Black Mirror San Junipero Bölümü Analizi

Black Mirror San Junipero Bölümü Analizi

Emmy Ödüllü distopik bilimkurgu dizisi Black Mirror’ın çarpıcı bölümlerinden olan San Junipero’yu incelediğimiz yazımızda bölümün olay örgüsüne, karakterlerin özel hayatına, teknolojinin insan ömrü ve sonu üzerindeki etkisine değiniyoruz.

Black Mirror San Junipero Olay Örgüsü Nedir?

İzleyiciyi düşündürdüğü senaryolar yazmada oldukça başarılı olan dizi senaristleri, bu bölümde de altta kalmamışlar. Bölüm Yorkie adında utangaç, sosyal açıdan tuhaf genç bir kadının 1987’de bir sahil beldesini ziyaret etmesi ile başlar. Orada hayat dolu Kelly ile karşılaşır ve ikilinin anında bir bağlantısı olur. Kelly ile Yorkie barda zaman geçirirken yakınlaşırlar. Kelly Yorkie ile ilişki kurmak ister ancak Yorkie Greg adında bir adamla nişanlı olduğunu söyleyerek reddeder ve hızla San Junipero tatil beldesini terk eder. Ancak, Yorkie daha sonra Kelly’i reddettiği için pişman olarak geri döner ve iki kadın sevgili olurlar.

Yorkie’nin tatil beldesine girip çıkarken San Junipero’da kalıp kalmama konusunda kararsız olduğunu görüyoruz. Yorkie, Kelly’yi San Junipero’da ziyarete geri döndüğünde Kelly’nin orada olmadığını fark eder ve işler daha da karmaşık bir hal alır. Yorkie, ölmekte olduğunu ve Yorkie’ye fazla bağlanmak istemediğini açıklayan Kelly’yi bulmak için uzun bir yol gider. Daha sonra, San Junipero’nun aslında ölmekte olan veya ölmüş insanların sonsuza kadar yaşayabileceği simüle edilmiş bir dünya olduğu gerçeği izleyicilere sunulur. San Junipero, insanların istemedikçe acı hissetmediği ve orada ölemeyeceği bir yerdir.

Yaşlıların her hafta beş saat dünyayı ziyaret etmelerine izin verilir. Kelly ve Yorkie genç bedenlerinden ayrılıp asıl gerçek bedenlerine geri dönebilimektedirler. Yorkie, Kelly ile gerçek hayatta tanışmak ister ve Kelly bunu yapmak istemese de zorla kabul eder. Kelly, 40 yıl önce bir araba kazasının ardından hastanede komada bulunan Yorkie’yi ziyaret eder. Yorkie’nin, 21 yaşında iken derinden dindar ebeveynlerine eşcinsel olduğunu söyledikten sonra arabası ile kaza yaparak komaya girdiğini öğrenir. Yorkie umutsuzca yaşam destek ünitesinin kapatılmasını ve San Junipero’da kalıcı olarak yaşamayı dilemektedir.

Kelly, Yorkie'nin gerçek bedeni ile tanışır.
Kelly, Yorkie’nin gerçek bedeni ile tanışır.

Ancak anne ve babasının ötenazi ile ilgili dini inançları nedeniyle bu dileği yerine getirilemez. Yorkie’nin nişanlısı Greg aslında onunla evlenmeyi kabul eden ve yaşam desteğini kapatmasına izin vermek isteyen hemşiresidir. Trajik hikayeyi duyduktan sonra Kelly, Yorkie ile evlenmeyi kabul eder. Böylece en azından sevdiği biriyle bağ kurmayı umar. Yorkie, Kelly’nin öldüğü zaman San Junipero’ya yüklenmesini ister. Kelly, kocası Richard ile ölümüne kadar yaklaşık 50 yıl evli olduğunu açıklar. Çiftin, 39 yaşında ve San Junipero yaratılmadan önce ölen Allison adında bir kızı vardı. Richard, kızı orada olmayacağı için buluta yüklenmeyeceğine karar verir ve Kelly de aynısını yapmayı planlar. Ancak Kelly’nin sağlığı kötüleşmeye başladığı ve Yorkie ile tanıştığı için ötenazi yapmaya ve sonsuza kadar birlikte genç olacakları San Junipero’daki hayata katılmaya karar verir.

Yorkie ve yaşadıkları üzerinden toplumun kadınlardan olan beklentilerini görüyoruz: uygun bir erkekle evlenmesi, çocuk doğurması, evi çekip çevirmesi… Yorkie’nin gerçek hayatı, herhangi bir yargı veya korku olmadan kendisi bile olamadığı bir tür cehennem olarak geçiyor. Yorkie özgürlüğü, sevgiyi, umudu arıyor ve teknolojinin sunduğu yolculuk ona bunları sağlıyor. Teknoloji sayesinde var olan San Junipero ise Yorkie’ye hayatını inşa etmek istediği asıl dünyaya kapı açıyor. Bu yüzden şirketin “garantili cennet” sloganı Yorkie için geçerlidir.

Kelly ise tam tersine geçmişinden kaçmaya çalışmıyor. Kocasının ve kızının ölümünün yarattığı felaketin anısını bırakmayı seçmiyor. Acı verici olsa da her ayrıntıyla yaşamayı seçiyor. Bunu seçmesinin nedeni toplumun ondan sürekli yas tutmasını, ailesini kaybettiği gün hayatı sona ermiş gibi davranmasını beklediğinden değildi. Ailesinin seçme şansı olmadığı için kendi de öldükten sonra ‘cennet’te yaşamamayı seçiyor. Cenneti seçerse ailesine karşı suçlu olacağını ve cennetin sağladığı mutluluğu yaşamanın adil olmayacağını düşünüyor. Yorkie’ye bile soruyor: “Sonsuzluğu, ne kadar muhteşem olursa olsun, hiçbir şeyin önemli olmadığı bir yerde gerçekten geçirmek istiyor musun?”

Kelly ve Yorkie'nin tanıştıkları barın sokak görüntüsü.
Kelly ve Yorkie’nin tanıştıkları barın sokak görüntüsü.

Yorkie ile Kelly’nin tanıştıkları barın sokak görüntüsü. Bölümün sonunda, özellikle Kelly’nin kendi içinde bir yolculuğa çıktığını açıkça görüyoruz. Mutlu bir hayat yaşamanın pek de suçluluk sayılmayacağını ve mutlu olmayı hak eden bir insan olduğunun bilincini kazanır. Bunun nedeni, ailesini hala sevmesi ve onlarla ilgili anıları ve en önemlisi onları hiç unutmamasıdır. Unutmamanın, ailesinin anısını yaşadıkça anmasının yeterli olduğunu fark eder. Yolculuk Kelly ile Yorkie’ye mutluluk, sevgi, özgürlük ve umut getirir.

San Junipero Gerçekten Bir Cennet Mi?

Bölümün ilerleyen kısımlarında San Junipero’nun aslında ölmekte olan veya ölmüş insanların sonsuza kadar yaşayabileceği simüle edilmiş bir dünya olduğu ortaya çıkıyor. San Junipero, insanların istemedikçe acı hissetmediği ve orada ölemeyeceği bir yerdir. Aslında karmaşık bir simülasyon olan San Junipero, orada yaşayan ölümsüzler tarafından bir cennet olarak görülmektedir. San Junipero, insanların teknolojinin görünürde varlığı olmadan özgürce bir araya gelebildikleri hoş bir yer olarak tasarlanmıştır.

San Junipero’daki teknoloji, haftada bir kez ziyaret etmek istediğiniz bir yere yolculuk deneyimi yaşama fırsatı veriyor. Bunun dışında San Junipero’da ölmek sadece bedeni zihinden ayırmak anlamına geliyor. Ölüm cloud (bulut) denen depolamaya yükleniyor ve isteyen kişiler için ölümlerinden sonra cennet garantileniyor. Sistem, kullanıcıları istedikleri kişi olabilecekleri veya istedikleri gibi davranabilecekleri bir dünyaya sürüklüyor.

San Junipero’daki karakterlerin yolculuğu bize toplumların ahlak konusundaki ikilemlerinden nasıl kurtulmaya çalıştıklarını gösteriyor; bir bireyin yaşamının nasıl olması gerektiği, neyin normal, sıradan ve istisnai olarak kabul edildiklerini gösteriyor. Örneğin baş karakterlerden Yorkie, lezbiyen olduğu için homofobik ailesi tarafından kabul görmemiş biri. Yorkie, 21 yaşında iken ailesine cinsel yönelimini açıkladığı gece kavga ederler ve Yorkie arabası ile çıktığı yolda kaza yapar. Kaza sonucu yatağa bağlanan Yorkie, ömrünün geri kalanını hastanede geçirir. Kendi hayatı bir cehennem iken, teknolojinin ona kendi olabileceği bir yer olarak sunduğu San Junipero ise bir cennettir. Kelly için ise ailesinin ölümü güzel ilerleyen yaşamına bir çekiç darbesi indirmiştir. Ailesinin olmayacağı bir yer, ‘cennet’ olarak anılsa da onun için cehennem gibidir.

San Junipero’nun gerçekten bir cennet olup olmaması bahsi geçen karakterlerin kişiliklerine, yaşadıklarına, deneyimlerine ve istediklerine göre değişiklik gösteriyor. Detaylı örnek verecek olursak, San Junipero’daki yaşam Yorkie için ikinci bir şans iken Kelly için kabul ederse bir suçlu olacağı bir seçenekti. Bölüm iki karakterin de yaşamları nasıl gelişirse gelişsin, ölümden sonrasını istedikleri gibi yaşamak için onlara sunulan ikinci şansı kabul etmeleri ile sonuçlanıyor. Bu seçim ile beraber, iki karakter de San Junipero’yu kendi cennetleri yapıyorlar.

Bu yazımızda sizlere teknolojinin insan hayatı ve ölümü üzerindeki olası etkilerini işleyen, Emmy Ödüllü Black Mirror dizisinden bir dizi bölümü anlattık. Teknoloji ve insan arasındaki ilişkilerin işlendiği Black Mirror dizisi hoşunuza gidiyorsa, yine sitemizde yer alan Black Mirror: Seçilmiş En İyi 10 Bölüm adlı listeyi inceleyebilirsiniz.

Black Mirror “San Junipero” Fragmanı

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
İlgili İçerikler