Düşünce Nedir? Düşüncelerimizi şekillendirebilmek mümkün mü? Beynimiz sürekli çalışıyor. Kanadalı araştırmacıların yaptığı araştırmalara göre, gün içerisinde beynimizden ortalama 6000 düşünce geçiyor. Bu düşünceler ruh halimizi, davranışlarımızı ve aldığımız kararları etkiliyor. Peki sürekli çalışan, gün içerisinde binlerce düşünce ile boğuşan beynimiz bu durumdan nasıl etkileniyor? Düşüncelerimize şekil vermek neden önemli ve nasıl şekil verebiliriz? Gelin öğrenelim.
İçerik Başlıkları
Düşünce Nedir?
Düşünceler, dış dünyamızın zihnimize yansımasıdır. İnsan beyni, gün içerisinde gördüğü her şey hakkında düşünceler üretir. Bunu durdurmak imkansızdır. Aklımızdan geçen kontrolsüz düşünceler zaman zaman hayatımızı negatif anlamda etkiler. Çünkü düşünceler duygulara, duygular ise eylemlere dönüşür. Bu sebeple düşüncelerimizin beynimizi nasıl etkilediğini bilmek ve onları kontrol altına alabilmek büyük önem taşır.
Beyinde düşünceler nasıl oluşur?
Beyin, insan vücudundaki en karmaşık ve hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz organ. Adeta bir kafes içerisinde olan bu organ, nöronlar aracılığı ile dış dünyayı algılamamızı, etkilere tepki vermemizi, düşünce eylemini gerçekleştirmemizi, vücudumuzun işleyiş kontrolü gibi hayati durumları yönetir. Bu olayları yönetmesinde sinir hücreleri yani nöronlar başroldedir.
Beyin saniyede yaklaşık 5000 nöron üretir. Bir insanın beyninde ortalama 100 milyar nöron bulunur. Nöronlar, sinir sistemimizin temel yapı birimidir. İç ve dış çevreden gelen mesajları alır, değerlendirir, bu değerlendirmeleri ilgili organa iletir.
Beyin, bir düşünce üretirken, nöronlar birbiri ile bağlantı kurar ve bir ağ oluştururlar. Bu ağ içerisindeki nöronlar arasındaki boşluklara sinaps adı verilir. Nöronlar, birbiri arasında bilgi transferini, sinapsların içinde yer alan kimyasalların ve reseptörlerin tepkimesi aracılığı ile gerçekleştirir. Sinaps sayısının fazla olması, gelen verilerin işlenirliğini arttırır.
Nöron ağı kurulduktan sonra aktif olmayan nöronlar aktif hale gelir. Beyine ulaşan elektro-kimyasal sinyallere biyo-kimyasal tepki verilir. Bunun sonucunda düşünceler oluşur.
Düşünceler beynimizi ve vücudumuzu nasıl etkiliyor?
Yapılan araştırmalara göre bir eylemi gerçekleştirdiğimizi düşündüğümüz zaman beynimizde aktif hale geçen nöronlar ile o eylemi uyguladığımız zaman aktif hale geçen nöronlar aynı nöronlar. Örneğin koştuğumuzu düşünelim. Beyin sanki gerçekten koşma eylemini gerçekleştiriyormuş gibi aynı nöronları aktif hale getirir. Bunun sonucunda kalp atışımız hızlanır, nefes alış-verişlerimiz artar. Sonuç olarak düşünceler beynimizde ve diğer organlarımızda o eylemi gerçekleştiriyormuşuz gibi tepki verir.
Bu araştırmadan yola çıkarak negatif düşüncelerin beynimizi ve diğer organlarımızı olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Çok fazla negatif düşünen insanlarda baş, sırt ve eklem ağrıları ile karşılaştığı ve olaylara bakış açılarının dar olduğu gözlemlenirken, olumlu düşünen insanların bağışıklık kuvvetlerinin güçlü olduğu, yaratıcılık yönlerinin gelişmiş olduğu ve olaylara farklı bakış açılardan bakabildiği gözlemlenmiştir.
Düşüncelerimizi nasıl yönetebiliriz?
Düşüncelerimizin ne kadar önemli olduğunu ve hayatımızı ne kadar etkilediğini öğrendikten sonra aklımıza “peki ama düşüncelerime nasıl şekil verebilirim?” sorusu geliyor. İşte düşüncelerimize şekil vermenin 6 yolu:
- Hangi düşüncelerinizin sizi negatif anlamda etkilediğini tespit edin.
- Düşüncenin kaynağına inin ve kendinize “neden böyle düşünüyorum?” diye sorun.
- Düşüncelerinizin sizi pişmanlığa ya da gelecek kaygısına itmesine izin vermeyin.
- Düşüncelerinizin gerçekliği varsa, durumun kendisine değil çözüme odaklanın.
- Düşüncelerinizin gerçekliği yoksa, kendinizi negatif etkilediğinizi fark edin ve düşünceden uzaklaşmaya çalışın.
- Nefes egzersizleri, meditasyon yapabilir ya da uğraş verecek işlerinizle ilgilenebilirsiniz.
Soyut düşünceler, hayatımızda somut izler bırakıyor. Nasıl düşündüğümüz sağlığımız başta olmak üzere hayatımızın her alanına etki ediyor. Bu yüzden düşüncelerimizin gücünü fark etmek ve onlara yön vermek bizim için çok önemli.
