Küresel İklim Değişikliği Nedir? İklim Krizinin Nedenleri ve Sonuçları

Dünya eriyip tükenirken öylece durup izlemek olmazdı. Bizim de bir şeyler yapmamız gerekli fakat öncelikle sorunun kaynağına inilmeli. Bu yüzden ilk olarak iklim değişimi ve yol açtığı krizi anlayarak işe koyulalım.

 4,5 milyar yaşındaki dünyamız günden güne “eriyip” tükeniyor. Bunun merkezinde küresel ısınma ve ona etki eden biz insanlar var. Biz ne kadar dikkat edersek dünyanın ömrünü de bir o kadar uzatacağız. Günümüzde artık bu sorun küresel iklim değişikliği ya da başka bir deyişle iklim krizi olarak nitelendiriliyor.  Peki küresel iklim krizi nedir? Küresel iklim krizini engelleme yolları nelerdir? Gelin önce bu sorunları inceleyelim.

 

Küresel İklim Değişikliği Nedir?

Hepimiz küresel ısınma kavramına aşinayız. Küresel ısınmanın bir sonucu olarak küresel iklim değişikleri yaşanır. Dünya var olduğundan beri aslında belli dönemlerde gerçekleşen bir durumdur bu. Fakat bizler dünyanın atmosfer katmanındaki dengeyi bozarak bu sisteme olumsuz bir şekilde etki etmeye başladık. Dünyanın çevresini saran atmosferi %78 N2( Azot), %21 O2 (Oksijen)  ve %1 diğer gazlar oluşturur. Atmosfer, güneşten gelen ışınların bir kısmını tutar ve bir kısmını yansıtarak uzaya geri gönderir. Ancak bu katman zarar gördükçe içeride hapsolan zararlı ışınların sayısı artar ve dünyanın ortalama sıcaklığı yükselir. Eğer atmosfer hiç var olmasaydı bu sefer dünya ortalama -18 °C derece olur bir buzul çağında yaşıyor olurduk. Daha doğrusu yaşamıyor olurduk çünkü oksijeni tutacak bir şey olmayacaktı. Fakat günümüzde de bu katmana zarar vererek normal bir şekilde yaşanması gereken ekolojik dengeyi bozuyoruz. Nitekim atmosfer zarar görecek olursa 15 °C derecelik ortalama sıcaklık çok daha üst seviyelere çıkacak, buzulların erimesi ve buharlaşma olaylarında artış yaşanacak. Bu da tatlı suların denize karışmasına, kutup ikliminde yaşayan canlıların habitatlarının yok olmasına, buzullara yakın olan yerleşim yerlerinin su altında kalmasına, az su bulunan yerleşim yerlerinin ise kuraklıkla baş başa kalmasına neden olacak. İşte küresel iklim değişikliğinin bu denli kaotik sonuçları vardır.

 

İklim Krizinin Nedenleri ve Sonuçları Nelerdir?

İklim krizine yol açan etmenlerin başında karbon salınımı gelir. Aşırı kömür kullanımı, bireysel otomobiller, denetimsiz fabrikalar, CFC gazı (kloroflorokarbon) yani klimalar ve buzdolaplarında kullanılan gazlar, deodorant gazları ve daha nicesi… Bunların içinde bulunan karbon atmosfere salınıyor ve gaz dengesini bozarak ultraviyole ışınların dünyadan yansıyıp dönüşünü engelliyor. Bu gazlar genel olarak sera gazı olarak anılıyor ve Kyoto Protokolüne göre başlıcaları  Karbon dioksit (CO2),Metan (CH4), Nitröz Oksit (N2O), Hidroflorür karbonlar (HFCs) ,Perfloro karbonlar (PFCs), Sülfürhekza florid (SF6) ‘dir. 

Dünya buzul ve sıcak dönemler geçirmiştir. Bu süreç bir grafiğe işlenmiş durumdadır. Yıllara göre karbon gazının ppm değerinden verilerini inceleyebilirsiniz. 400-450 ppm bir sınırdır ve bilim insanları bu değerin üstüne çıkmanın ciddi sorunlara neden olacağından bahsetmektedir. 1950’lerde 300 ppm ‘in üstüne çıkmayan karbondioksit seviyesi günümüzde çok daha kötü bir boyuta ulaşmıştır.Küresel iklim değişikliği evet sıcaklığın artması demektir ama böyle söyleyince basite kaçıyor. Ortalama Dünya sıcaklığının artması ile ekolojik denge bozulur. 1.5- 2 °C artması bile kuraklığa, şiddetli kasırgalara, sellere, asit yağmurlarına ve bu çeşit ekstrem doğa olaylarının meydana gelmesiyle sonuçlanır. Küresel İklim Krizinin nedenleri ve sonuçlarını anlamaya yönelik aşağıdaki grafikleri inceleyebiliriz.

Karbondioksit ppm Değeri Grafiği

 

 

Ülkelere Göre Atmosfer Salınan Karbon Oranları Grafiği

Görüldüğü üzere Çin neredeyse ilk beşte yer alan ülkelerin toplamı kadar karbondioksit salınımı yapmaktadır.

 

Dünya Ortalama Sıcaklık Grafiği

 

Buzulların Son Durumunu Gösteren Grafik

Bu grafikler incelendiğinde geçmiş yıllara oranla tehlikeye nasıl bir adım daha yaklaşmış olduğumuz  kafamızda canlanıyor.

Küresel İklim Krizi Adına Çalışmalar Yapan Aktivistler Ve Sivil Toplum kuruluşları

Greta Thunberg

İsveç’te genç bir öğrenci olan Greta, normal etkinliklerden farklı olarak greve başvurdu. “İklim İçin Okul Grevi” diyerek birçok öğrenciyi de bu manifesto ile krizle mücadele etmek adına çağırdı. Tepkisi dikkat çeken küçük kız daha sonra Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP24) ‘nda konuşma yaptı ve dünya kamuoyunda sesini duyurmayı başardı. Norveç parlementosu onu Nobel Barış ödülüne aday gösterdi. Daha sonraları Time dergisinin kapağında da yerini aldı.

 

 

 

 

WWF ( Dünya Doğayı Koruma Vakfı)

29 Nisan 1961 tarihinde İsviçre’de kurulmuş olan bu vakıf 4000’e yakın çalışan ve 2000’in üzerinde gerçekleşmiş proje ile dünyanın en büyük çevre kuruluşu konumundadır. WWF (World Wide Fund for Nature), doğal düzenin korunması, canlıların yaşam alanlarının tahribinin engellenmesi, insan ve doğanın uyum içinde yaşamasını sağlamak amacıyla kurulmuş bir vakıftır. Vakıf:

  • Tükenebilir fosil kaynaklardansa yenilenebilir enerji kullanımını arttırmak ve bu kaynakların sürdürebilirliğini sağlamak,
  • Gereksiz enerji tüketimini azaltmak
  • Biyolojik çeşitliliğin korunması adına dünyanın birçok yerinde faaliyet gösterir.

Aynı zamanda WWF:

  • Apolitik bir duruş sergilemek
  • Çalışmaları gerçekleştirirken bilimsel verileri temel almak ve eleştirel yaklaşmak
  • Diğer sivil toplum kuruluşlar, şirketler, yerel topluluklar ve hükümetler ile işbirliği içinde faaliyetler yürütmek
  • Düşük maaliyet ve profesyonel bir yaklaşımla projeleri gerçekleştirme gibi ilkeler benimsemiştir.

WWF Örgütü her yıl olduğu gibi bu yıl da  (27 Mart’ta) bütün dünyadan 1 saatliğine ışıkları kapatmasını istedi.  Amaçları iklim krizinin engellemesinde  “Dünya Saati, Değişim Saati” diyerek bir katkı sağlamak ve dikkat çekmek istemiş olmalarıdır.

 

 

Greenpeace ( Yeşil Barış)

Kanada’nın Vancouver şehrinde sene 1971’i gösterirken Bob Hunter, David McTaggart, Dorothy Stowe ve Irving Stowe,  nükleer denemeleri protesto etmek amacıyla bir tekne kiralayarak denize açılmışlardır ve  ilk eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Günümüzde ise “Yeşil Barış” yalnız bu konuyla sınırlı kalmamış, daha geniş bir farkındalık yelpazesine sahiptir. Şu anda merkezi Hollanda’da bulunan Greenpeace, dünyanın en büyük çevre aktivisti topluluğundan biridir ve sayısız işe imza atmıştır. Genel olarak odaklandığı sorunlar:

  • Savaşların önlenmesi
  • Okyanus ve ormanların korunması
  • Yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının arttırılması
  • Zehirli kimyasalların yok edilmesi
  • Küresel Isınma ve akabinde İklim Değişikliğini (Krizini) durdurma çalışmaları
  • Nükleer kirliliği ve nükleer savaşları engellemek 
  • Ticari amaç ile balinaların avlanmasını durdurmak şeklindedir.

Eylemlerinde şiddet içermemeyi,  bilimsel temele dayalı olmayı ve doğa anaya saygıyı temel alır. 1992 senesinde  Türkiye Greenpeace, Greenpeace Akdeniz Ofisi‘ne bağlanarak hem dünya hem ülkemiz adına faaliyetler yürütmeye devam etmektedir.

 

 

 

TEMA ( Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfı)

Hayrettin Karaca ve A. Nihat Gökyiğit önderliğinde, Türkiye’de erozyon ve çölleşmeyle mücadele etmek amacıyla 11 Eylül 1992 yılında kurulan bir sivil toplum örgütüdür. Günümüzde ise yalnızca erozyon değil dünyayı ilgilendiren küresel iklim deşikliği ve krizi ile ilgili çalışmalar yapmakta ve insanların bu konular hakkında bilinçlenmesini sağlamaktadır.

TEMA küresel iklim krizi adına ülkemizde ağaçlandırma ve atık toplama kampanyaları dışında ilkokul, ortaokul ve lise düzeylerinde sunumlar yaparak farkındalığı arttırmayı amaçlıyor. Okullarda ve kampüslerde TEMA vakfının stantları yer alıyor. Buradan ya da internet sitesinden sizde TEMA’ya başvurabilir ve gönüllü olarak destek sağlayabilirsiniz.

Günümüz pandemisinde TEMA hala online seminerler ve etkinlikler ile durmadan faaliyet gösteriyor. Pandemi öncesi ben de bu gönüllülerden biriydim ve okullarla diğer öğrenci arkadaşlarımızın da bilinçlenmesinde rol oynamak adına sunumlara katıldım. Sizler de bu şekilde bir adım atabilirsiniz. TEMA, İklim değişikliği hakkında farkındalık kazandırmak amacıyla  İklim Elçileri Projesi, İklim için Kadın Liderler Projesi ve Env.net projelerini sürdürmektedir.

 

Künyemde de belirttiğim üzere doğal güzelliklere ilgi duyan birisiyim ve dünya yok olmaya bu denli yaklaşırken bu yazıyı ele almamak olmazdı. Çünkü belki bizler göreceğiz bunları ama ya bizden sonrakiler? Kim gelecek neslin bunlardan mahrum kalmasını ister değil mi?

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler