“Gelecek kaygısı, birçok kişinin zaman zaman yaşadığı bir duygusal durumdur. Ancak nedenleri ve belirtileri tam olarak nelerdir? Ve bu kaygıyı nasıl hafifletebiliriz? Yeni yazımızda, gelecek kaygısının nedenleri, belirtileri ve bu kaygıyı gidermek için kullanabileceğiniz yöntemleri detaylı bir şekilde ele alıyoruz.”
Hiç bir sunum yapmadan önceki gece uyuyamayacak kadar endişeli hissettiniz mi? Ya da partnerinizle ciddi bir sorunu konuşmadan önce defalarca düşünüp gergin hissettiğiniz oldu mu? Geleceğin ne getireceğini kimse bilmiyor ve iş ya da ilişki durumlarının nasıl sonuçlanacağını merak etmek oldukça normal.
Ancak gelecek hakkında düşüncelere dalıp kaybolmak artık günlük yaşamanızı etkilemeye başladıysa bir problemle karşı karşıya olabilirsiniz. Çoğu insan gelecekteki olayları veya durumları bir dereceye kadar merak etme ve hatta strese girme eğilimindeyken, aşırı düzeyde gelecek kaygısı, bir kişinin günlük yaşamını ve işleyişini olumsuz etkileyebilir.
İçerik Başlıkları
Gelecek Kaygısı Nedir?
Gelecek kaygısı, gelecekteki bir olayla ilgili aşırı endişedir. Gelecek kaygısı, sosyal kaygı bozukluğu gibi diğer kaygı bozukluklarının bir belirtisidir. Yeni bir iş gibi planlanmış bir olay veya sevilen birinin kaybı gibi bir korku gibi olabilir. Pek çok farklı bağlamda ortaya çıkabilir, ancak genellikle tahmin edemediğiniz veya kontrol edemediğiniz şeylere odaklanır.
Gelecek kaygısı olan kişiler, bir olaydan saatler, günler, haftalar veya aylar önce endişeli hissedebilirler. Geleceği merak etmek hatta gelecek hakkında endişe duymak gayet normal bir durumdur. Ancak bu düşünceler günlük yaşamınızı etkilemeye başlarlarsa, kaygı bozukluklarından biri olan gelecek kaygısına dönüşebilir.
Aşağıdaki durumlar gelecek kaygısına sebep olabilir:
- İş toplantıları veya sunumlar
- Röportajlar
- Sahne veya spor performansları
- Sosyal etkinlikler
Ayrıca gelecek kaygısının nedeni aşağıdakiler gibi gelecekteki olası olaylar hakkında endişlenmek de olabilir:
- Doğal afetler
- Saldırıya uğramak
- Sevilen birinin ölümü
- İlişkiler
Gelecek Korkusu Neden Olur?
Bilinmeyene endişeyle yaklaşırız. Temel olarak, gelecek kaygısının evrimsel bir geçmişi vardır: bilinmeyen her zaman olası bir tehdidi temsil etmiştir. Vücudumuz da tüm gücünü toplayarak olası tehlikelere karşı kendini hazırlar.
Korkunun iki temel işlevi vardır. Bizi tehlikeye karşı uyarır ve kendimizi bu tehlikeden korumak için hazırlanmamız için harekete geçirir. Bu nedenle aslında kötü bir şey değildir.
Bununla birlikte, gelecek kaygısı bunun ötesine geçebilir ve günlük hayatımızı felç edebilir. Gelecek kaygısının sebepleri kişiye göre farklılık gösterebilir. Gelecek kaygısının nedenlerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
- Pandemi sonrası hayat: Son iki yılda bizim için çok şey değişti. “Normal” e dönme süreci zaman zaman oldukça bunaltıcı oldu.
- Aile ortamındaki değişiklikler: Yeni bir üvey ebeveyn veya yeni bir kardeşin doğumu gibi belirsizlik ve yerinden edilme veya bir şekilde reddedilme korkusu kaygıya neden olabilir.
- Sevdiğimiz birini kaybetmek: Bir yakınımızın yasını tutarken, geleceği düşünmek anlaşılır bir şekilde bizi panik veya endişe duygularıyla doldurabilir.
- Ebeveynlerin ayrılması : Bazen anne babanızın mutsuz olduğunu bilmek sizi endişelendirebilir. Bu, ailedeki rolünüz hakkında güvensizliğe ve belirsizliğe yol açabilir.
- Ne yapılacağına dair belirsizlik: Bir iş mi bulsam yoksa üniversiteye mi gitsem? Hangi kursu seçsem? Bazı gençler için karar vermek o kadar basit değil. İş piyasasında veya eğiti almanın önünde birçok engel olabilir.
- Para, istihdam ve barınma: Her gün gençlerin yaşayacak bir yer bulmada yaşadıkları zorluklarla ilgili haberler çıkıyor. Gençler de pandeminin bir sonucu olarak işsizlikten orantısız bir şekilde etkilendi. Bu, geleceğe bakış açınızı büyük ölçüde etkileyebilir.
Gelecek, dünyadaki bazı olaylar ve durumlar nedeniyle oldukça olumsuz görünebilir. Bunlar arasında pandeminin etkileri, ülkelerin çatışması, işsizlik ve yüksek yaşam maliyeti yer alıyor. Bunlarla ilgili hikayeler haber kaynaklarımızı 7/24 dolduruyor. Geleceğin neler getirebileceği konusunda endişeli hissetmeye başlamamız pek de şaşırtıcı değil.
Gelecek Kaygısının Belirtileri Nelerdir?
Gelecek kaygısı, kendini geçici bir sinir ya da korku gibi değişik şekillerde kendini gösterebilir. Eğer gelecek kaygısı yaşıyorsanız, şu semptomları yaşayabilirsiniz:
- Konsantrasyon zorluğu
- Duyguları ve ruh halini yönetmede sorun
- Duygusal uyuşukluk
- Olağan hobilerinize olan ilgi kaybı
- Yerinde duramama veya huzursuzluk
- Kas gerginliği ve ağrı
- Mide bulantısı ve iştah kaybı
- Uyku sorunları
Eğer gelecek kaygısı yaşıyorsanız en kötü durum senaryolarını hayal etmek için çok zaman harcayabilirsiniz. Bu istenmeyen sonuçlara aşırı odaklanmak, hayal kırıklığınızı ve umutsuzluğunuzu da artırabilir.
Gelecek Kaygısıyla Baş Etmenin 6 Yolu
Gelecek kaygısı, insanların gelecek hakkında gergin, endişeli veya korkulu hissetmelerine neden olur. İnsanlar gelecekteki durumlarla ilgili en kötü durum senaryoları üzerinde durarak zaman harcayabilirler. Peki gelecek kaygısı nasıl geçer? Aşağıda listelediğimiz ipuçları, bu döngüyü değiştirmeniz için size yardımcı olabilir.
1. Uykunuza Dikkat Edin
İyi uyku düzeni hem fiziksel hem de mental sağlığımız için çok önemlidir. Daha iyi uyumak, daha iyi düşünmenizi sağlar. Daha zinde olmanıza, duygularınızı daha mantıklı değerlendirmenize yardımcı olur.
Kaygı dinlendirici bir uyku çekmeyi zorlaştırır ve uyku yoksunluğu kaygı durumunu kötüleştirebilir. Kafeini azaltmak ve yatmadan hemen önce gevşeme teknikleri uygulamak genellikle uykunuzu iyileştirebilir.
2. Egzersiz Yapın
Gambino, “Egzersiz zihninizi sakinleştirmenin bir yoludur” diyor. Egzersiz sırasında salgılanan endorfin hormonu modunuzu yükseltir ve daha net düşünmenize yardımcı olur. Daha net düşündüğümüzde, süreci yavaşlatabilir ve akıl yürütebiliriz.
Rasyonel olmak, odaklanmanıza, ayakları yere basmanıza ve gelecek hakkında daha az endişelenmenize yardımcı olur.” Unutmayın, beynimiz ve vücudumuz ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. Birinin düzenlenmesi diğerinin düzenlenmesine yardımcı olur.
3. Meditasyon Yapın
Meditasyon, kendinizle ilgili farkındalığınızı artırmak ve sağlıklı bir bakış açısı bulmak için kullanabileceğiniz bir egzersizdir. Meditasyon yapmak için, kafanızı boşaltmak ve nefesinize odaklanmak için bir dakikanızı ayırabilirsiniz.
Meditasyon yapmak için kullanabileceğiniz birçok ücretsiz uygulama ve web sitesi var. Farkındalığınızı geliştirmek ve endişeyi azaltmak için günlük olarak meditasyon yapmak güzel bir yöntemdir.
4. Olumlamaları Hayatınızın Bir Parçası Yapın
Olumlama, güveninizi veya olumlu düşüncelerinizi artırmak için kullanabileceğiniz ifadelerdir. Olumlamaları kullanmak için çevrenize, sık ziyaret ettiğiniz yerlere yerleştirebilir veya endişelendiğiniz zamanlarda kendi kendinize ezberden okuyabilirsiniz.
Örneğin, bir kişi belirsizlik duygularının üstesinden gelmesine yardımcı olmak için ‘güvendeyim, sakinim, yeterliyim’ diyebilir. Olumlamaları hayatınıza daha çok dahil edebilmek için aynanıza, makyaj masanıza veya günlüğünüze bir olumlama yazabilirsiniz.
5. Nefes Egzersizlerini Kullanın
Nefes egzersizleri, kalp atış hızınızı düşürmenize ve düşüncelerinizi sakinleştirmenize yardımcı olabilir. Derin nefes almayı meditasyonla birleştirebilir veya sadece nefes alıştırması yapabilirsiniz. Ayrıca derin nefes almayı olumlamalar okuyarak da birleştirebilirsiniz.
Örneğin, bir olumlama düşünürken dört saniye nefes alabilir, dört saniye tutabilir ve altı saniye nefes verebilirsiniz.
6. Duygularınızı Kağıda Dökün
Endişeleriniz hakkında başkalarıyla konuşmaktan hoşlanmıyorsanız, onlar hakkında yazmak, duygularınızı daha iyi anlamanıza ve üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Günlük yazmaya başlayıp her günün sonunda kaygılarınız hakkında yazabilirsiniz.
Endişeleriniz işinizi etkiliyorsa, yanınızda bir günlük taşıyıp veya bir bilgisayar kullanarak endişelerinizi yazabilirsiniz. Duygularınızı daha iyi çözümlemek için daha sonra yazdıklarınızı gözden geçirebilirsiniz. Endişeleriniz hakkında yazmak, çözüm bulmanıza yardımcı olabilir.
Yaşadığımız dönem bir çoğumuz için bazı mücadeleleri ve zorlukları beraberinde getiriyor. Çok hızlı bir şekilde gelişen ve değişen bir dünyada yaşıyoruz. Uyandığımız her gün daha farklı bir gelişmeyle karşılıyor bizi. Gelecek kaygısının sebepleri sayamayacak kadar çok ancak yine de bilinmeyene odaklanmanın bize getirisinden çok götürüsü olabilir. Endişelenirken geçip giden günlerimizi, yıllarımızı geri getirmemiz de mümkün olmayacak.
Gelecek kaygısı yaşamamız normal olsa bile hayatımızı ve bizi ele geçirmesine izin vermeyelim. An’a odaklanıp anda yaşamak kadar güzel bir şey yok. O yüzden yeni bir başlangıç yapıp rotanızı şimdiye çevirmeye ne dersiniz?