş olaylara dönmeyi ifade eder.
* Prolepsis: Flashback’in zıddı Flashforward olarak bilinir. Mevcut bir zamansal konumdan gelecekteki olaylara gitmeyi ifade eder.
- Süre: Bir söylemin uzunluğu (örneğin, kelimeler, satırlar ve sayfalar için) ile anlatılan olayların süresi (örneğin, saniyeler, dakikalar, saatler, günler, aylar ve yıllar için) arasındaki ilişkiler.
– Özet: Olaylar dizisinin nispeten kısa metinlerle kısaca anlatıldığı bölümleri ifade eder.
– Sahne: Olaylar dizisinin uzun metinlerle anlatıldığı bölümleri ifade eder.
– Duraklama: Söylem zamanı betimleme ya da yorumlamayla geçer.
– Eksilti: Hikaye zamanına ait bit kısmın metinde temsil edilmemesi, atlanmasıdır.
- Sıklık: Anlatıcının özetleyici ya da tekrarlayıcı anlatma stratejilerini araştırır.
– Tekil Anlatım: Tek seferlik olayın bir kere anlatılmasıdır.
– Tekrar Eden Anlatım: Tek seferlik olayın birkaç kere anlatılmasıdır.
– Yinelemeli Anlatım: Tek seferlik olayın birden çok kez anlatılmasıdır.
- Mod: Söylemde bir hikayeyi ifade etme biçimlerini ifade eder.
– Mesafe: Anlatıcının dolayımlama derecesi açısından anlatılan bilgiyi düzenleme modu. Kavram, mimesis veya gösterme (daha küçük mesafe) ile diegesis veya anlatma (daha büyük mesafe) arasındaki bir karşıtlık olarak anlaşılabilir .
- Odaklanma: Kısıtlayıcı bir bakış açısına sahip olan veya olmayan bir seçime dayalı olarak anlatılan bilgileri düzenleme modu . Genette’in bir perspektifi anlatıcıdan ayırt ettiğine dikkat edilmelidir, çünkü bir anlatıcı başka bir karakterin bakış açısını dikkate alarak bir hikaye anlatabilir. Üç temel odaklama türü aşağıda listelenmiştir.
– Sıfır Odaklama: Belirli bir perspektife dayalı bilgi düzenlemesi olmayan, odaklanmamış bir söylemleri ifade eder.
– İçsel Odaklama: Karakterin zihinsel eylemlerini içeren bir karakterin perspektifinde oluşan bir söylem.
– Dışsal Odaklama: Bir söylem, yalnızca karakterlerin dış davranışlarını ifade eder (yani, karakterlerin zihinsel eylemleri anlatılmaz).
- Ses: Söylem ve öykü ilişkisi içinde anlatımın durumlarını araştırır.
– Anlatım Zamanı: Anlatmanın zamansal konumları ile anlatılan hikaye arasındaki ilişkiler araştırır.
* Müteakip: Bir geçmiş zaman anlatısıdır.
* Öncül: Öngörülü bir anlatıyı ifade eder. (genellikle gelecek zamanla sunulur).
* Eşzamanlı: Eşzamanlı olarak şimdiki zamanın anlatısıdır.
* Enterpolasyonlu Anlatı: Anlatının zamansal konumu, eylem anları arasında enterpolasyon yapılır.
- Anlatı Düzeyi: Bu kavram, anlatımın iç içe geçmiş yapısı olarak anlaşılabilir ve “anlatı içinde anlatılan bir anlatı” olarak açıklanır. Birinci düzey anlatı, kendi dış düzeyinde (dışsal konum) üretilir.
– Kişi: Bir anlatıcı ile hikayedeki karakterler arasındaki ilişkileri ifade eder.
* Birinci Şahıs: Hikayede(merkezi veya ikincil) bir karakter olarak bir anlatıcı belirir.
* Üçüncü Şahıs: Hikayede bir anlatıcı görünmez. Ancak Gérard Genette üçüncü şahsı daima yazarın kendisiyle eşleştirmiştir.
Bu tarz içerikler ilginizi çekiyorsa yine sitemizde yer alan “CRAAP Testi ile Bilgi Kaynağı Doğrulama Kriterleri” adlı yazımızı inceleyebilirsiniz.