Thalidomide Faciası: Tıp ve Bilimin Büyük İhmali

Tarihte Thalidomide Faciası olarak bilinen ilacın en ufak bir ihmal yüzünden insanların hayatını nasıl derinden etkilediğini ve tıp dünyasının en ufak ihmalinin bedelinin insanlık için ne kadar ağır olduğu gerçeğini tüyler ürperten ayrıntılarla gözler önüne serdik.

Bilim, merakla başlayan veya olası süreçlerdeki sıkıntılarda çözüm aradığımız bir süreçtir. Bilim gözlem, deney ve sonrasında bu olguları gerçeğe dayandırarak gerçeğe ulaşma yöntemi olduğunu söylersek yanlış olmaz. Fakat bilim hep bir olasılık ve risklere dayanan hata payı olabilen, ciddi bir planlama sürecidir. En ufak ihmal de bile sonuçları kaçınılmaz olmasına şaşırmamak gerekir. Hele ki bilim tıp dalı ile birleşirse her detay en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve tüm testler uygulanmış olmalıdır. Bilim ve tıp dalları maddi çıkarlar gözetmeksizin insanlığı ve gelecekte oluşabilecek tüm sıkıntıları ele alarak en şeffaf ve dürüst bir planlanma ile uygulanmalıdır.

Thalidomide Nedir?

Thalidomide molekül yapısı

Azot ve Karbon üzerinden inşa edilen döngüsel bir moleküldür. Bu ilacın amacı, uykusuzluk ve mide bulantısına iyi gelmesi ile ön plana çıkıp, tercih edilen bir antibiyotik özelliğine sahiptir. İlaç Alman Kimya Firması Chemie Grünenthal firması tarafından piyasaya sürülmüştür. Bu firma 1956 yılında sabun firması olarak bilinirken, 1957 de Thalidomide ilacı ile ciddi bir yükselişe geçmiştir.

Bu ilaç 2. Dünya Savaşı sonrasında piyasaya girdiği için insanlar ciddi bir uykusuzluk sorunu çekmekteydi. Tabi ilacı en çok tercih edenler hamile kadınlar oldu. Çünkü ilaç sayesinde hem uykusuzluk çekmeyecek hem de mide bulantı ve kusma sorunun önüne geçip daha rahat bir hamilelik geçireceklerdi. Hamile kadınlar için mucizevi bir ilaçtı. Fakat zamanla ilacın bir mucize değil faciaya yol açacağı kimsenin aklına gelmemişti.

İlacı bir Nazi olan Heinrich Mückter geliştirdi. Mückter Nazi Almanya’sında hiç de etik olmayan Tifus Deneyi’nin baş kahramanıdır. Mückter’in en büyük destekçisi ise Nazi’nin öjeni programının savunucusu Martin Staemin’dir. Diğer yardımcısı Heinz Baumkötter, Sachsenhausen Toplama Kampı’nın başhekimiydi ve tutsaklar üzerinde deneyler yapıyordu. Onlarla çalışan Otto Ambros, Hitler’in kimyasal silah danışmanlarındandı. İlaçlar piyasaya sürülürken bir çok deneyden geçmektedir. Thalidomide ilacı için yapılan deneyler ise yetersizdir. Çünkü bazı firmalar ekonomik çıkarlar doğrultusunda testleri tam olarak uygulayamayabiliyor. İlacın kullanım bilgileri arasında hamilelerin kullanmasına dair bir sakınca belirtmiyordu bu da büyük bir ihmalin olduğunu ve yeteri kadar deneyin gerçekleşmediğinin en büyük kanıtıdır. 

İlaç tam 4 yıl boyunca piyasa da kullanılmaya devam etmiştir. İlaç reçetesiz alınmasından dolayı ciddi anlamda ilk tercih edilen ürün olmayı başarmıştı. İlaç satışlarında özellikle hamile kadınların mucizesi olmuş ve satışlarda patlama olmuştu. Fakat bir süre sonra ilacı kullanan çoğu kişi de yeni doğan bebeklerinde ciddi sıkıntılar belirdi. Bazı çocukların uzuvlarında ciddi deformasyonlar olurken, kimisinde beyin ve göz hasarı görülmekteydi. Hatta bazı ebeveynler bebeklerini kucağına alamadan düşük yapmıştı. Tabi ki bunların hiç biri tesadüf değildi.

Doktorlar ilaç ile alakalı şikayetlerini raporladı ve bir gariplik olduğunu anladılar. İlacın piyasada 4 yıl kalması sonucu 1961 yılında çocuk doktoru Widukind Lenz, araştırmaları sonucunda gebelik döneminde bu ilacı kullananlar ile deforme uzuvlu çocuklar arasındaki ilişkiyi açığa çıkardı. Özellikle erken hamilelik dönemindeki ilacın kullanımı ve kusurlu doğumlar ile ilgili kanıtları ilacı üreten firma olan Grünenthal’a sundu. Firma ilk olarak bu sonuçları kabul etmek istemese de sonuçlar tüm dünyada kabul gördü ve ilaç piyasadan toplatıldı. Bu ilaç nedeniyle Dünya’da toplam 2 bin çocuk hayatını kaybetti. 10 ile 15 bin kadar çocuk ise gelişimi ile alakalı ciddi sorunlar yaşadılar. 

Thalidomide Faciasından En Çok Etkilenen Ülke Hangisidir?

İlaçtan etkilenen çocuklar

Bahsetmiş olduğumuz bu ilacı yaklaşık 50 ülke kullanmış bulunmaktadır. Bu ilaç 1961 yılında piyasadan kaldırılmış olsa bile Asya, Avrupa ve Japonya gibi çoğu ülkede yayılmakta olduğu için piyasadan kaldırmak sanıldığı kadar kolay olmamıştır.  

İlaçtan Doğu Almanya çok etkilenmedi çünkü ülke de yeterince testin olmamasından dolayı hamilelerin kullanılması yasaklanmıştı. Bu da Doğu Almanya’nın daha az zarar almasına sebep oldu.  

Bunun dışında en çok etkilenen ülkelerden biri Kanada olmuştur. Kanada’nın bilimsel denetim mekanizması yeteri kadar güçlü olmamasından dolayı yapılan testleri yeterli bulmuşlar ve ilaç piyasaya yayılmıştır. Bunun üzerinde Kanada’da doğum yapan bireylerin çocukların yaşam standartlarını etkileyecek çok fazla sorunlar ortaya çıkmış çocukların bazıları hayatını kaybetmiştir. Firma Kanada’ya ciddi boyutta tazminatlar ödemiştir. Firma sadece Kanada değil birçok ülkeye tazminat ödemiştir.

Kanada Federal Sağlık Bakanı Rona Ambrose düzenlediği basın toplantısında,

Thalidomide Faciasının Kanada’da 95 mağduru olduğunu açıkladı. Bakan Ambrose, Federal Sağlık Bakanlığı olarak bu kişilere 125 bin Kanada Doları net nakit ödeme ve geri kalanı da tedavi giderlerini karşılama olmak üzere kişi başına toplam 1 milyon 768 bin 421 Kanada Doları tutarında bir tazminat paketi hazırlandığını söyledi. 

Paketin toplam 168 milyon dolar olduğunu belirten Bakan Ambrose, “Bu büyük acıyı yaşayan, izlerini yıllarca üzerinde taşıyan mağdurlara, yakınlarına ve sevenlerine pişmanlığımı, sevgilerimi ve sempatimi sunmak istiyorum. Açıklanan tazminat rakamının, onların yaralarını sarmaya yardımcı olmasını umuyorum. Hiçbir pişmanlığın ya da paranın, yaşananları ortadan kaldırmayacağını biliyorum ancak, hayatlarının geri kalanında rahat edebilmelerine yardımcı olacağına inanıyorum” dedi. 

ABD ve Türkiye Olası Bu Faciadan Nasıl Kurtuldu? 

ABD bu faciayı, FDA (Gıda ve İlaç Dairesi) Uzmanı Dr. Frances Kelsey sayesinde önlemiştir. Kelsey ilaç firmalarının yoğun baskısına rağmen ilacın kullanımını onaylamadı. Çünkü yapılmış olan testlerin yetersizliğini fark ederek üzerinde çalışmalar yapmış ve birçok deney uygulamıştır. Yapılan bu deneylerdeki tutarsızlığı fark eden Kelsey’i ikna etmek mümkün görünmüyordu. Firma Kelsey’in olumsuz yanıtlarına rağmen şansını tam 6 kez denemiştir fakat Kelsey’in işini liyakat ve cesareti sayesinde ABD ciddi bir facianın kıyısından döndü diyebiliriz.

Dr. Frances Kelsey,

Firma ilacın onaylanmaması üzerine bir şekilde yasa dışı yollarlar ABD’ye 2,5 milyon deneme ilaç gönderdi ve aralarında hamile de olduğu bilinen 2 bin kişi bu ilacı tüketti. Bunun sonunda ise 17 bebekte doğum sonrası sorunlar yaşandı ve tüm yaşamlarını etkiledi. 

Kelsey’in bu dikkati ve işine olan dürüst tavrı ise başbakanlık onuru ile ödüllendirildi. 

Dr. Frances Kelsey’e Başkanlık Onur Ödülü Verilirken

Türkiye ise, 2. Dünya savaşı sonrasında ekonomik anlamda sıkıntıdaydı ve ilaç ülkemize uzun bir süre sonra geldi. Bunun üzerine bilim insanı olan Veteriner Hekimi Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Kürsüsü başkanı Prof. Dr. Şükrü Kaymakçalan sayesinde Amerika’dan sonra ilacın giremediği ikinci ülke oldu.

Süreyya Tahsin Aygün, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarına katılmış, İstiklal madalyası ile ödüllendirilmiş kahraman bir komutandı ve Türkiye’nin kök hücre kavramıyla tanışmasını sağlayan ilk kişiydi. Hatta birçok Alman vatandaşını kök hücre tedavisiyle iyileştirdiği için Almanya’da adına bir enstitü bile kuruldu. 

Yapmış oldukları deneyler üzerinde ilaçları yan etkilerini fark etmiş ve deneylerden olumsuz sonuç alan bu ikili sağlık bakanlığına deneylerini sunduktan sonra Türkiye’ye girişi sağlanmamıştır ve böylece büyük bir faciadan kaçınılmıştır. 

Veteriner Hekimi Ord. Prof. Dr. Süreyya Tahsin Aygün/ Prof. Dr. Şükrü Kaymakçalan

Thalidomide Faciasından Sonra Neler Yaşandı?

Thalidomide Derneği, 1962 yılında talidomit ilacından etkilenen çocukların ebeveynleri tarafından kuruldu. Derneğin asıl amacı, karşılıklı destek ve sosyal ağ sağlamak ve tazminat aramaktı. 1968’de Chemie Grünenthal Almanya’da yargılandı. Şirket davayı mahkeme dışında çözdü. Alman mağdurlara tazminat ödenmesi için düzenlemeler yapıldı. Hiç kimse herhangi bir suçtan suçlu bulunmadı. 

Şimdi ise akıllara gelen tek bir soru var. İlaç piyasadan kalktı mı? Evet ilaç piyasadan kaldırıldı fakat tamamen yok edilmemiştir. İlaç başka amaçlarla hala kullanılmaya devam etmektedir.

Thalidomide İlacı Hala Kullanılıyor Mu?

İlk defa 1990’lı yılların sonlarında ABD’de bir hasta yakınının ısrarıyla bu ilacın multiple miyelom tedavisinde kullanılması gerçekleşti. Talidomid kanser tedavisinde kullanılmaktadır ve tek başına, kemoterapi, ışın tedavisi veya biyolojik tedavilerle birlikte kombinasyon şeklinde alınabilir. Bir kişi için hangi tedavinin en uygun olduğunu bir doktor tavsiye etmelidir.

Bugün Avrupa Kıtasında da multiple miyelom ve beyin tümörleri gibi kanserlerde önemli bir tedavi alternatifi oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra, bazı kanser hücrelerinin talidomidin etkisiyle kendi kendini öldürmeye yönlendiği gözlenmiştir (apoptozis). Talidomid bunun da ötesinde enflamasyon gelişimini ve tümörün büyümesini sağlayan maddelerin salınmasını engellemektedir. Talidomid bir kemoterapi ilacı sayılmamaktadır. Bundan ötürü kemoterapi direnci olarak adlandırılan ve kemoterapiye karşı duyarsızlık gelişmesi durumunun aşılması mümkündür. Dolayısıyla, diğer terapilere karşı artık yanıt vermeyen bazı hastalar talidomidden yarar görebilir. Ama bu durum, talidomidin Avrupa Birliği’nde aldığı kullanım onayında bu şekilde belirtilmemiştir. 

Bilimde ve Tıp Dünyasında Hatalar Olabilir Mi?

Bilimde veya Tıp dünyasında tabi ki hatalar olabilir fakat önemli olan şudur ki, bilim ve tıp kesinlikle hafife alınmamalı ve yapılan çalışmalar en ufak ayrıntısına ve oluşabilecek tüm sorunlar ön görülerek hiçbir maddi çıkar gözetmeksizin sürekli deneyler üzerine çalışılması gerektiği gibi liyakat ve tüm şeffaflık ile en gerçeğe yakın sonuçlar üzerine yapılmalıdır. Piyasaya sürülen her ilaç olası tüm testlerden geçmeli ve sonuçları tüm şeffaflık ile ilgili alanlara sunulmalıdır. Testlerden geçmeyen tüm ilaçlar şifa yerine hastalık ve ciddi can kayıplarına yol açması kaçınılmaz bir sondur. Bilim de her zaman hata payı veya risk olasılıkları bulunmaktadır. Önemli olan yapılan işte dürüstlük ve çıkar gözetmeden bir plan dahilinde ilerlenmesi, sonuçlar üzerine ders çıkartılmasıdır.

Bu tarz içerikler ilginizi çekiyorsa yine sitemizde yer alan TSSB Tedavisinde Psikedelik İlaçların Kullanımı adlı yazıyı inceleyebilirsiniz.

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler